Birikim Yapmak Sanıldığı Kadar Zor Değildir
Birçok kişinin yapamadığı ve yapsa da prensiplerinden ödün vererek yarıda bıraktığı birikim konusu ile ilgili sizler için bir yazı hazırladık. Eğer ki başlıklar halinde vereceğimiz tavsiyelere ciddi bir şekilde yaklaşırsanız sizlerde olmaz sanılan şeylerin aslında olabildiğini rahatlıkla göreceksiniz. Lütfen sabırla okuyun.
En Önemli Madde “Tasarruf”
Öncelikle tasarrufun ne olduğunu açıklayalım: temel sayılan ihtiyaçları gereği kadar tüketme, özenli davranarak ihtiyaç fazlası tüketimlerin önüne geçmektir. Sanırım bu açıklama tasarruf yapmak için yeterli.
“böyle adamlar zengin oluyor işte”
Yukarıda size tanıdık gelen cümle, genellikle çevremizde ki düşük profilli ve “3 kuruş” un hesabını yapan itici tipler için kullanılır. Biz bu işi tabi ki bu kadar abartmadan (durduk yere de insanların bizden nefret etmesine gerek yok) küçük sayılabilecek tasarruflarla ilk adımı atabiliriz.
Bu zamana kadar tasarruf için bir adım atmayıp ta yaşamınıza devam ettiyseniz, bundan sonra da sistematik bir şekilde tasarruf yaparak hayatınıza devam edebilirsiniz. Hatta içinizden yüksek sesle “ben neymişim be” diyecek kadar gururlanıp şaşıracaksınız.
Tabi bazı klişeler vardır. Örneğin; elektronik eşyaların fişini çek, tasarruflu ampul kullan, televizyonu kapat gibi. Her ne kadar etkisiz gibi görünse de yaptığınız zaman elektrik faturası geldiğinde rahmetli Azer Bülbül gibi titremezsiniz.
Tasarruf ile ilgili daha önce yazmış olduğumuz para tasarrufu yapmanın yolları adlı makalemizde daha detaylı bilgilere ulaşabilirsiniz.
Bozuk Para Sesleri
Cebimizde sürekli ağırlık yapan, anahtar çıkartırken içten içe “gitme” diye haykıran, olur olmaz zamanlarda hep kurtulası bir hastalık gibi tavır takındığımız hatta hep üvey evlat muamelesi gören (tamam tamam biraz mübalağa ettim) bozuk paraları biriktirmek tahmin ettiğinizden çok daha üzerinde bir faydaya sahiptir.
Genellikle bozuk paraları önemsemez, taşımaktan bile rahatsızlık duyarız. Bu durum metal paraların alışveriş anında harcanma olasılığını arttırıyor. Yapılan bilimsel araştırmalarda insanların bozuk paralarla aldıkları şeylere gider gözüyle bakmadığını ortaya koyuyor. Yani psikolojik olarak metal paralarla alınan şeylerin bedava alındığı hissine kapılıyoruz (ben dâhil). Bu bilinçaltı hareket cebimizde ki metallerin hızla harcanmasına neden oluyor(muş).
