Başbuğ Cengiz Han Türk'tür günümüz ümmetçileri sayesin de Türklüğü Diriliş Ertuğrul adı altın da ümmetçilikle yayarak değil gerçek Türk kimliği ile paylaşmak izlemek lazım.



Gelin, en iyisi biz, Cengiz Han‘ın Türk olup olmadığı konusunu büyük tarihçi Hüseyin Nihâl Atsız‘ın makalelerinden parçalar alarak inceleyelim.

Türkler ile Moğollar iki kardeş millettir. Bu su götürmez bir gerçek. Bu konuda ATSIZ şöyle diyor:

“Türklerle Moğollar iki kardeş millettir. Altay grubu denen akraba milletlerin en mühim iki tanesidir. Türkçe ve Moğolca eskiden tek dil olup ancak Hunlar çağında iki ayrı dil haline gelmiştir. “Hun – Türk münasebetleri” adlı tebliğ ile bunu iddia ve ispat eden Türk, Moğol ve Çin dilleri bilgini Von Gabain olmuştur.”

Devamında kısa bir Moğol tarihini veriyor ATSIZ:

Türklerle Moğollar iki kardeş millettir. Altay grubu denen akraba milletlerin en mühim iki tanesidir. Türkçe ve Moğolca eskiden tek dil olup ancak Hunlar çağında iki ayrı dil haline gelmiştir. “Hun – Türk münasebetleri” adlı tebliğ ile bunu iddia ve ispat eden Türk, Moğol ve Çin dilleri bilgini Von Gabain olmuştur.

Ve sorumuzun cevabını yavaş yavaş yaklaşıyoruz. ATSIZ, makalesinin bu kısmında bir benzetmeden yararlanıyor:

Çengiz’in “Moğol” topluluğu etnik değil, tıpkı “Osmanlı” tabiri gibi siyasî bir isimdir ve aralarında Türkçe konuşan veya Türk olan boylar ve uruklar da vardır.

ATSIZ’ın yukarıda anlatmak istediği şey, tam olarak şöyle: Osmanlı nasıl milletin yani ulusun bir adı değilse, Moğol adı da aynı şekil de Moğol ulusunu değil Moğol topluluğunu kastetmek için kullanıyor. Osmanlıda nasıl birçok dil ve birçok ulus varsa, Moğol topluluğu içerisinde de birçok boy ve dil bulunmaktadır.

Burada da “öldürücü” yanıtı alıyoruz:

Kısacası, artık diyoruz ki, Cengiz Han, Moğol değil Türk’tü. Hem de bunu kişisel görü veya kanaatimiz olarak değil, tamamen bilimsel olarak söylüyoruz.

Türkler’le Moğollar aynı kökten gelen iki kardeş millet olmakla beraber Çengiz Han, Moğol değil, Türk’tü. Çengiz’in Türklüğü tarihî geleneklerin dışında tarafsız çağdaş Çinlilerin tanıklığı ile de sabittir. Profesör Zeki Velidi Togan, 1941′de yayınladığı “Moğollar, Çengiz ve Türklük” adlı küçük eserinde, (s. 18) ve 1946′da yayınladığı “Umumî Türk Tarihine Giriş” adlı büyük ve değerli eserinde (s. 66) Çengiz Kaan’ı 1221′de ziyaret eden Çao-hong adlı bir Çin elçisinin verdiği bilgiyi nakletmiştir. Bu elçi, Çengiz’in eski Şato Türklerinden indiğini gayet açık olarak belirtmiştir. Şatolar ise, bilindiği üzere eski Gök Türkler’den inen büyük bir uruktur. Çengiz’in tipi hakkındaki tarihî bilgiler de (uzun boy, kumral saç, beyaz ten, yeşil göz) eski Gök Türk kağanlarınınkine uymaktadır. Çengiz’in aile adı olan “Börçegin”, “Börü Tegin’in Moğolca söylenişinden ibaret olduğu gibi “Çengiz” kelimesi de “Tengiz” yani “Deniz” kelimesinin Moğolca söylenişinden başka bir şey değildir. Türkçe’de “t” ile başlayan kelimelerin Moğolca’da “ç” ile başladığını Altay dilleri uzmanları söylemektedir.

Çengiz’in ailesi hiç şüphesiz eski Türk devlet geleneğine uygun olarak çok eski zamandan beri Moğollardan bir kısmı üzerinde (belki de Moğollaşmış Türkler üzerinde) beğlik eden bir Eçine Hanedanı kolu idi. Bu hanedanda Türk geleneklerinin devam etmekte olduğu Çengiz’in oğullarından Çağatay ve Ögedey’in adlarından gözükmektedir. “Çağa” ve “Öge” bilindiği üzere, Türkçe kelimelerdir.