mua adlı üyeden alıntı

@ozzy5a siz bu bilgi nereden aldınız bilmiyorum ama .... http://bilisimsuclari.iem.gov.tr/kanun.html :)

2007'den bu yana var.


Güzel kardeşim mevzuyu burada uzatmak istemiyorum ama anlamamışsın demek istediğimi. 2007 yılında çıkan bu kanun devletin bilişim suçları üzerine yaptırım uygulaması için hazırlanmış genel içerikleri olan bir kanundur. Bilişim üzerinden işlenecek olan suçlar 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununda yer alan içeriklere göre verilmektedir. Yani senin bilişim üzerinde işlediğin suçla fiziki yaşamda işlediğin suçlar aynı kefeye konulmaktadır. Bu yanlıştır.
Onun dışında hazırlanan bu kanun yamalı bir bohçadan farksızdır. (Bakınız; İlgili kanunlarda yapılan değişiklikler ) Yapılan değişiklikler 1934 yılından 2004 yılına kadar çıkan kanun hükümlerine eklenen maddelerden ibarettir. Bu maddeleri dikkatli bir şekilde incelediğimizde hükümler yaptırım gücünü artırmak üzerine kuruludur.
Kısacası internetin ne olduğunu anlayan insanların tıpkı TCK'nunda tanımlanan suçlar gibi madde madde açık bir şekilde yazırlanmış bir kanun kısacası internet kanunu ülkemizde hala yoktur. 2007 yılında çıkartılan bu kanun bir tanımlama ve suç süphesi olduğu anda dava süresince "tedbir amaçlı" engelleme yapmak için oluşturulmuş bir üst metinden öteye gidemez. (Tabiki içerik olarak)

Benim bahsettiğim olay bir üst metin değil suçların belirli olduğu, ceza hükümlerinin yazdığı dolu dolu bir kanun. Bu durum geçen hafta soruşturulan bu ÖSYM başkanına atılan sahte mail olayında yaşandı. kişi tutuklandı ancak e-mail ile ilgili yeterli bir düzenleme olmadığı gerekcesiyle serbest bırakıldı. Çünkü hakim bu gönderilen mailde yasalara göre bir suç olmadığına karar verdi. Yani ben senmişim gibi bir mail atsam bu suç teşkil etmiyor. Benim sen olmamı istemezsin sanırım.