Kentlisi köylüsü , kadını erkeği birçok insanın internetin sanal dünyasından iletişim kurduğu sosyal paylaşım ağları, kişilere psikososyal alanda istenmeyen olaylara neden oluyor.Uluslarararası Psikologlar Derneği ile uzaktan eğitim yapan Brussels Capital Üniversitesi Psikoloji Bölümü tarafından yapılan ortak araştırmada haftada en az 24 saatini sosyal paylaşım ağlarında geçirenlerin “bağımlı” olabileceğini belirtti.Araştırmanın sonuçlarına göre sosyal ağlar “sapkınlıkların sanal ortamda yaşanmasına” imkan sağlıyor; “aldatmaları” normalleştirip kişileri narsisleştiriyor; kişiyi depresyona sokup asosyalleştirebiliyor.

Her Türlü Zevk

Sosyal ağlar, kişinin olduğundan daha fazla dindar, daha fazla hümanist ya da devrimci gözükmesini kolaylaştıran bir araç olabiliyor.Sosyal ağdaki iletişim kurulan kişiyle oluşturulması gereken özdeşlik, kişilik çatışmasına, ileriki aşamalarında kişilik bölünmesine götürebiliyor. Psikolog ve Refleksoloji Uzmanı Halil Tabur, ilgili sosyal paylaşım ağlarını kişiye ait özel bir sayfa olduğunu, ancak tüm gönderiler “global bir datada toplandığından bunun çok da ‘Özel’ ” olarak tanımlanamayacağını belirtti.sosyal paylaşım ağlarında her konu, her renk, her kültür hatta zevk biçiminin kendine yandaş bulunabildiğini anlatan Tabur, “Kişiye sıradan gelen birçok ilgi alanı ya da ahlaksızca gelen birçok ilgi, eğilim normalleşerek kendine hayat bulabilir” dedi.

08.05.2012 AA kaynaklı Gazete Habertürk haberi.

KAYNAK:BURASI