Atatürk, 1918’de I. Dünya Savaşı’ndan 550.000 kayıpla çıkan, Mondros Ateşkes Antlaşması’yla orduları dağıtılan, ağır silahları elinden alınan, tünelleri, demiryolları, tersaneleri, yer altı ve yer üstü zenginlikleri, telgraf hatları ele geçirilen, bu da yetmezmiş gibi elindeki son toprakları da emperyalistlerce işgal edilen, kapitülasyonlar altında ezilen, sanayileşmemiş, aşiret ve tarikat kıskacında, aydınlanmamış, geri kalmış yıkık ve perişan bir ülkeyi önce bağımsız sonra çağdaş bir ülke haline getirmeyi başaran kişidir Atatürk ve Cehalette boğulup sıtmadan ölmediysek eğer bunu O’na borçluyuz.