lostyazilim
tr.link

Richard Dawkins Zürafa Otopsisinde Evrimsel Hatayı Gösteriyor

38 Mesajlar 6.196 Okunma
acebozum
tr.link

contentwriter contentwriter Kendi halimdeyim Kullanıcı
  • Üyelik 22.10.2011
  • Yaş/Cinsiyet 31 / E
  • Meslek Kendi halimdeyim
  • Konum Diğer
  • Ad Soyad İ** Y**
  • Mesajlar 4129
  • Beğeniler 1136 / 1842
  • Ticaret 21, (%100)
JumperTech üflemek bizim işimiz değil :) Konuyla alakasız yorum yapmayalım.
 

 

elektronikssl
webimgo

JumperTech JumperTech Üyeliği Durdurulmuş Banlı Kullanıcı
  • Üyelik 02.07.2016
  • Yaş/Cinsiyet 39 / E
  • Meslek Webmaster
  • Konum İstanbul Avrupa
  • Ad Soyad B** O**
  • Mesajlar 1705
  • Beğeniler 820 / 523
  • Ticaret 19, (%100)
İsa

Çünkü sen aciz bir kulsun, kendi gücünle bir şeyler yaratamazsın. Var olanla uğraşır durursun.
GokhanKara

kişi bu mesajı beğendi.

contentwriter contentwriter Kendi halimdeyim Kullanıcı
  • Üyelik 22.10.2011
  • Yaş/Cinsiyet 31 / E
  • Meslek Kendi halimdeyim
  • Konum Diğer
  • Ad Soyad İ** Y**
  • Mesajlar 4129
  • Beğeniler 1136 / 1842
  • Ticaret 21, (%100)
cwt JumperTech bahse konu sinirin kan basıncını azalttığı yönündeki iddianızı kanıtlamanızı bekliyorum...
 

 

JumperTech JumperTech Üyeliği Durdurulmuş Banlı Kullanıcı
  • Üyelik 02.07.2016
  • Yaş/Cinsiyet 39 / E
  • Meslek Webmaster
  • Konum İstanbul Avrupa
  • Ad Soyad B** O**
  • Mesajlar 1705
  • Beğeniler 820 / 523
  • Ticaret 19, (%100)
Al sana basıncın azalması, o hayvanlar boyunlarıyla çok güç harcıyor eğer zürafa belgeselleri izlersen anlarsın. O yüzden basıncı dağıtmak için belli ki sinir komplex yaratılmış.

Ayrıca zürafaların doğum sırasında anne rahminden düşerek boyunlarının kırılması riski olduğunuda hatırlatırım çünkü o hayvanlar ayakta doğum yapıyor ve rahim ağzı ile zemin arasında ciddi bir mesafe var yeni doğan bir zürafa için öyle bir mesafeden düşmek ciddi bir risk...




Bu yanlış bir iddia...

Kaynağı nedir merak ettim..

Zürafa doğarken yaklaşık 1,6 metreden yere, başı üstüne düşüyor.

Bu düşüş sırasında boynu kırılmadığı gibi, bu şekilde gerçekleşen doğum travması bebeğin nefes almasını sağlıyor.

Yani bu yararlı bir düşüş..

Boyunda kırık olmamasının kemiklerle ve bebeğin anatomisi ile ilgili çeşitli nedenleri vardır mutlaka..
GokhanKara

kişi bu mesajı beğendi.

wmaraci
wmaraci

cwt cwt Kimlik Onayı Bekliyor Banlı Kullanıcı
  • Üyelik 28.04.2014
  • Yaş/Cinsiyet 34 / E
  • Meslek ...
  • Konum Ankara
  • Ad Soyad S** A**
  • Mesajlar 1469
  • Beğeniler 384 / 373
  • Ticaret 20, (%100)
öyle bir iddiam olmadı ama siz aksini iddia ediyorsunuz.
kan basıncını azaltmadığı yönündeki iddianızın kanıtı nedir? İsa
 

 

Korkmaz Korkmaz cagdaskorkmaz Kullanıcı
  • Üyelik 03.12.2014
  • Yaş/Cinsiyet 28 / E
  • Meslek SARUHAN HOLDING - Fakir Elektr
  • Konum İstanbul Avrupa
  • Ad Soyad Ç** K**
  • Mesajlar 3536
  • Beğeniler 253 / 1236
  • Ticaret 8, (%100)
JumperTech

Sığı düşünmeyin. Yapay zeka örnekleri var. Ancak evrimin milyonlarca yılda kendi hatalarını yok etmesi bir tarafa insanlardan bu hataları kabaca 100 yıllık bir geçmişe sahip robot bilimine yıkmanız saçma.

