Tarihi bilmekle tarihi sevdirerek öğretmek farklı şeylerdir. Bizim kavrayamadığımız şeylerden birisi de bu. İlkokul öğrencilerine anlattığınız tarihi lise mezunu birisi de bilibelir. Siz onlara "bilim adamı" seviyesinde tarih anlatmayacaksınız :) Anlayış bu olduğu için öğretmenler sınıfa girip sadece bildiklerini anlatıp çıkıyor. Fakat olması gereken dersi sevdirici etkinlikler materyaller hazırlayarak konuyu öğrencilere akılda kalıcı bir şekilde anlatmaktır. Ayrıca eğitim fakültesinde 4 yıl boyunca alınan dersleri 1 yılda almak arasında en basit hesapla 4 kat fark var. Staj konusuna gelince 1 yıllık stajda toplam girilen ders sayısı 2 elin parmağını anca geçer. Yani özetle siz "bilim adamı" da olsanız prof da olsanız karşınızdaki kişi hiçbir şey bilmeyen bir çocuk! Sizin tarihten çok nasıl öğretmeyi bilmeniz gerkiyor. Siz o bölümü bitirerek tarihçi oluyorsunuz. Eğitimci değil. Kendinizi kandırmayın. Devletin iş olanakları kısıtlı diye uydurulan formasyon düzmecesi ile eğitimde geldiğimiz maksimum nokta bu. Meb de 40 yaş üstü öğretmenlerin büyük bir kısmı kendi alanlarınının uzmanı değil. Bu sayı sizin okuduğunuz sistemle giderek artıyor malesef.