creed74 adlı üyeden alıntı

Sayın Kanuni peki koskoca %60 dan bir babayiğit çıkmadı mı?

Ben konuyu "devlet destek verir, üreticiler de yapar" kadar basit görmüyorum. Bir otomobil üretmenin (eğer amaç görüntü olsun diye üretmek değilse ve gerçekten Hindistan markaları gibi olmayıp, bir Japon otomobili gibi rekabet derecesi yüksek bir ürün olacaksa) altından birkaç milyarlık devlet desteğiyle çıkılmaz. Hele günümüzde büyük firmalar bile rekabet ortamına dayanamayıp el değiştiriyorsa.

Otomobil üretebilmek için malesef sadece para yeterli değil, zaten sadece para ile yapılabiliyor olsa bile inanın devletin vereceği destek bir vw grubunun sadece arge harcamasına bile erişemez ki dediğim gibi sadece para ile alakalı bir konu değil, hafıza gerekiyor, bilgi gerekiyor. Amerikayı yeniden keşfetmeye gerek yok belki ama Amerikanın keşfinde yaşanılan tecrübeler yaşanmadan malesef yarım olur. Bu ülkenin deneme amacıyla saçılacak parası malesef yok.

Önce kendi hafızamızı kaybetmemeye bakalım. Ben uzun zamandır doğru dürüst domates bile yemiyorum, domatesi ki; yetiştirmesi en kolay ve ucuz üründür, bırakın geliştirmeyi, bozduk. Uzun zamandır lokomotif sektör inşaat, her taraf inşaat alanı, köprüler, tüneller yapılıyor.. Sorarım size neden otomobilden önce bir köprüyü de biz yapmıyoruz? Neden bir tüneli de biz yapmıyoruz? Otomobil üretemediğimiz için mi? Otomobil üretemiyoruz diye mi tarımda geri kalıyoruz? Neden sürekli beyin göçü yaşanıyor? Neden gencecik zehir gibi beyinlerin harika fikirlerine destek verilmeyip, tesbih çeken robota destek veriliyor? Otomobil üretemediğimiz için mi?

Sevgili kardeşim, biz eğitimi düzeltelim, emin olun bu ülke bin tane babayiğit çıkartır.


0 dan bu işe girip kimse yapamaz şu anda, yapsa da ne bir boka benzer ne rekabet şansı olur, o yüzden bu işi kesinlikle devlet destekli ya da devlet eliyle yapmalı. Yani kardeş biriniz yapın demekle olmaz, dediğin gibi çok büyük üreticler bile iflas etti el değiştirdi, işçilerine maaş ödeyemez duruma geldi. Çin gibi büyük bir pazara da sahip değil, ne olsa satın alacak müşteri de bulamaz, o yüzden bu iş sermaye sahipleri için girilmeyecek kadar riskli. Koç falan filan bunlar zaten yabancı ortaklı üretimle bu işten para kazanıyorlar, neden hazır varken riske girsinler ?


Ben her zaman paranın bu ülkede yanlış yönetildiğini düşünüyorum, gerçi bu yönetimde liberal ekonomi, devletin müdahil olmadığı rekabete burnunu sokmadığı bir sistem getirildi onun da etkisi büyük, fakat kalkınmanın yolu devletin de belirli noktalarda müdahale etmesiyle mümkün. Başka yolu yok bunun. Erdoğanın düşüncelerinden hak verdiğim tek konu da sanırım bu, o da böyle düşünüyor ama o kadar dışa bağımlı hale gelinmiş ki bazı noktalarda müdahil olsan karşılaşacağın sonuç büyük zararlar verebilir. Yani hatayı burada yaptılar kafadan, Özal da hatayı burada yaptı. Ülke her konuda hazır olmadan dışa açılmanın bedelini ödüyoruz. Ekonomiyi hazır olmadan bir şey üretmeden globale açıp kendimiz üretemez rekabet edemez hale geldik. Son 10 15 yılda dışarıdan bulunan ucuz parayı da üretimi şahlandırmak yerine inşaat gibi günü kurtaracak işlerde harcattık. Abartmıyorum ülke geleceğini betona asfalta gömdük.

İşsizlik fonu bile ülkede işsizliği bitirecek kadar üretim tesisi açılmasına yetecek ölçüdeydi, üstünde kredileri bu alanlara yönlendirerek 10 yılda tarifsiz bir kalkınma mümkündü, arap baharında da burnumuzu sokmadan kalabilseydik o pazarları kaybetmeseydik, satacak ürün yetiştiremiyor olacaktık. Gerçi bu yolu daha da genişletmenin peşinden gidip burunlarını soktular ama yanlış ata oynayarak eldeki bulgurdan da oldular, inşaatı ise çıkar yol gördüler çünkü tüm sektörlerde tüketimi tetikliyordu, fakat sınırlıydı ve sürdürülebilir değildi. İşte yolun sonu da göründü buraya kadardı yani bu işler.

Yakın zamanda yeni bir global kriz ve ardından parasal genişleme yakalarsak bunları yine gerçekleştirebiliriz, fakat son 30 yılın treni bence kalktı kaçırdık. Trump yönetimi de çarkı tersine işletmenin doğru olduğunu düşündüğünden o olduğu sürece de parasal genişleme olmayacak, AB de politika değiştiriyor ve daha yakınında bulunan küçük ülkeleri kalkındırmaya yönelik hamlelerde bulunacak gibi, belki bu olursa bir nebze rahatlarız ama bunun şartı da AB ile iyi ilişkiler kurmaktan geçiyor.

Sadece geçirdiğimiz zamanı değil, bence geleceğimizden de bu hatalar yüzünden 10 15 yıl daha kaybettik. Bu çizgide gittiğimiz sürece bu kayıp gelecek süresi de artacak, bence ülkeye yeni kan yeni bir vizyon yeni bir yönetim gerek artık. Halkın da yöneticilerin de bu gerçeği görmesi gerekiyor. İnsanların umutsuzlukları, gerginlikler moral bozukluğu da böyle düzelir belki, yeni bir heyecanla bir yerlerden başlanır. Bazı gerilimler kutuplaşmalar unutulur, şöyle bu karşıt grupların kesişme noktası olan isimlerden bir yeni oluşum çıkarsa tadından yenmez. Akp tam böyle bir dönemde ortaya çıkmış ve tam da tarif ettiğim gibi bir ivme kazandırmıştı, ilk önce soğuk duran karşı gelen insanlar bile umutlanmıştı ve ilk 2 dönem gerçekten çok güzeldi, şimdi yeniden böyle bir ihtiyaç doğdu, ivmeye umuda ihtiyacımız var.