Anayasa, toplumun kendi içerisinde yaptığı antlaşmadır derler. Ben gördüğüm kadarıyla toplumun bir tarafını temsil eden bir anayasa görmüyorum. Sadece ülke de mevcut olan çatlakları daha da arttırmaktan öteye gittiğini düşünmüyorum. Anayasa, bir toplumun bütün kesimi kapsayacak şekilde felsefi açıdan bakarsak toplumu hem mutlu hem de güven sağlayan bir anayasa olması gerekir. Hep kızdıkları 1980 Darbe Anayasası, 15 yıllık iktidardayken ve darbeden sonraki hükümet yönetimlerinde kaç madde eklenmiş, değiştirilmiş. 1980 Darbe Anayasasından kaç madde geriye kalmış ona da bakmak gerekir. Ben bilmiyorum açıkcası merak ettiğim bir konu.
Anayasa maddelerinden birisinde şu dikkatimi çok çekti. Cumhurbaşkanına giden kanun kabul edilmezse meclise geri gönderilir. Bir de kanunun anayasaya uymadığını düşünüyorsa Anayasa Mahkemesi kanunun iptali için dava açabilir. Bir kanunu isterse kabul eder, istemezse kabul etmez.
Üniter devletlerde, Yargı, Yasama, Yürütme bağımsız olduğunu biliyoruz ama yukarıdaki maddeyle Yürütme kolunu başındaki Cumhurbaşkanı, Yasamaya da müdahil olabiliyor.
Yeni Anayasayı kabul edildiğini varsayalım ve seçimler oldu. Şuanki cumhurbaşkanımız seçildi. Tamamiyle varsayım üzerinden gidiyoruz. Bir suçtan dolayı yargılanması gerektiğini düşündü meclis. Salt çoğunluk sağlandı ve Cumhurbaşkanı yargılanması için yargıya gönderildi. Cumhurbaşkanımızı yargılayacak olan insanlar, Cumhurbaşkanını tarafından atanmış insanlar olacak. AKPliler ise mevcut Cumhurbaşkanı üstünden niye gidiyorsunuz şeklinde soru sorabilirler. Haklı oldukları konu mevcut ama şuanki Cumhurbaşkanı seçimlere girmeyeceğim tarzı kesin bir açıklama yapmadı ve seçimlerin favori adayı da şuanki Cumhurbaşkanımız. Göründüğü üzere olay buradan patlak veriyor. Kısaca özetlersek;
Yürütme Cumhurbaşkan'ında, Yasama Cumhurbaşkan'ında, Yargı Cumhurbaşkan'ında.
Benim düşüncelerim bunlardır. Sizinkiler farklı olur, saygı duyarım.