sofgames Ben de direk size karşı birşey söylemedim. Konu altına fikrimi belirttim.

Bir sporda hayran kitlesinin artması için, farkındalık yaratacak bazı başarılar alınması gerekli.
Voleybol da uzun yıllar kız sporu diye erkek seyirci tarafından ötekileştirildi ve bu sporu yapan kadın ya da erkek sporcular çok fazla değer görmedi. Ne zaman ki Neslihan ve beraberindeki jenerasyon Avrupa'da hatrı sayılır başarılar elde etti. O andan itibaren seyirci de bu spora olan bakışını değiştirdi. Şu an voleybolda dünyanın en iyi ligerinden birine sahibiz ve istediğimiz her oyuncuyu bu lige getirebiliyoruz.

Türkiye'de spor kültürü gazetede furbol sayfası okumaktan öte değil. Wimbledon Tenis Turnuvası 140 yaşında. Biz daha henüz yolun çok başındayız. Şu an aktif olarak bu sporu yapan kadın ve erkek tenisçilerin çoğunun maçlarını izlerim. Bu spor öyle ucuz bir spor değil ve gerek aileleri gerekse sporcuların nasıl zorluklar elde ettiği ortada ama bu her işte böyledir. Şimdi ben çok yetenekliyim diye burada bir proje için maddi destek istesem kimse vermez. Sizin bunu insanlara gösterecek elinizde somut şeyler olması lazım. Biz teniste daha yeni WTA turnuvasında final gördük. Bu bazı şeyleri kıracak elbette ama arkadan gelen sporculara baktığımda aynı dönemde beraber tenise başladıkları jenerasyondaki oyuncuların çok gerisindeler. Tamam altyapı, sponsor, eğitmen, akademi vs. bunlar yok ama yetenekli insan her durumda kendini belli eder. Zaten bu yüzden bazı sporcular özeldir. Daria Kasatkina 1997 doğumlu ama oynadığı tenisi izlersen aradaki seviye farkını çok rahat görebilirsin.

Son paragrafınızla ilgili üstte görüşümü belirttim. PSV Eindhoven'ın kapısında 'Çalışmak yeteneği yener, eğer yetenek çalışmazsa' sözü duvarda yazılıdır. Sizin elinizde imkanlar az olabilir ama bu hayallerinizi gerçekleştiremeyeceğiniz manasına gelmez. Spor tarihinde imkansızlıklardan efsanele mertebesine gelmiş insanlar var. Amerika'daki siyahlar ya da Afrika'daki sporcuların da ellerinde imkan yok. Koşu ayakkabısı olmadan olimpiyat şampiyonluğu elde etmiş insanlar var.

Biz sıkıya gelemiyoruz ve çalışmayı sevmiyoruz. Birşeyi azıcık yapıp diğerine geçiyoruz ya da sıkılıp bırakıyoru. Bu sitedeki insanlar için de geçerli bu. Aramızda eminim ki dünya standartlarında iş yapbilecek insanlar vardır ama karşıdan bir hareket bekliyoruz hep ve nasıl olacağına değil, nasıl olmayacağına kafa yoruyoruz.

Bugün birine projenizden bahsedin, size onun nasıl olamaycağını söyler. Bunu dikkatli gözlemleyin, emin olun aile de böyle, arkadaş çevresi de, eğitmenler de... Nasıl yapılırı ya da yapmanız için sizi teşfik edecek fikirleri vermezler. Kimi boş iş görür, kimi ondan iyi olmanızı istemez.

Size de saygılar.