Özellikle hepimizin sık sık yaptığı küsuratlı alışverişte tam sayıya denk gelmesi için yaptığımız bozuk para hamleleri (özellikle bakkallarda). Örneğin 28 TL tutarında ki alışverişimizde 30 TL’ye tamamlamak için ihtiyacımız olmadığı halde bir şeyler alarak 2 TL’yi feda ettiğimiz çok olmuştur. Günde 1 kez böyle bir şey yaptığınızda, aylık 60 TL civarı önemsizmiş gibi duran bir rakama tekabül etse de 1 yılda 720 tl gibi fena sayılmayan bir gelirin buhar olup uçmasına aracılık yapmış olursunuz. Peki bu durumda ne yapacağız? Cevap basit;
Kumbara Alın
Bu yazıyı okuduktan sonra sizde artık bozuk paralarınızı boşa harcamayacaksanız mutlaka bir kumbara edinin. Her akşam eve geldiğinizde üstünüzü çıkarmadan önce kumbarayı ziyaret ederek emanetleri teslim edin. Burada kilit nokta ise kumbaranın yapısı. Kapağı açılabilen bir kumbara ile birikim yapmak oldukça zordur. Genellikle kapıda ödemeli küçük siparişlerde veya sabah ekmek almaya giderken kumbaraya ilişme ihtimaliniz yüksek. Böyle bir durum birikim prensibinizi bozacaktır. Kapağı zor açılabilen veya açıldığında bir daha kullanılması zor olan kumbaralardan alın (ben marangoza açılması zor ahşap bir kumbara yaptırmıştım). Kumbara ile bozuk paraları biriktirmek aynı zamanda keyiflidir. Hele ki uzun zaman biriktirip kumbarayı açtığınız da içinden çıkan para, Fatma Girik’in “boş beşik” filminde yıllar sonra çocuğu olacağını öğrendiğinde ki mutlulukla aynı oranda bir sevinç yaşayacaksınız.
Ek Gelirleri Görmezden Gelin
Başka kanallardan ek geliriniz varsa veya maaşınıza ek prim geliriniz varsa artık onları unutun. Özellikle tüketicilerin yaptığı en büyük hatalardan biri de taksitle aldıkları hizmet veya ürünlerin ödeme gücüne prim veya ek gelirleri dâhil etmeleri. Böyle bir durumda yaşanacak olumsuzluk sonrası ek gelir ve primlerin tüketiciye ulaşmaması durumunda gerilim müziğinin biraz daha yüksek sesle çıkması muhtemeldir. Bu nedenle ödemelerinizi mutlaka maaşınıza göre yapılandırmanız, atacağınız önemli hamleler listesinin başında gelir.
Sabit maaşınızdan para arttırabiliyorsanız taksitle alışveriş yapabilirsiniz. Ancak arttıramıyorsanız bazı acil olmayan ihtiyaçlarınızı erteleyin. Ek gelirlerinizi sabit gelir gibi görmeyip ayrı bir hesapta biriktirin.
Banka Hesabı ile Dost Olun
Dikkatinizi çektiyse başlıkta çoğul kullanmadım. Tek bir hesaptan yani maaş aldığınız hesaptan bahsediyorum. Birçok bankadan hesabınızın olması size ancak zarar verecektir. Eğer bir birikim hesabı açmak istiyorsanız (hatta az çok demeyin hemen açın) bunu maaş aldığınız bankadan yapabilirsiniz. Birikim hesabı için TL kullanmayın, altın hesabı açın.
Altın hesabı açtığınızda nakit para çekemezsiniz. Paraya sıkıştığınızda veya bir şeyler için harcama yapmak istediğinizde altın hesabınızdan minimum 1 gram altın bozdurarak TL hesabınıza aktarmanız gerekir. Altın alış-satış işlemlerinden zarar edeceğinizi düşündüğünüzden bu davranıştan kaçınacak ve böylelikle prensip çizginizin dışına çıkmamış olacaksınız.
Borçlanacağınız En İdeal Kişi: Kendiniz
“bir evin ne kadar geliri varsa o kadar gideri vardır” sözü her daim kabul görse de bunu yapılan yüksek harcamalar için bir referans kabul etmeyin. Günümüzde düşük gelirli biri de ay sonunu zor getiriyor, asgari ücretle veya asgari ücretin 3-4 katı aylık kazancı olan birisi de ay sonunu ucu ucuna denk getiriyor. Bunun en büyük nedeni ise kazandığımız aylık gelire göre yaşam standardımızın şekillenmesi.
Diyelim ki ay sonuna doğru parasal sıkıntıya girdiniz. Sonuçta herkesin başına gelebilecek bir durum ve vahamet seviyesi tehlike sinyallerinin biraz üzerinde ise yapmanız gereken kendi birikiminizden biraz borç almak. Ancak mutlaka maaş aldığınızda yerine koyun. Çünkü birikim yapmak bir prensiptir ve tutarlı davranmazsanız büyü bozulur.
