Bu sabah kalktım 6,30-7 arasıydı iş yerine (market) geldim. Fındık döneminde olduğumuz için iş yoğunluğu azdı ve bugün diğer günlerime göre daha keyifsizdim. Aslında projelerim üzerinde düşünmek ve geliştirmek için fırsatım vardı ancak keyfim yoktu. Tempo kazandıracak, beni heyecanlandıracak ve heveslendirecek şeyler ararken şöyle bir yazı buldum. Keyfimi yerine getirdi ve birazcıkta olsa heyecan oluşturdu. Sizlerle de paylaşmak istedim:
Yazı kaynağı : KİGEM
Başarı için ne gerekiyor? Hiç düşündünüz mü, Neden milyarlarca insan başarılı olamıyor da çok küçük bir oranda insan başarılı olabiliyor?
Aslında herkes başarının formülünü biliyor. Çok çalışınca olduğunu bilmek için bilim adamı olmak gerekmiyor. Peki formülü herkes bildiği halde neden yeterince ve çoğumuz başarılı olamıyoruz?
Bu istatistik üzücü ama yeni jenerasyon gençlerin iş hayatında başarılı olma, kalıcı olma, sürekli olma ve (para, statü, unvan, prim) kazanma oranı her geçen yıl azalıyor.
Dün, 15 yıl önce kurulmuş olan YemekSepeti.com 589 Milyon Dolara satıldı. Bu aynı zamanda Türkiye internet sektörünün en büyük satın alması ve ilk 1 milyar TL üzerindeki satışı.
Peki 15 yıl önce İstanbul’da 40 metrekare bir odada kurulmuş bir internet şirketi nasıl 589 Milyon Dolarlık bir değere ulaştı?
Tek bir cevabı yok elbette ama eğer cevabı tek kelimeye indirmek gerekseydi bu kelime SEBAT olurdu.
Dört bilgisayar mühendisi arkadaş bir hayalin peşine düşüp gemileri yakıp, çevreden gelen “yapma, batarsın, ele güne muhtaç olursun, gül gibi işin var” söylemlerine kulak tıkadılar. Uzunca bir zaman para kazanamadılar ama yılmadılar.
Şimdi soruyorum, hayalinizi gerçekleştirmek için 15 yıl beklemeye sabrınız var mı?
“Gel vazgeç bu sevdadan” diyenlere karşı dayanacak gücünüz ve iradeniz var mı?
Sürekli “Gel güzel bir iş bulalım sana” diyenlere inat edecek kadar güçlü müsünüz?
“Bir şirket kurup 15 yılın sonunda 589 Milyon Dolara şirketi satıp çok zengin olmak” cümlesini okumak çok kolay ama bu 15 yıl nasıl geçti acaba?
15 zor yıl…
5475 zor gün…
131400 zor saat...
Başarı için sabır mı gerekiyor? Hayır, sabır tek başına yeterli değil.
Doğru kelime: SEBAT
Sebat kelimesinin başka hiçbir dilde karşılığının olmadığını biliyor muydunuz?
İngilizce karşılığına baktığınızda “perseverance” diye cevap verir ama bu kelime “azim” kelimesinin karşılığıdır. Ama sebat, sabırla azmetmek, zorlamak gibi birkaç kelimeyle açıklanabilir.
Bugünün gençleri olarak çok daha hızlandırılmış hayatların peşindeyiz. Çok hızlı kazanmak, çok çabuk o kırmızı renkli arabaya binmek, çok az yorulup çok erken zengin olmak. Ama görüyoruz ki İnternet gibi büyüme ivmesi ve çarpan etkisi yüksek bir alanda bile böyle büyük bir başarı hikayesini mutlu sonla kapatmak 15 yıl alıyor.
Hayali olan, derdi olan her gencin oturup şapkasını önüne koyup düşünmesi gerekiyor. “Hayallerime ulaşmak için sabrım, gücüm ve enerjim var mı? Yeterince güçlü bir iradem var mı?”
Girişimcilik suyun altında nefesini tutmak gibidir. Ciğeri kuvvetli olan kazanır! YemekSepeti 15 yıl nefesini tuttu ve başardı!
YemekSepeti gerçek anlamda bir başarı hikayesi. Sadece girişimcileri için değil, Türkiye için önemli. YemekSepeti’ni, bu başarıda büyük emeği olan kurucuları Nevzat Aydın ve Melih Ödemiş’i ve tüm YemekSepeti çalışanlarını tebrik ediyorum.
Ama bir de diğer yönü var bu işin.
Türkiye, petrol zengini bir ülke değil. Üretmek zorunda, turizm geliri elde etmek zorunda, inovasyon yapmak, AR-GE yapmak, patent satmak zorunda. Yani taşı sıkıp suyunu çıkarmak, ekmeği aslanın midesinden almak zorunda.
Böyle girişimlerin büyüyüp global ölçekli yatırımcılara satılması, yabancı yatırımcının parasının bu topraklara gelmesi de bizim yeni petrolümüz olacak.
Bütün dünyayı sarmalayan uluslararası ekonomik krizin yaşandığı günlerde Türkiye’ye hala yabancı yatırımcının gelmeye, döviz getirmeye ve güvenmeye devam ediyor olması geleceğe umutla bakmamız için iyi bir işaret. Bir internet şirketinin, hem de parasını Türkiye’den kazanan bir şirketin 589 Milyon Dolar gibi bir rakamla değerleniyor olması uluslararası bakışın bu ülkenin geleceğine olan güvenini gösteriyor.
İşte bu yüzden, haydi gençler kodlamaya, internete daha doğru bakmaya, efektif bir iş alanı olarak görmeye, kendi işini kurmaya, kendi dijital petrol kuyusunu bulup hem kendine hem ülkene kazandırmaya!
Sabırla, sebatla…
HİÇBİR ŞEY İÇİN GEÇ DEĞİL
Eğer hayatınızda memnun olmadığınız bir şeyler varsa,
Eğer bir şeyleri değiştirmek istiyorsanız,
Eğer hayatı ıskaladığınızı, yanlış tercihler yaptığınızı düşünüyorsanız,
Ama bir yandan da artık geç olduğunu, eski enerjik halinizde olmadığınızı düşünüyorsanız, “benden geçti artık” diyorsanız...
Unutmayın, hayat bir fırsatlar defilesidir.
Ve hiçbir şey için geç değil.
İşte örnekler
Henry Ford, Ford’u kurduğunda 40 yaşındaydı,
Asa Candler, Coca Cola’yı kurduğunda 41 yaşındaydı,
Thomas Edison, General Electric’i kurduğunda 45 yaşındaydı,
Henry Nestle, Nestle’yi kurduğunda 52 yaşındaydı,
Ferdinand Porsche, Porsche’yi kurduğunda, 56 yaşındaydı,
Charles Flint, IBM’i kurduğunda, 61 yaşındaydı.
Yazı kaynağı : KİGEM
Geçenlerde okuduğum bir söz ile de bitireyim :
Adolf Hitler’in Kavgam kitabında da dediği gibi “Bulduğunuz bir işte uzun süre çalışmak, o işi bulmaktan çok daha zordur.”
Her şey gönlünüzce olsun, projelerimiz büyüsün inşallah :)