Artık çocuk gibi eğitilen robotlar var. Siz neyi doğru öğretirseniz onları öğreniyor.

Büyük patlama sonucunda oluşan evren bir gün yok olacak. Sen gelmiş burda basit şeyler ile evrimi yalanlıyorsun.

Evrim dediğin olay 3 günde olmuyor. Milyonlarca yıl sürüyor.

Evrenin eskiden içe çöküp başlagıca geri döneceği sanılıyordu ancak yapılan araştırmalar sonucu karanlık madde keşvedildi ve karanlık maddenin evreni giderek hızlı bir şekilde genişlettiği gözlemlendi. (Evrenin genişlemesini de şuradan anlıyoruz. Galaksiler bize ne kadar uzak olursa renkleri maviden kırmızıya dönüyor. 10 yıl gibi bir süre Galaksi ler izlendi ve renklerinin giderek kırmızya döndüğü ve kırmızya dönüş hızının geçen sürede giderek artmasında biliyoruz) Yeni güneşlerin ve gezengenlerin oluşması için toz bulutlarının bir araya gelmesi gerekmekte evren genişlemeye devam ederse toz parçaları asla bir araya gelemeyek ve var olan güneşler ömrünü tamamlayıp patlayacaklar. Daha sonrasında yeni güneşler gezegenler olmaayacak.

Google Büyük soğuma Evren diye aratırsanız gerekli cevapları daha ayrıntılı ulaşabilirsiniz.

Bizim başlangıç kabul ettiğim Büyük Patlama'nın olduğu zamanı yaklaşık olarak biliyoruz. Bununda büyük patlamada oluşan ısının uzayda zamanla dalga boyunun değişip mor ötesi ışına ardından radyo dalgalarına dönüşmesinden biliyoruz. Yakın zamanda fırlatılan uydu bu dalga boylarını yakalyıp geriye doğru sardığında yaklaşık geçen süreyi bulabiliyoruz.

Gelip burada saçma saçma konuşma.
 

 

cagdaskorkmaz.com.tr

JumperTech JumperTech Üyeliği Durdurulmuş Banlı Kullanıcı
  • Üyelik 02.07.2016
  • Yaş/Cinsiyet 39 / E
  • Meslek Webmaster
  • Konum İstanbul Avrupa
  • Ad Soyad B** O**
  • Mesajlar 1705
  • Beğeniler 820 / 523
  • Ticaret 19, (%100)
Korkmaz
Peki sen buna ne diyeceksin bay çok bilmiş.

-----------------------------------------------------------------

Al sana basıncın azalması, zürafalar boyunlarıyla çok güç harcıyor eğer zürafa belgeselleri izlersen anlarsın. O yüzden basıncı dağıtmak için belli ki sinir komplex yaratılmış.

Ayrıca zürafaların doğum sırasında anne rahminden düşerek boyunlarının kırılması riski olduğunuda hatırlatırım çünkü o hayvanlar ayakta doğum yapıyor ve rahim ağzı ile zemin arasında ciddi bir mesafe var yeni doğan bir zürafa için öyle bir mesafeden düşmek ciddi bir risk...




Bu yanlış bir iddia...

Kaynağı nedir merak ettim..

Zürafa doğarken yaklaşık 1,6 metreden yere, başı üstüne düşüyor.

Bu düşüş sırasında boynu kırılmadığı gibi, bu şekilde gerçekleşen doğum travması bebeğin nefes almasını sağlıyor.

Yani bu yararlı bir düşüş..

Boyunda kırık olmamasının kemiklerle ve bebeğin anatomisi ile ilgili çeşitli nedenleri vardır mutlaka..
 

