Moda tercih hakkı mı kölelik mi?

Sanayi Devrimi sonrası tüketimin artması, yeni pazarların oluşmasıyla birlikte ürünlerin satılmasını kolaylaştırmak için kapitalizm kendi mantığı olan modayı üretti. Modayla birlikte büyük kitlelerin tüketim alışkanlıklarına kolaylıkla yön verilebildiği görüldü. Bu yön veriş başlangıçta sanayi devriminin ilk olarak kullanıldığı alan olan tekstil alanında başladı. Ancak modanın sermayedarların cebine biraz fazla para sokmasından sonra giyimden yeme-içmeye kitap okumadan tatil beldesi seçiminden diyet alışkanlıklarına kadar uzadı gitti.
Moda sermayeyi ve sermayedarı büyüttüğü ölçüde bu kavramı dillerinden düşürmeyen kapitalistler tarafından kutsandı. Böylece başlangıçta sadece giyim-kuşam alanında olan moda daha sonra hayatımızın pek çok alanında insan aklını ve bedenini tahakkümü altına almayı başardı. Modayı takip edip kendini özgün sanan insanlar aslında bir kaç terzinin yaptığı elbiselerle tezgâhlardaki bez bebeklerden başka bir şeye benzemiyorlardı. Peki, amaç sadece satmak ve para kazanmak mıydı?
Bir insan topluluğu düşünün ki modaya uygun giyiniyorlar, yiyorlar, içiyorlar ve “bestseller” kitaplar okuyorlar. Bu insanların özgürlüğü ve özgünlüğü ne kadardır sizce? Uluslararası alanda hukuken köleliğin kalktığı hepinizin malumudur. Bizim bildiğimiz kölelik tarihten öğrendiğimiz kadarıyla bazı toplumların silah zoruyla insanlık dışı muamelelere maruz kaldığını bildiğimiz bir topluluktu. Acaba günümüzde de bir köle toplumundan bahsetmek mümkün mü? Bir ülkenin insanına aynı şeyler yaptırılarak o ülkenin insanı köleleştirilebilir mi? Modaya uygun elbiseyi giyen, modaya uygun müziği dinleyen, modaya uygun yemeği yiyen,modaya uygun kitaplar okuyan insanlar da bir çekiç güç tarafından kendilerine dayatılan hayatı yaşamaları yönünden kölelere benzemez mi? Onlara ne sunuluyorsa onu alırlar ve kullanırlar. Tıpkı köleler gibi…
İlköğretim ve lisede okulun yani devletin dayattığı elbiseyi giymeyi hiç istemez ve farklı bir elbise giymek isterdim. Devletin öğrencilerin ekonomik durumunu düşünerekten tek tip elbise fikrini ortaya attığını sonraki yıllarda anlayabildim. Görünürde sadece ticaret ve ekonomiyle ilgili bir kavram gibi görülen moda günümüzde sosyal alanda da büyük farklılıklar ortaya çıkardığı gibi aynı zamanda sınıflarında belirginleşmesinde etkili olmuştur. Şöyle ki benim param var ve ben zenginlerin takip ettiği modayı takip ederek onlar gibi giyinir, onlar gibi gezer, onlar gibi yaşarım. Ama benimle aynı mahallede oturan arkadaşım ekonomik durumundan dolayı benimle aynı şeyleri yapmayıp orta kesimin takip ettiği modayı takip edecektir. Bu da her sınıfın ayrı yemesine, ayrı içmesine, ayrı düşünmesine kısacası ayrı yaşam tarzına sahip olmasına neden olur. Bu da kişilerin şu a grubundan bu b grubundan diye sınıflandırılmasına yol açar.
Gün gelir modaya uygun fikir akımları ortaya çıkar. Halklar yapay nedenlerle bu fikirler uğrunda öldürülür ve kazanan yine kapitalist sistemin baronları olur.
Sonuç olarak moda, insanları kendinde olan şey için sürekli çalışmaya mecbur eder. Nasıl ki önceden köleler karın tokluğuna çalışıyorlarsa, bugün de insanlar çalıştığı işten aldığı parayla modaya uygun şeyler yaparak kendi elleriyle köleleşiyorlar…