https://wmaraci.com/forum/webmaster-genel/basaracaktim-basaracagim-365423-6.html
İki sene önce açtığım konu yukarıdadır. Kimseye derdimi anlatamayacak, nazımın geçtiği hiçbir yer olmadığı için bende buraya yazmıştım.
Arkadaşlar iki sene önce burada bir post açmıştım. Onlarca yorum ve özel mesaj gelmişti. Çok uzun bir yol aldım bunu sizlerle paylaşacağım ancak şuan kullanmakta olduğum sistem sürekli kapanıyor. Bu yüzden yazıp, yazdığım postu güncelleyeceğim.
Çevremdeki herkes (Sanal ortamda) sadece konuşuyorlar, sadece tavsiye veriyorlardı. Canımı çok fazla sıkmaya başlamıştı bu konu. Facebook'da wm gruplarında insanlar tonlarca önerilerde bulunuyor. Tavsiyelerde bulunuyor. Ancak kendilerine baktığım zaman söyledikleri şeyleri kendileri denememişler bile. Birşeyler yapmaya çalıştığın zaman ise; Yapamazsın!, OLMAZ!, TUTMAZ, DAHA ÖNCE DENENDİ, gibi kelimeler ile karşılaşıyordum. Bu ortamı boş ve faydasız bulmaya başlayınca, facebook'daki wm gruplarından çıktım. Böylece sosyal medyadan uzaklaştım ve tamamen sosyal medya kullanmaya başladım.
Ailem ile daha yakın oldum. Çevrem genişledi, sosyal hayatıma yöneldim. Daha güzel oldu.
Üniversiteye gitmeye karar verdim. Sınava girdim ve Amasya grafik tasarım bölümünü kazandım gittim yerleştim. Üniversite okumaya başladım. Başıma geleceklerden bu günlere gelmemde vesile olan bu olayın temeli üniversitedir.
Derslere giriyorum, yeni düzenime alışmaya başlıyordum. Herşey normal giderken, okulda herkes birbiriyle kaynaşıyor. İnsanlar tanışıyor. Ben biraz dışarda kaldığımı ve sanırım asosyal karaktere sahip olduğumu fark ettim. Kendini karanlıkta hissettim ve tekrar bu ortamlara dönmeye karar verdim.
Sadece bir dersimize profesör giriyordu. Oda kodlama dersimiz vardı, ancak derste herhangi bir kodlama görmüyorduk. Her dilin kullanılma amacını vs öğreniyorduk. Başak birşey öğretmiyordu profesör. Zaten sürekli derse gelmezdi sekreterini vs yollardı. Sekreteri derse gelip yoklama alıp giderdi.
Birgün profesör derse geldi. Yavaş yavaş program dillerine adım atıyoruz. Profesör bana herkesin içinde, hangi liseden mezun olduğumu beni deneyimli biriymişim gibi gözlemlediğini söyledi.
Profesör bana böyle söyleyince. Ben bir gaza geldim, bir gaza geldim anlatamam. Tekrar başlicam, bu sefer başaracağım vs diyorum kendimi motive ediyorum.
İki gün sonra profesörü buldum ve ona kendimi anlatmaya başladım. Dedimki: bir değil iki değil onlarca kez denedim olmadı. Başaramadım birşey elde edemedim kiminle yola çıksam, yarı yolda bıraktı. Eeee bu işlerde tek başına başarılacak işler değil hocam dedim.
Profesör bana şöyle yanıt verdi: Bak kardeşim, belkide başaramayacaksın. Belkide olmayacak. Herzaman deneyim ve yetenek başarmaya yetmiyor. İnsan şanslı olmalı, şansın gülmezse başaramazsın. Olmayınca, olmuyor. Böyle düşün kendinle yüzleş. Sana birşey söylicem yarın gel bana cevabını ver dedi. Buyrun hocam dedim: Sende büyük bir azim gördüğümü düşünüyorsan çok yanılıyorsun dedi. Anlamadım hocam dedim.
Eve git, düşün bakalım! Sence sen azimlimisin yoksa; takıntılı, yenilgiyi kabullenemeyen bir yenilenmisin? dedi. Bu azimmi yoksa inatmı dedi.
Bu konuşmadan bir hafta sonra tekrar profesörün yanına gittim. Bütün hevesim, hayallerim, motivasyonum bitmiş bir şekilde profesör'e dedim ki: Hocam valla düşüntüm siz haklıydınız bir takındı haline getirdim ben bu işi. Ama anladım ki olmayınca olmuyor. Yapacak birşey yok dedim kollarımı açarak.
Profesör bana şöyle yanıt verdi: Bak dostum (Bu arada profesör 40-50 yaşların arasında vardır) sana dün yapamazsın dedim vazgeçtin. Birazdan yapacaksın diyeceğim iki güzel laf edeceğim devam edeceksin dedi. Birden dondum kaldım ne diyor bu adam dedim kendi kendime. Anlamadım hocam dedim
Şöyle devam etti: Sen karakteri zayıf bir kardeşimizsin. Yapacağım hedefi ile insanların istedikleri yolda ilerliyorsun. Sen sen ol başkalarının çizdiği yolda yürüme. Kendi çizdiğin yolda yürü dedi. İnsanlar seni ne tarafa çeker ise o tarafa gidiyorsun sanırım böyle olma dedi. Kendin ol. Ben senin kendi yolunu çizim o yolda koşar adımlarla ilerleyebileceğinin farkındayım da sen bunun farkına varamayacak kadar aptal bir insanmısın dedi?
