Hala çocuktu ve hala oyunlar oynuyordu. Oyunlar oynuyordu çevresindekileri de isteksizce oyunlarına dahil ederek. Kendi hayatını yaşıyordu, kimseleri umursamadan. Beni hiçbir zaman önemsemedi galiba. Çocukken sevdiği o uzaktan kumandalı arabalardan bir farkım yoktu. Şimdi düşününce daha da iyi anlıyorum bunu.

Kendi anlatmıştı o uzaktan kumandalı kırmızı arabayı. Çocuksu heyecanıyla nasılda oyuncakçının vitrinine bakakaldığını. Alınmıştı en sonunda o oyuncak araba. İşte beni de o oyuncak araba gibi istedi. Sonum da o araba gibi oldu.

Ne kadar oldu gideli hatırlamıyorum. Zaman onunlayken zamanmış benim için. Saatler onunlayken hızlıymış. O da böyle diyordu. Ama yalanmış. Kendi saatindeki pil bitmişti. O da benimkileri alıp gitti.

Düşünmemek için onu, kendimi hep bir şeylerle oyalamaya çalışıyorum. Televizyon hep açık, hiç seyretmediğim halde belki oyalar beni diyorum. Belki unutturur onu bana. Olmuyor. Kitaplıktan elime alıyorum bir kitabı. Okusam belki geçer zaman, okumak unutturur insana gerçek dünyayı. Okumak bir başkasının dünyasında, hayallerinde gezinmek gibidir, diyorum. Çevirdiğim her sayfada o karşıma çıkıyor.

http://kalemiminucunda.com/sanirim-ondan-kurtulamiyorum/