Kötü Alışkanlıklarınızı Lehinize Çevirin
Toplumumuzda alışkanlıkların en başında alkol ve sigara geliyor. Bağımlılık derecesi yüksek olduğundan vaz geçilmesi biraz zordur. Sigara ve alkole ne kadar para harcadığımızı az çok tahmin ediyoruz. Gider kalemine bu zararlı alışkanlıklarınıza harcadığınız paraları da ekleyin. Bu zamana kadar bu giderlerle de yaşamınızı sürdürdünüz değil mi?
Ben sadece sigara üzerinden bir değerlendirme yapacağım (kendimde içiyorum). Bir paket sigara ortalama 10 TL ve genellikle günde 1 paket sigara içildiği ele alındığında aylık 300 TL’yi sigaraya verdiğimiz bir gerçek. Bu masrafı tıpkı bir elektrik faturası, ev kirası gibi tasarruf edilemez bir gider kalemi gibi düşünün (tabi bırakmayı düşünmüyorsanız). Bu 300 TL’yi aylık giderlerinize ekleyebilirsiniz. Ancak benim tavsiyem bırakmanız yönünde, eğer bırakamıyorsanız da en azından azaltmayı deneyin. İşin birde sağlık boyutu var. Sigaranın zararlarını bilmek için tıbbiye okumaya gerek yok. Zaten 15 basamaklı bir merdiveni hızla çıktığınızda (uzun yıllar içiyorsanız) akciğerleriniz size bir tokat atarak içten içe “yavaş, dalağını …” diye haykıracak. Neyse konumuz sağlık değil. Biz işin mali boyutuna bakıyoruz tabi.
Yapılan araştırmalara göre sigara kullanan bir insanın nikotin ihtiyacı 2 sigarada mevcut(muş). Bir paket sigarada 20 adet olduğuna göre geriye kalan 18 adet sadece dudak tiryakiliğinin b.k yemesiymiş (ben demiyorum, koskoca bilim adamları diyor). Peki neden hep 20 adet sigara içiyoruz hiç düşündünüz mü?
Çünkü rutin molalarımızı paketimizde ki sigara sayısına göre şekillendirdiğimiz için. Ayrıca yaptığımız en büyük hatalardan biri de sigaraya anlamlar yüklememiz. Örneğin; ohh mutluyum yak bi sigara, off işler yoğun bi sigara yakayım da kafam yerine gelsin, bu çay da sigarasız olmaz, amann koy g.tüne yak bi sigara… diye uzar gider. İşte bunlar o 18 sigaranın içilme sebepleri. Eğer “ben bırakamam” diyorsanız bide şöyle deneyin;
Her sabah evden çıkarken paketi ikiye bölün ve yanınıza 10 tane sigara alın. Gün içinde ki molalarınızı da artık 20 sigara için değil 10 sigara içmek için şekillendirin. İnanın hiç bir şey eksilmeyecek. Bu sayede sigara tüketiminiz yarıya düştüğünden aylık 150 TL tasarruf yapmış olacaksınız. Tabi tamamen bırakırsanız 300 TL cebinizde kalmış olacak.
Eğer sigara alışkanlığınızı yarıya düşürürseniz 2 günde bir sigaraya vereceğiniz 10 TL’yi de mutlaka kumbaranıza atın.
ATM ile Akrabalık Bağlarını Kuvvetlendirin
ATM cihazları ile yakın bir dostluk kurmanın zamanı geldi. Sebebi ise üstünüzde fazla nakit para taşımamanız için. Maaşınızın tamamını tek seferde çekmek yerine ihtiyaç oldukça çekin. Cebinizde duran para size fazlasıyla rehavet getirecektir. Cebinizde fazla para ile dolaşmayın. Zaten bir yemek filan yediğinizde veya dışarda bir mekânda arkadaşlarınızla program yaptığınız da yanınızda nakit olmasa da her yerde pos cihazı var. Özellikle bu yöntem sokakta ihtiyacınız olmadığı halde harcama yaptığınız şeylerin önüne geçmek içindir. Mesela, sokakta yürürken bir seyyar satıcının sattığı ve ihtiyacınız olmayan bir şeyi, sırf hoşunuza gitti diye artık almayacaksınız.
