Benim yüzümden… Tüm bu olanlar benim yüzümden. Yani ekonomiden bahsediyorum, ülkemdeki huzursuzluktan, alım gücümüzün düşmesinden, ekonomik olarak güçsüz bir ülke olmamızdan. Peki sadece benim yüzümden mi? Sizin yüzünüzden de olabilir mi?

Ülke ekonomisi neden kötü olur, alım gücümüz neden düşer, neden güçsüz bir ülke oluruz? Çünkü cari açık veririz, borçlanırız, paramız olmaz, bunlardan dolayı değil mi? Peki bunlar neden oluyor? Neden cari açık veriyoruz? Neden zengin bir ülke değiliz? Neden herkes istediği arabanın sahibi değil?

İthalatımız ihracatımızdan daha yüksek, her yıl milyarlarca dolar açık veriyoruz ve bir şekilde borçlanıyoruz, içeriye ya da dışarıya. Önümüzdeki yılların parasını yiyoruz, gelecek yıl daha da fakir oluyoruz. Çünkü üretmiyoruz, çünkü sadece tüketiyoruz.

Bunu yapan kim? İktidar mı? Neden suçlayıp duruyoruz birilerini, devleti? Bu cari açığı kim kapatacak, kim üretim yapacak, devlet mi? Hayır. Bunu yapacak olan ben değilsem, sen değilsen, kim?

Doğduğumuzdan beri ülkemizi fakirleştiriyoruz. Yabancı marka giysiler, ayakkabılar giydik. Yabancıların ülkemize getirdiği yiyecek/içeçekleri tükettik. Okul eşyalarımızı yabancı markalardan aldık. Gidip 999 dolara iPhone X, onbinlerce dolara bmw,mercedes,audi aldık, alıyoruz. Bu da ülkemizden ciddi anlamda para çıkışı demek.

Peki bunu yapmak yanlış mı? Hayır elbette değil. Birileri bunları bizim için üretmişler, gerçekten güzel şeyler ve parasını verip alabiliriz. Ama onların da bizden bir şeyler almaları gerek ki fakirleşmeyelim. Bir ailenin nasıl para kazanmaya ihtiyacı varsa ülkemizin de kazanmaya ihtiyacı var. Bunu bizim yapmamız gerek.

Biz ne yapıyoruz? Üniversite sınavından mümkün olan en yüksek puanı almaya çalışıp, bu puanla da mümkün olan en iyi mesleğe gidiyoruz. Buradaki “iyi meslek” Türkiye’de iyi para kazandıracak meslek oluyor sadece. Kimse hayallerinin peşinden koşmuyor. Mühendis olup dünyayı değiştirebilecekken, puanı yetiyor diye, mesleği garanti, parası iyi diye tıp okumayı tercih ediyor.

Geri kalanlar ise, memur olayım, hayatım boyunca gelirim garanti olsun, fakir bir hayat yaşayayım diyor. (Lütfen kimse yanlış anlamasın, burada hiçbir mesleği, hiçbir tercihi kötülemiyorum, insanın hayali memur olmaksa, orada başarılı olacaksa memur olmalı, korktuğu için değil.)

Peki nasıl para kazanıyor ülkemiz/ailemiz? Onlar telefon, araba, yazılım üretiyor. Bizse tarım yapıyoruz, hayvancılık yapıyoruz. (Onu da ne kadar doğru yapıyoruz bilmem, ithal saman, ithal hayvan haberlerinden bıkmış durumdayım.) 10 TON buğday satıp 150 gramlık iphone x alıyoruz. Elbette ülkemizde üretim yapılan onlarca sektör var. Ülkemizin dünya çapında başarıları var birçok sektörde ama yeterli değil.

Yüksek teknolojili ürünler yapmalıyız ama oturup işlemci yapmaya kalkışırsak mevcut durumda, yıllardır bu işte olan şirketlere yetişemeyiz, o kadar yatırım yapamayız.

Yabancı ülkeler nasıl bizim ihtiyaçlarımızı, zevklerimizi düşünüp bir şeyler üretiyorlar, bunları bize satıp para kazanıyorlar ve zengin oluyorlarsa bizim de başka ülkelere satabileceğimiz ürünler düşünüp geliştirmemiz gerek.

Bunu yapmak bizim ne haddimize, ihracattan ne anlarız biz gibi şeyler diyenleri duyuyorum. Demeyin. Çünkü bugün 1 trilyon dolar değerinde olan Apple da, sahiplerine milyar dolarlar kazandıran Microsoft da, Amazon da bir yerden başladı. Gökten falan inmedi bu şirketler. Bir kişi ya da ufak bir ekip başlattı bizim gıpta ile baktığımız bu devasa şirketleri. (Hep teknolojiden örnek veriyorum, bildiğim bu olduğu için. Ama işiniz, sektörünüz ne olursa olsun bunlar geçerli.)

Biz de yapabiliriz!

Bunu yapmak için neyi bekliyoruz peki? Devletin ya da birilerinin bize gelip milyonlar verip, al bu paran, al bu işin, al bu da satacağın yerler demesini mi? Bunu bekleyen varsa boşuna bekler -elbette devlet destek vermeli, orası ayrı konu-. O yüzden devleti ya da birilerini, birilerine oy veren birilerini, suçlamayı kesmeli, bir an önce üzerinde yolculuk yaptığımız gemi için çalışmalıyız ki, o gemi batmasın. Eğer batarsa hep birlikte batacağız. Bunun sağı, solu, yukarısı, aşağısı yok.

Bu iş evde yatarak, Survivor izleyip kimin kazanacağını tartışarak olmaz. Her boş vakitte oyun oynayarak, klavye başından atıp tutarak olmaz. Devleti, sizinle aynı görüşte olmayan insanları suçlayarak, kimine vatan haini, kimine koyun deyip kutuplaşarak olmaz.

Bizim eğitimimize önem vermemiz, kendimizi geliştirmemiz, bunu başaranlar nasıl başarmış diye düşünmemiz, gündemi takip etmemiz gerek. Bol kitap okumalı, hayalimiz olan işin peşinden koşmalı, başarılı insanları örnek almalıyız. Evet oyun oynamalıyız ama bir oyun da biz yapmalıyız. Emin olun o oyunu üretmek, diğer oyunları oynamaktan daha zevkli olacak, hele ki bu paraya dönüştüğünde, hele ki ülkeye katkı sağladığında. Yabancıların yazılımlarını kullanmalıyız ama bir yazılım da biz yapmalıyız. İşte o zaman artık benim yüzümden değil demeye başlayabiliriz.

Kaynak:
https://medium.com/t%C3%BCrkiye/t%C3%BCrkiye-benim-y%C3%BCz%C3%BCmden-fdc5d44cd1b9