Arkadaşlar o an hissettiklerimi hayal edin kendinizi benim yerime koyun. Hiçbir şey diyemedim. Öylece dondum kaldım hoca konuşmaya devam ediyor:
Bak şimdi madem insanların çizdiği yoksa yürüyeceksin aynı bir aptal gibi. Bende sana bir yol çizeceğim birazda bu tarafa yürü bakalım dedi. Hocanın söyledikleri zoruma gitsede sesimi çıkartmıyorum. Bildiğiniz beni azarlıyor. Oysaki ben fikir danışmaya geliyorum.
Artık program dilleri felan hikaye dostum dedi. Bence sen üç boyutlu çizim öğrenmeye bak asıl para artık orda. Gelecek orada dedi. İleriye yatırım hatta günümüze yatırım dedi. Eve geldim araştırmaya başladım 3d çizim nedir onu dahi bilmiyordum
Konu çok uzadı sizleride sıkmadan kısaca anlatmaya çalışıyorum anca bu kadar oluyor. Okadar uzun yol aldım ki anlatamam. Yüzlerce insanla tanıştım. Ancak hepsini anlatacak olursam günler sürer :)
Araştırmalarım sonucu, okunuşunu bile bilmediğim 3dmax (tiridymeks) :) programı ile bu başarıya ulaştığım yolda ilk adımımı attım.
Beş ay boyunca sadece bu programı kullandım, daha sonra başka 3d çizim programları denedim. Hepsini temel olarak öğrensemde 3dmax programına daha hakim olduğum için yoluma bunu ile devam ettim. Projeye başladığım zaman maya programına geçmek zorunda kaldım. 3dmax yeterli olamadı.
Browser tabanlı gemi oyunlarını çok seviyordum bilenler bilir. Seafight, sonkorsan, piratestorm gibi oyunlara bayılırdım. Animasyon filmleri yapabilecek düzeyde biliyordum. Kısa çizgi film gibi basit düzeyde birşeyler çıkarabiliyordum ortaya ancak oyun yapmak hakkında hiçbir bilgim yoktu. Hedefimi değiştirdim, kendimi bu yöne verdim. Bu yolda ortak hedeflere sahip olduğumuz insanlarla tanıştım.
Bu insanlarla beraber yol almaya karar verdim. Daha önceki tecrübelerime dayanarak biraz sıcak bakmadım tabi. Daha önceki ortaklıklarım pek güzel bittiği söylenemez.
Profesör dediğim insan bu arada bana çok büyük yol göstermiş. Devamlı olarak bana her konuda destek olmuştur. Ona gittim ortaklık meselesini danıştım ve bana şöyle söyledi.
Herhangi bir yolda bulduğun insanlar beraber bir yola çıkarsan, ya sen onu yarı yolda bırakırsın yada o seni yarı yolda bırakır. Kimseyle bir yola çıkma sakın! Ancak birisiyle aynı yolda karşılaşırsan eğer, sende bir yola baş koymuşsun, oda koymuşsa. Hedefleriniz bireysel ancak aynı ise beraber çalışmak iyi olabilir dedi.
Bende bu arkadaşlar ile bir ekip kurduk. Gemi oyunumuz için, aynı yola başkoymuş ücretsiz ekip arkadaşı bulduk. Haritalar, gemiler, gülleler, deniz efektleri vs yüzlerce çizim yaptık beraber. Daha önce başka bir ekip'inde bu konuda çalışmaları olmuş ancak vazgeçmişler. Onlarında tasarımlarını 3.500 TL gibi bir fiyata satın aldık. Bilgisayarımı bile satmışım bunun için.
Herneyse arkadaşlar, bunun üzerine 9 ay boyunca bizde birşeyler ekleyerek sonuca ulaştık.
Şuan neler yapıyoruz ne durumdayız ondan bahsedeyim. Armada Battle projesini tamamladıkdan sonra üniversiteyi bırakmak, proje ile ilgilenmek zorunda kaldım. Başakşehir living lab bize sponsor oldu. Bize bir ofis açtılar. Uzun uğraşlar sorucu 30 bin tl sponsor ödemesi alabildik. Üniversiteyi bırakıp istanbula gelmiştim bu süreç içerisinde özel üniversiteye yazıldım ancak orayada devam edemedim. Açıktan okumaktayım.
Link vermek yasak olabilir vermemeyim ancak armada battle'nin kurucusu, grafikeri ve senaryo yazarıyım. Aylık kazancımı söylemek yanlış anlaşılabilir. Ancak şöyle söyleyeyim aylık ortalama giderimiz 30-50 Bin TL arasındadır. Pes etmedim, gereksiz insanları hayatımdan çıkardım. Ben başardım arkadaşlar sıra sizde. Şuan ihtiyacı olan herkese domain, hosting ve adsense hesabı hediye etmeye çalışıyorum elimden geldiği kadar. (Tıpkı zamanında bu forumdaki insanların bana yaptığı gibi)
Allah hepinizden razı olsun arkadaşlar iyiki varsınız. Hayatınızda başarılar dilerim, iyi forumlar...