Backlinkcigeldi adlı üyeden alıntı
Eğer beni önyargısız dinleyecekseniz anlatayım? O haberde bahsedilen tohumlar yerli (atalık) tohumlar değil. Yurtdışından özellikle israilden giren tohumlar ülkede çoğaltılıyor. Meyvelerin sebzelerin şekillerinin bozulması gdodan dogru evet ama yerli(atalık) tohumun kisırlaştırılması buna %99 etken oluyor. 2006da bir yasa çıkarıldı yerli tohum hakkında googledan bakabilirsiniz o yasa o günden itibaren yerli tohum çeşitliliğimiz sürekli ivmeyle düşüşe geçti. Kısır tohumlar artık yani topraga atıyorsun fakat filizlenmiyor verim alınamiyor. Tohum kalitesi düştü çünkü. Hani ev yapımı yoğurtlarda bir bardak maya alırlar bir sonraki süte koyarlar damızlık derler o şekilde yapılan yoğurtlar zamanla daha da kaliteli olmaya başlar çünkü sürekli bir dönüşüm vardır. Tohumlarda da durum bu şekilde. Yurtdışından damızlık tohum alınip burada cogaltıliyor. Yani evet üretim miktarlarında artıs oluyor fakat gdonun babası genetiği bozuk lezzetsiz sağlığa zararlı ürünler yiyoruz. Son senelerde artan kanser grafigi ile beslenme doğru orantılı. Çocuklara kadar indi bu oran. Ha diyeceksiniz neden böyle yapıyorlar bu ulkenin toprağından bereket fışkırıyoe zaten. Eyvallah lakin tohumlarımiz kısırlaştı üretilemiyor artık, çiftcileri direkt kaynak göstereyim inanacaksanız? Onlarca çiftci röportajı atayım.Hani şu her fırsatta sövülen israilden geliyor tohumlar. Tabii aracı şirketler bu konuda önemli bir nokta yani direkt alınmiyor her zaman bazen bir fransız şirket veya bir abdli şirket bu ithalata aracılık edebiliyor
1999 yılinda kaybolan 120 ünite kanın sebebi dün aciklandı. Bu kanlar israile satılmiş. Israil gen haritamizı çıkararak buna yönelik hastalıklı tohumlar üretiyormuş. Bizzat geçen günlerde sorguya alınan adnan oktarın sağ kolunun ifadeleri bunlar. Biz hala israilden tohum almaya devam ediyoruz.
https://twitter.com/canitti/status/1017025968534360065?s=19
Bunlar bir iddia değil itiraf bu arada.
https://twitter.com/ertanolakoglu/status/967520595410849797?s=19
Kardeşim önyargılı olan biz değil sizlersiniz. Zira Erdoğan destekçisi ve seçmenini koyun cahil olarak görüyorsunuz.
Tohum meselesine gelince. Bahsettiğiniz mevzu öyle degil. Tohum mevzusunda iki noktavar. Biri Sertifikalı digeri Yerli yani Atalık tohum.
Sertifikalı tohum; Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından denetlenen ve sertifikalandırılan, ıslah edilmiş tohumlara verilen isim. Sertifikalı tohumlar çoğunlukla GDO’lu tohumlarla karıştırılmakta ancak bu doğru değil. Sertifikalı tohumlarda genetik müdahale veya yabancı madde yok. Bunlar üretim açısından olabilecek en verimli haldeki, olgunlaşma ve hasat zamanları aynı olan, tedarikçiler tarafından çimlenme garantisi verilen endüstriyel tohumlar. Yüksek verim ve dolayısıyla kazanç vaat eden bu sertifikalı tohumlar aynı zamanda hibrit tohum olarak da bilinmekte. Hibrit tohumlar aynı bitkinin farklı türlerinin kendi aralarında insan eliyle tozlanarak, melezlenmesi sonucu üretiliyor. Bu formun dezavantajı ise tohumların bir daha aynı ürünü alabilmek için kullanılamıyor olması. Yani hibrit tohum kullanan bir çiftçi, aldığı ürünlerinden tohum alabiliyor olsa da bunları ektiğinde ilk seferdeki aynı ürüne ulaşamamakta. Dolayısıyla, ilk seferdeki aynı ürünü üretebilmek için her sene yeniden aynı hibrit tohumu satın almak mecburiyetinde.
Atalık tohumlar da sertifikalanabiliyor. Lakin süreç uzun ve maliyetli olduğu için büyük firmalar bu konuda işlem yapabiliyor. Küçük ciftci için düzenlemeler devam ediyor.
Biz Israilden gdolu değil hibrit tohum alıyoruz. Yani kullan at. Bu alımın da miktarı çok düşük. Yeni hamlelerle bağımlılık azalıyor.