Bilgi: Bu bir intihar notu değildir :) Hatta çoğu tohum ve erken aşama girişim için ders niteliği taşıyabilir
Herkese iyi akşamlar, aslında iyi sabahlar diyelim saat 5 olmuş.
İsmim Kemal, burada olan çoğu insan gibi bende bir web sitesi girişimi sahibiyim. Geçtiğimiz sene başladığım ve potansiyel olarak Türkiye'nin en çok tıklanan ilk 200-300 sitesi arasına rahat girecek bir projem var. (Kimin projesi kötü ki zaten :) )
22 yaşındayım ve projemin içinde bulunduğu sektörde 8 senedir bulunuyorum. Uluslararası şirketlerde bu konu üzerinde çalışmalarım oldu. Çoğu çalışmalarım ücretsiz veya çok düşük ücretliydi fakat bana çok güzel bir iş ağı (network) kazandırdı. Bu sektörü seviyorum, ve bu sektörde var olmak istiyorum. Sektör Türkiye'de ve hatta dünyada gelişmekte olan bir sektör. Bu işi bir tek ben yapabilirim diyerek kendimi büyütmüyorum ama yapabileceklerden biri kesin benim.
"Peki madem her şey iyi, siten milyon dolarlar kazanacak, sen bu iş için seçilmiş kişisin, burada gelip neden içini döküyorsun? Yoksa bize hava mı atmaya çalışıyorsun?" derseniz, cevap basit;
YAPAMIYORUM
Bu işe başladığımda 4 kişilik bir ana ekibimiz vardı. Birlikte oturduk konuştuk ve bize bu site için yaklaşık 10-15 bin lira kadar bir sermayenin gerektiğini hesapladık. Bunun üzerine bankaya gittik ve bize 12.000 lira kredi verebileceklerini söylediler. Bizde bereket versin dedik ve girişimimize başladık.
İlk etaptaki fikrimiz 6-12 aya borcumuzu sıfırlayıp sonrasında güzelce kar etmekti. Projeye başladık ve sitemizi kurduk yaklaşık 2.5 ay yazılım işlerine ayırdık. Bununla birlikte yazılımın 2. ayında siteye gerekli verileri girmeye başladık.
Yazılım işlerinin bitiminde de sitemizi halka açtık. 3. haftanın sonunda sitemize 800 kişi kaydolmuştu (1 yılın sonunda şu an 2000) ve facebookta bir kaç grupta paylaşım yapmak dışında hiçbir reklam yapmamıştık. Facebookta gönderi öne çıkartma dahi yapmadık. Çünkü plana bağlı gidiyorduk ve herkes işini yapıyordu. O an için ekstra reklamlara gerek yoktu.
Sonrasında dağılmalar başladı önce ana ekibimiz dışındaki arkadaşlarımızı kaybettik. Yine bizim için çok da sorun değildi. Sonrasında ise ana ekip arkadaşlarım çekilmeye başladı. Sırayla da değil aynı anda, örgütlü de değil bireysel bıraktılar. Ortada bir neden yoktu. Sadece site zaman alıyordu ve zaman ayırmak istemiyorlardı. Bu ekip arkadaşlarım okulu ya da işi olan insanlar da değildi.
Çok defa geri toparlamaya çalıştım. Gitmelerinden 1-2 ay sonra topladım konuştum " O kadar kredi ödüyoruz, sitenin potansiyelini biliyoruz çalışalım" diyorum. O an etkiliyorum onları bir gaza geliyor sonrasında yine gidiyorlar. Hatta bir keresinde site ile ilgilenmeyen ilgilenmediği her gün kasaya 5 lira atsın dedik. 5 lira kimseyi zengin etmez kimseyi de fakirletmez maksat ortada bir ceza olsundu. Onu da kabul ettiler sonuç değişmedi 5 liralar da yatmadı :)
Bunun yanında fizibilite çalışmamız sonrası sitemizin %100 aktiflik ile tam potansiyeli ile çalışması için minimum 20-25 konusunda bilgi sahibi çalışana ihtiyaç duyuluyordu. Bu nedenle aslında sitede hiçbir dönemde tam potansiyelli çalışamadık. Çalışmadık.
