Aslında burada yanlış yapan o sözü söyleyen hocadır. Sözlerinin sadece bilen kişiler tarafından dinlenmediğini, aynı zamanda bilmeyen ve bu tarz konulara uzak farklı kavrayacak kişilerinde dinlediğini düşünüp, ters bir anlama gelmeyecek ve daha anlaşılır bir anlatım kullanmalıdır.

Oruç tutanların dışarıda yemek yemeleri zerre kadar beni irite etmiyor. Zaten yasal olmayıp ahlaki bir kural olarak oruç tutmayan başka bir din mensubu dahi olsa insanlar oruçlu ayıp olur maksadıyla yemiyorlar. (Eminönü'nde sadece oruç tutmayan Türkler değil, bu tarz düşünceye sahip birçok turistle de tanıştım.)

Geri kalan 11 ay içerisinde de dışarıda yemek yemeği hem elde gezerek hem de herkesin içerisinde yemeyi hoş bulmadım ve benim çevremdeki çoğu kişide bulmamıştır. Alacak durumu olmayan birisi görür de canı çeker diye mümkün olduğu kadar gizlemeye çalışırım. Zaten dışarıda gezerek falan yenilen çoğu şey sağlığa da zarar verir, dinen de uygun değildir.

Şeriat kurallarına göre yönetilmiyor ki dövesiniz falan gibi yorumlarda son derece yanlıştır. Şeriatı asmak kesmek anlamında ve İŞİD gibi terör örgütlerinin kullanımı ile öğrenen kişiler bu tarz düşüncelere bürünüyor ancak yanlıştır. Şeriatta gayrimüslim kimseye sen gidip burada oruç tutuluyor yemek yiyemezsin diyerek dövemezsiniz.
Genellikle eğer o kişi bir suç işlese dahi cezasını kendi inancına göre bir mahkemede alır. Ki ben cumhuriyet döneminde ki yönetimlerin hiçbirinde düzgün bir adalet sistemi olduğunu düşünmüyorum.

Bu gerçi yine insandan kaynaklanan bir şey sonuçta sistemin suçu olmaz, yapan yine insan ancak dini ve adaleti birbirinden ayırmaya kalkarsak bence sistemi bozulabilir hale getiririz.

Ayrıca bana göre Türkiye, sözde müslüman insanların çoğunluk olduğu sözde laik ülkedir.