 

Korkmaz Korkmaz cagdaskorkmaz Kullanıcı
  • Üyelik 03.12.2014
  • Yaş/Cinsiyet 28 / E
  • Meslek SARUHAN HOLDING - Fakir Elektr
  • Konum İstanbul Avrupa
  • Ad Soyad Ç** K**
  • Mesajlar 3536
  • Beğeniler 253 / 1236
  • Ticaret 8, (%100)
JumperTech Tartışmaya giremeyeceğim. Evrim var bunu inkar edemezsin yalanlaman için karşı bir bulgu bulaman gerekiyor. Gelip yok yere uzakmış boynu kırılmış gibi saçma sapan şeyler ile Tanrının varlığını kanıtlayamazsın. Ayrıca o yazıda neyi kanıtlmaya çalıştınız anlamadım yadığınız şeyin cevabınıda içeriyor.

Yukarıda yazanları oku anlamya çalış.
 

 

cagdaskorkmaz.com.tr

JumperTech JumperTech Üyeliği Durdurulmuş Banlı Kullanıcı
  • Üyelik 02.07.2016
  • Yaş/Cinsiyet 39 / E
  • Meslek Webmaster
  • Konum İstanbul Avrupa
  • Ad Soyad B** O**
  • Mesajlar 1705
  • Beğeniler 820 / 523
  • Ticaret 19, (%100)
Zürafalar çiftleşebilmek için dişilerini etkilemek ve kazanmak zorundadırlar. Bu sebeple erkekler birbirleriyle amansız mücadeler verirler ve boyunlarını çiftleşme dönemlerinde sertçe birbirlerine çarparak savaşırlar. Kazanan dişileri alır.

http://www.evrimagaci.org/fotograf/54/6118



http://animals.sandiegozoo.org/animals/giraffe
GokhanKara

kişi bu mesajı beğendi.

JumperTech JumperTech Üyeliği Durdurulmuş Banlı Kullanıcı
  • Üyelik 02.07.2016
  • Yaş/Cinsiyet 39 / E
  • Meslek Webmaster
  • Konum İstanbul Avrupa
  • Ad Soyad B** O**
  • Mesajlar 1705
  • Beğeniler 820 / 523
  • Ticaret 19, (%100)
Zürafalar, neden beyin kanaması geçirmezler?

Bu canlıların başı neden dönmez?

Zürafaların yemek borularındaki asansör sistemi nasıl işler?

Başlarını eğdiklerinde oluşabilecek ani tansiyon artışı hangi sistem vesilesiyle kontrol altında tutulur?


Zürafalar, neden ayakta uyumayı tercih ederler?

Zürafa dört beş metreye varan boyuyla karada yaşayan hayvanların en uzun boylusudur. Bu uzun boyu nedeniyle, yaşayabilmesi için kalbinden iki metre yukarıdaki beynine kan göndermesi şarttır. Bunun için olağanüstü güçlü bir kalbe ihtiyacı vardır. Nitekim zürafanın kalbi kafasından daha büyüktür ve yaklaşık 60 cm uzunluğa ve 11.8 kg’lık bir ağırlığa sahiptir.

Zürafaların kalbi 350 mm Hg’lik bir basınçla kan pompalayacak kadar güçlüdür. Diğer bir ifadeyle, zürafanın tansiyonu 35’e çıksa bile bu durumun zürafaya bir zararı olmaz. Canlılar arasındaki en yüksek kan basıncına sahip olan zürafaların kalpleri dakikada 170 kez atmakta ve tüm vücuduna 75 litre kan pompalayabilmektedir.

Zürafalarda bulunan kan hücresi miktarı, bir insanda bulunanın iki katıdır.

Zürafalar bir şey yedikten veya içtikten sonra kafalarını yerde kaldırdıklarında, kalplerinin beyinlerine yeterli miktarda kanı pompalayabilmesi için normalden iki kat daha fazla atması gerekmektedir. Peki normal koşullarda pek çok canlının ölümüne sebep olabilecek kadar güçlü olan bu sistem, nasıl olur da zürafaya zarar vermez? Bunun nedeni, özel bir haznenin içinde bulunan sistemin, basıncın bu ölümcül etkisini kaldırabilmek için küçük damarlarla kuşatılmış olmasıdır.

