LikeSend adlı üyeden alıntı

Ahlak başlı başına bir konu, dallanır budaklanır :)

Ahlak görecelidir, kimine göre kadının çalışması ahlaksızlıktır, kimine göre mini etek ahlaksızlıktır, flört ahlaksızlıktır, akraba evliliği ahlaksızlıktır, 13-15 yaşında kızla evlilik ahlaksızlıktır, hatta hamile kadının sokakta gezmesi için bile ahlaksızlık diyen oldu :) ahlak böyle göreceli bir kavramken tutup tüm topluma nasıl huzur getirebilir ki ? Tutup hangilerini doğru kabul edeceğimize kim karar verecek ?

Ahlak değil de toplumsal eğitim diyelim biz buna, çünkü dünyanın en kötü cezaevlerini içinde barındıran ülkeler, suç oranı da en yüksek ülkeleridir her zaman, aynı zamanda eğitim seviyesi de en düşük ülkeler bunlardır :)

Eğitim seviyesi en yüksek ülkeler ise, dünyanın en güzel cezaevlerini barındırırlar(istisnalar belki vardır, ama genel geçer budur) , yani bir çoğumuzun hayatından daha güzelini bulabileceğimiz cezaevlerine rağmen suç oranları en düşük ülkeler de bunlardır. Yani yasalar cezalar aslında sandığımız kadar caydırmaz yahut ceza azlığı her zaman teşvik etmez.

Ahlak kavramı, kişiden kişiye, inanca, kültüre göre değişebilir, ama eğitim, bu kim nereye çekerse oraya giden ahlak kavramını, bilimsel araştırmalara, verilere dayalı bir kalıba oturtur ve insan için olabileceğin en iyisini bireylere öğretir. Tüm eğitimlere rağmen de çok başlı ahlak kavramları varolmaya devam eder fakat, verilen eğitim sayesinde toplum huzuru maksimum seviyede korunmuş olur.

İşin bir de maddi boyutu var, ama eğitim, refah seviyesini de beraberinde getirir. Eğitim seviyesi yüksek olup da fakir olan bir toplum dünyada yoktur (siyasi nedenlerle ambargo altında olanlar hariç diyeyim) .


Mantık karar verecek !