Hocam niyetin çok güzel ama işin içinde başka işler var. Şöyle ki;

Hayvanların sokakta kalmasından memnun kişiler var. Bunlar hayvansever görünümlü dernekler. Sokak hayvanları derneği, bilmem ne derneği gibi kuruluşlarla para yemekten başka bir şey yapmıyorlar. Hiç sokak hayvanı olmazsa hiç hayvan derneği de olmaz, öyle söyleyeyim. O nedenle durumdan rahatsız değiller, hayvanlar ölmüş mü kalmış mı umurlarında değil, yeterki kendilerine bir şey olmasın, bağışlar azalmasın.

Ben mahalledeki bütün kedilere bakıyorum, birkaç aile daha var benimle birlikte ilgilenen. Ancak bu hayvanların doğası bozuk, çok sık ürüyorlar ve mama dayanmıyor. Bu nedenle ülke çapında nufüslarının kontrol altına alınması gerek. Çoğu zaman mama alıyoruz, bazen de yedikleri yemekleri pişirip veriyoruz. Ama nereye kadar? 10 yıldır böyle, sayıları sürekli artıyor.

Doğru olan kısırlaştırılmaları, kontrollü üremeleri ve Türk insanının kedi ve köpeğin evcil hayvanlar olduğunu anlaması... Bu canlılar bizim tarafımızdan binlerce yıl önce evcilleştirildiler ve insanla dost oldular. Vahşi doğada hayatta kalamazlar, vereceğin yemeğe muhtaçlar. Zaten şehir hayatında ne avlayabilir bu hayvan? Hiçbir şey yok, mecbur çöp karıştırıyorlar. Kısaca ya bizimle iç içe yaşayacaklar, yada sokakta sefil olup ölecekler.

Kısırlaştırma deyince herkes vicdansız muamelesi yapıyor ama soğuk havada donan hayvana yetişen kimse yok, zamanında doğru şeyler yapılsaydı o yavru soğukta donmayacaktı. Herkes twitter'dan duyar kasıyor, vicdan fetişizmi yapıyor ama icraat sıfır.

Sorsan herkes hayvansever ama sokak hayvanlarını sahiplenen kaç kişi var? Belli kişiler, çünkü bakması da külfetli. Bazen haftalarca eve gelmiyoruz, bu hayvan biz olmadığımızda ne yapacak? Barınaklar dolu, özel kurumlara para mı verir Türk insanı? Hiç sanmıyorum.

Aslında biz de böyle besleyerek uzun vadede zarar vermiş oluyoruz o hayvanlara ya neyse.

İyi forumlar.