Konuyu açan arkadaşı kutluyorum, en azından kendince birşeyler düşünmüş, burada paylaşmış. Ama aynı arkadaşın insanlığın tarihsel gelişimi içerinde incelemesi gereken yönetim biçimlerini tarihsel ve bilimsel gerçeklerden bağımsız bir şekilde topyekün yanlış anladığını da teslim etmek durumundayım. Her parlamenter sistem aynı olmadığı gibi her başkanlık sistemi de aynı değildir. Mühim olan kuvvetler ayrılığını dengelemek ve yetki ve sorumlulukları paylaştırıken uygun denetleme mekanizmalarını, hakın tercihlerinin ülke yönetimine yansımasını da sağlamaktır. Mevcur sistemde %10 barajı zaten demokrasi denen burjuva muzunun ruhuna fatiha okutuyor. Sadece o mu, saymakla bitmez.
Gelelim meselenin tartışma nedenine;
Birileri yıllardır ülkeyi yönetirken pek çok suça da bulaşdı. Şimdi tüm bu suçlardan korunmak için kendisine hukuki bir zırh bulma derdindedir. 16 nisanda oylayacağımız da tam da budur, bu devlet yöneticisi işlediği suçlardan yargılansın mı yoksa ülkenin tüm kaderi onun iki dudağı arasına mı sıkıştırılsın. Sistemle vs alakası yok bu referandumun. O yüzden milyon kere de sorulsa hayır!