Kredi Kartlarınızın Kalbini Kırmadan Ayrılın
Kredi kartları sağlıklı kullanıldığı taktirde hayatımızı fazlasıyla kolaylaştıran bir ödeme aracı. Özellikle teknolojinin gelişmesiyle birlikte birçok alışverişi internetten yapıyoruz ve bu alışveriş kredi kartınızın cvv numarasını yazarak son buluyor.
Yapılan araştırmalar (bu cümleyi çok kullandım affola, lakin bizim her şeyimiz ispatlı), kredi kartı ile yapılan harcamaların cebimizden para çıkmadığı için psikolojik olarak bedava alınmış gibi bir his vermesi. Sonrasında gelen ekstre karşısında oha-vari bir tavır takınıp sırasıyla suçlu arayabiliyoruz. Bunlara mahal vermemek adına alternatiflere bir bakalım;
Sanal kart: Birçok bankanın müşterilerine internetten alışveriş yapmak için sunmuş olduğu ve daha güvenilir bir ödeme aracı. Zaten kredi kartından bir farkı da yok. Tabi alışveriş yapmak için önceden bir limit belirlemeniz veya içine para yüklemeniz şart. Bu yöntem en azından kredi kartınızın verdiği rehaveti ortadan kaldıracaktır.
Kredi Kartlarınızı Azaltın: Cüzdanlarınızda ki fazlalık kartlardan hemen kurtulun. Şu kadar bonus, şu kadar puan gibi reklamlara aldanıp ta kart sayınızı yükseltmeyin. Kart aidatlarını da hesaba katarsak sizi mali açıdan da rahatlatacaktır. Ayrıca kartınızın fazla olması sizi harcamaya itecektir. Bir tane kart candır, gerisi …
Bir de şu açıdan bakın; taksit imkanı veriyor olması toplam ücretin cebinizden çıkmayacağı manasına gelmez. Bu borcu sonuçta sizden başkası ödemeyecek. Taksitle alışveriş yapmak yerine birikim hesabınızdan nakit olarak bir şeyler almanız hem maliyeti düşürecek, hem de her ay taksit ödemek zorunda kalmayacaksınız. Eğer o ürüne gerçekten ihtiyacınız varsa birikim hesabından almak en azından nakit alım olduğundan size 100-150 TL gibi bir indirim imkânı yaratacaktır.
Sonuç:
Şimdi kabaca bir hesap yapalım(rakamlar temsilidir)
- Elektrik ve suyu daha dikkatli kullandık, varsayalım en fazla aylık 10 TL tasarruf ettik.
- Kumbaraya günde 2 Tl attık ve aylık 60 TL biriktirdik.
- Ek gelirden de aylık 100 TL biriktirdik.
- İhtiyacımız olmayan şeyler için kendimizi tuttuk ve en kötü ihtimal 20 TL'de öyle cebimizde kaldı.
- İş yerinde günde bir çay eksik içtik (arada bir cimrilik de yapmak gerek) ve aylık 30 TL yine cebimizde kaldı.
- Sigarayı yarıya indirdik, 150 TL'de öyle geldi.
Sadece bunları yaptığınız taktirde bile aylık 370 TL cebimizde kaldı veya biriktirmiş olduk. 1 yılda ise tam 4.440 TL demek. Sizce yukarıda saydığımız şeylerin hangisi yapılamaz. Aynı iş yerinde 10 yıl çalıştığınızı düşündüğünüzde, işe ilk girdiğinizde bunları yapmış olsaydınız şuan birikiminiz 44 bin TL'nin biraz üzerinde olmuştu.
Neyse ben sözü daha fazla uzatmayayım. Bir daha ki yazımızda görüşmek üzere. Hoşça kalın Takipte kalın.
Kaynak : anakredi.com
Blog Kaynak