Ben bu arkadaşların peşinden uzunca bir süre koşum bazıları ile akrabalık bağım da olduğu için s*ktrin gidin de diyemedim. Toparlayıcı olmaya çalıştım ve 6 ayın sonrasında ben de artık onları bıraktım.
Sonrasında yanıma bir arkadaş alarak projeye devam etmeye çalıştım. Arkadaş projeyi sahiplenip 7/24 çalışmada bulunmadı fakat gerçekten yardımları dokundu ve projeyi güzel yerlere getirmenin ilk adımlarını attık. Bu ilk adımlar dahi o kadar etkiliydi ki Dünyaca ünlü sitelerden iş ortaklığı teklifi geldi. Antalyaspor'dan proje teklifi aldık. Sektör açısından ilklere de imza attık.
Fakat geldiğim nokta siteyle ilgilenmediğim, sitemi açmadığım günlerin olduğu nokta. Eskiden küçük yükselmelere tatlı tatlı sinirlenirdim neden küçük diye şimdi geriye gidiyoruz ve açıkçası yoruldum projeyi ileriye itebilecek daha fazla gücümün kaldığına inanmıyorum.
Ve açıkçası geçtiğimiz günlerde de beyaz bayrağı çekip pes etmeyi kafama koydum. Sadece kendime yediremediğim için dile dökmedim.
Bugün ise ATV (bildiğimiz ulusal kanalımız ATV) bana ulaşıyor ve sektör ile ilgili bu gece yayınlanan programa çıkmamı istiyor. Bunun üstüne uğraştığım sektörde de ayağı olan global bir şirketin CEO'su twitterdan beni takip etmeye başladı. Ben sosyal medya fazla kullanmam. Sevmem. Twitter kullandığımı çok arkadaşa söylemem bile ekleyeceklerse facebooktan eklesinler. Twitterı sade ve temiz tutmaya çalışırım. bu nedenle 95 takipçim var ve bu ikinci CEO'm oldu :)
Ve ne yazık ki bu benim için ÇOOOOK büyük gelişmeler içimde kıpırtı uyandırmaya yetmedi. Eskiden yeni bir backlink beni havalara uçururken şimdi durum bu oldu.
Bunun en büyük nedeni ekiptir diyerek kendimi aradan çekip suçu başkalarına atmak istemiyorum. Başarısızlıklar da biraz yıldırdı.
Antalyaspor işinden boş döndük. Çünkü yönetimde değişiklik oldu. Yeni başkan gelince takımdaki yönetim kadrosunu doğal olarak değiştirdi ve bizim iş yaptığımız birimde çalışanlar da bu değişimden nasibini aldı. Yeni yönetime bu konuya açtığımda çok da ilgilenmediler.
Antalya'da olduğum için de ATV'ye gidemedim bugün :) (Antalyalı olmam ile Antalyaspor'un benimle iletişime geçmesi tamamen tesadüf.)
Dediğim gibi twitterdaki 2. CEO takipçim ilkinden ses çıkmadığı gibi bundan da ses çıkmayacağını düşünüyorum.
Dünyaca ünlü siteden gelen partnerlik anlaşmasını da açıkçası karlı görmediğim için ben reddetmiştim :D ama cidden karlı değildi. Parasında kesinlikle değildim ama sözleşme resmen tek taraflı gibiydi :)
Şu bildiğiniz bir boşluktayım. Toparlanıp sitemin başına geçmek istiyorum umarım bir yol bulurum da severek yaptığım işimi TEKRARDAN severek yapabilirim.
Uzun bir post oldu. Elimden geldiğince de kısa tutmaya çalışmıştım halbuki. Ama uyardım içimi dökeceğim diye. Neyse uzun postlar sevilmez burada bitireyim artık. Okuyan olursa da çok teşekkür ederim.
İyi günler. İyi çalışmalar