Zürafa Niçin Beyin Kanaması Geçirmez?

Zürafanın başından kalbine kadar giden bölümde; yukarı çıkan ve aşağı inen damarların oluşturduğu bir [COLOR="Red"]U sistemi bulunur. Ters yönde akan kan damarları toplam basıncı sıfırlar, böylece canlı, ani kanamalara neden olacak iç basınçtan kurtulmuş olur.

Kalpten aşağı seviyede kalan bacak ve ayakların da özel bir korumaya ihtiyacı vardır. Zürafanın bacak ve ayaklarını saran derinin son derece kalın olması onu kan basıncının kötü etkilerinden korur. Ayrıca damarların içinde, şiddetli kan akışını dengeleyerek basıncı kontrol altına alan kapakçıklar da bulunur.

Asıl büyük tehlike ise, hayvan su içmek için başını yere kadar indirdiğinde ortaya çıkar. Normalde beyin kanamasına sebep olacak kadar şiddetli olan kan basıncı, bu durumda daha çok artar. Ama bu tehlikeye karşı kusursuz bir önlem alınmıştır. Vücutta salgılanan “sefaloraşidien” adlı sıvı devreye girer ve kalp hacmini küçülterek pompalanan kanı azaltır.

Öte yandan, hayvanın boynunda, başını aşağı eğdiğinde devreye giren özel kapakçıklar vardır. Bu kapakçıklar kanın akışını büyük ölçüde azaltır ve böylece zürafa güven içinde su içip tekrar başını yukarı kaldırabilir. Zürafanın kat kat olan damarlarının kalın olması da, yine bu yüksek basınç tehlikesine karşı alınmış bir tedbirdir.
[/COLOR]

Zürafalar Neden Bayılmaz?

zurafa2Zürafalar, başlarını aşağıdan yukarı kaldırmak için çok fazla zaman harcarlar ve bu yüzden kanın beyne gitmesi için vücutlarında kusursuz bir sistemin olması gereklidir. Bu sistem, çok güçlü bir pompa biçiminde çalışan bir kalp ve insandakinin iki katından daha fazla olan kan basıncından oluşur. İşte böylelikle zürafalar, bayılma nöbetlerinden korunmuş olurlar.

Nitekim zürafa başını kaldırdığında, baştaki kan damarları neredeyse bütün kanı yanaklarına, dillerine ya da deri gibi başın diğer bölümlerine aktarmaz; sadece beyne akması için yönlendirir. Aynı zamanda, hayvanın kalın derisi ve şahdamarındaki olağandışı bir kas -ki damarların genellikle kasları olmaz- kanı baştan kalbe geri taşıyan damara baskı yapar. İşte zürafa, insanlarınkinden çok daha iyi bir bayılmayı engelleyen mekanizmaya sahip olarak yaratıldığı için bayılmaz.

Zürafaların Yaratılışı, Allah’ın Üstün Sanatının Örneklerinden Biridir

Bir zürafanın yaşamını sürdürebilmesi için, mutlaka beynine kanı ulaştıracak bir pompalama sistemine, eğildiğinde ani kan basıncını azaltacak kapak sistemine ve başını kaldırdığında bayılmasını engelleyen damar sistemine aynı anda sahip olması şarttır. Bunlardan biri olmasa veya tam çalışmasa, zürafanın yaşamını sürdürmesi imkansız hale gelir.

Zürafaları Allah yaratmıştır ve yeryüzünde var olan diğer bütün canlılar gibi, zürafaların vücutlarında da Allah’ın üstün yaratma sanatının pek çok tecellisi bulunur. Allah bu durumu bir Kuran ayetinde şöyle bildirir:


“Sizin yaratılışınızda ve türetip-yaydığı canlılarda kesin bilgiyle inanan bir kavim için ayetler vardır.” (Casiye Suresi, 4)


