Ekonomik olarak nasıl perişan hale geldiğimizi aslında hepimiz yaşayarak görüyoruz fakat tüketim çılgınlığı sanki zenginleşmişiz gibi kandırıyor bizleri.

1998 de Romanya ve Bulgaristan'a gittim, zaten babam dolayısıyla hemen her ülkenin gelişme düzeyini ezbere biliyorum adamlar yoktan köyden ülke varettiler, biz ise eskisinden daha kötü haldeyiz, onlar bize kaçak işçi gelirken bizimkiler oralara kaçak işçi gitmeye başladı.

Arnavutluk benim ülkem zaten, şundan 15 yıl önce bidonla ev altı dükkanlarda benzin satılıyordu o kadar geri kalmış bir ülkeydi, şimdi ise AB üyesi bizden 10 yıl ileride. Gelişmişlik ve yaşam endeksleri bizden üstün duruma geldi, 15 sene önce arada uçurum vardı.

Ekonomi Türkiye de 2002 den 2008 yılına kadar iyiydi fakat bu iyiliğin nedeni özelleştirmeler, tam liberal ekonomiye geçiş ve Kemal Derviş'in kemer sıkma politikalarının aynen uygulanmasından kaynaklıydı, bankacılık kanunları da değişip devlet garantör olunca krediler de açıldı vs. herşey güzeldi fakat 2008 den sonra geriye gidiş başladı zaten tüm ekonomistlerin söylediği de bu olay, çok ucuz düşük faizle krediler alındı özelleştirmeler yapıldı fakat bu paralar doğru kullanılmadı, üretim değil tüketim ve betona para yatırma teşvik edildi. Ekonomi iyiye gidiyor sanılan her gün daha da kötüleşti ama kimse bunu farkedemedi. Sadece deprem ve ekonomik kriz için getirilen kemer sıkma politikaları ÖTV gibi geçici vergiler devlete tatlı gelince geçicilikten çıktı baki kaldı.

Bir araca bir sigaraya içkiye telefona bilgisayara bunca vergi vermemizin, diğer ülkelerle olan fiyat farkının sebebi bu kemer sıkma günlerinden sonra kaldırılması gereken ama israfçı yönetimler yüzünden kaldırılamayan ÖTV. Devlet yolunu buldu, ülkemde telefon üretilmesine ne gerek var ? Telefonun değeri kadar vergi koyarım böylece işi çözerim dedi, araba için vs. her bok için böyle yaptı ve sonuç da çoluk çocuk çalışıp geçinemeyen bir halk ortaya çıktı.

Amcamlar Makedonya da yaşıyor ve buraya geldiklerinde gördükleri fiyatlara inanamıyorlar, et 2 kat pahalı süt peynir sebze araba içki sigara yemek memek aklınıza gelen herşey Türkiye de 2 kat daha pahalı, Makedonya da fakirler bile etsiz yemek yemiyorken et bu ülkede lüks sayılıyor.

Benim bildiğim ekonomi soframla yaşam standartımla ölçülür, soframda sabah peynir zeytinin yanına bal da salam da kaşar da koyabiliyorsam ve bu sürekli artan bir haldeyse ekonomi iyidir, aksine soframda yediğim azalıyorlar ekonomi kötüdür. Türkiye de yediğimiz içtiğimiz 2008 yılından beri sürekli azalıyor. İnsanlar eskiden daha huzurluydu, şimdi huzur da kalmadı herkesin sinirli olmasının çılgınca şeyler yapılmasının, basit sebeplerle kavga çıkmasının nedeni de ekonomik sıkıntılardan kaynaklı stres aslında, bu halk borçla yaşamaya alışkın geniş geniş takılan bir yapıda değil, 10 sene boyunca ödeyeceği korkunç paraları düşündükçe geçim zorluğunu çektikçe çıldırıyor insanlar. 15 sene önce kimsenin borcu yokken şimdi selam verdiğinizin 10 yıl boyunca ödeyeceği kredileri var, yediğimiz içtiğimiz bindiğimiz giydiğimiz bankadan aldığımız borç ise bize ait ne kalmış, donumuza kadar başkasına ait ... 15 yıl önceye oranla 10 kat kötü durumdayız kimsenin haberi yok.