Zürafaların Bilinmeyen Özellikleri

Yemek borularında bir asansör sistemi vardır: Zürafaların boyunlarının uzun olması, ağaçların en üst dallarına kadar uzanıp oradaki filizleri ve bitkileri yiyebilmelerini sağlar. Ancak hiç çiğnemeden yuttukları bu dikenli bitkiler önce dört bölmeli midelerine gider. Zürafalar daha sonra bunları sindirmek için tekrar ağızlarına gönderir ve ağızlarında çiğnerler. En sonunda da tekrar yutarak midelerinin bir başka bölmesine gönderirler. Ancak besinin mideden ağıza gidebilmesi için, yuttukları bitkilerin birkaç metre uzunluğunda olan boyunlarından yukarı doğru çıkması gerekir. Yüce Rabbimiz zürafaları besinleri yemek borusundan yukarı doğru çıkaracak asansör benzeri bir sistem ile birlikte yaratmıştır.

Ağız ve diş yapıları ihtiyaçlarına yöneliktir: Zürafaların dilleri 45 cm dışarı uzanabilir. Dişleri ise bir tarak gibi olduğu için sert akasya dallarının dikenlerini ve mineral gereksinimlerini karşılayan kemikleri rahatlıkla çiğneyebilirler.

Renkleri bulundukları ortama uygun olarak yaratılmıştır: Zürafaların benekli derileri, onların kamuflaj yapmalarına uygun olarak yaratılmıştır. Çünkü savan alanlarındaki ortamın rengi ile uyum içinde olmaları, düşmanları tarafından fark edilmelerini zorlaştırır.

Vücutları, hızlı koşmalarını sağlayacak biçimde yaratılmıştır: Zürafalar bir tehlike anında koşarak 50-70 km. hıza ulaşabilirler. Koşmaya başladıklarında başlarını pompalar gibi ileri geri götürür ve kuyruklarını kıvırırlar. Koşarken diğer bir özellikleri ise, diğer hayvanlar gibi ayaklarını çaprazlama atmamalarıdır. Önce ön ve arka sol, daha sonra ön ve arka sağ ayaklarını kullanarak koşarlar. Zürafanın bu koşma şekli, onun vahşi hayvanlar tarafından yakalanmasını zorlaştırır.

Küçük gruplar halinde yaşamaları güvenli bir ortam oluşturur: Zürafalar bütün yavrularına birlikte bakarlar. Yetişkin zürafalar dönüşümlü olarak yavruların başında nöbet tutarlar. Bu güvenlik sistemi sayesinde diğer anneler rahatlıkla yavru zürafaları bırakıp kilometrelerce uzağa yiyecek aramaya gidebilirler.

Yüce Allah zürafaların uyuma şekillerini özel olarak yaratmıştır:

Oturduklarında kalkmaları zor olduğundan, boyunlarını arka gövdelerinin yanına uzatarak ayakta uyurlar. Birkaç dakika dışında bütün uykularını bu şekilde ayakta geçirirler. Ayrıca zürafalar hiçbir zaman aynı anda uyumazlar. Mutlaka aralarından biri nöbet tutar.

zurafaAnne zürafa ve yavru arasındaki iletişim Yüce Allah’ın rahmetinin tecellisidir: Doğumdan sonraki birkaç gün içinde anne zürafa, zamanını yavrusunu yalayarak ve koklayarak geçirir, bu şekilde hem yavru temizlenmiş olur, hem de annesinin kokusunu öğrenir. Bu koku, anne ve yavrunun kalabalık bir sürünün içinde birbirlerini bulmaları gerektiğinde işe yarayacaktır.

Herhangi bir zorluk içinde olan yavru, annesinin dikkatini çekmek için çeşitli sesler çıkarır. Annesi de onu sesinden hemen tanır ve yardımına koşar. Zürafalar yavrularını hiç yanlarından ayırmazlar. Saldırıya uğradıklarında ise yavrularını vücutlarının altına iterler ve ön ayakları ile düşmanlarına sertçe vurarak saldırırlar.

Alıntıdır.


Ek olarak burada daha fazla bilgi yer almaktadır.

http://animals.sandiegozoo.org/animals/giraffe
GokhanKara Emreby

kişi bu mesajı beğendi.

Site Ayarları
  • Tema Seçeneği
  • Site Sesleri
  • Bildirimler
  • Özel Mesaj Al