NetBilim adlı üyeden alıntı

Yayıncıyım ve hali hazırda yayınevi sahibiyim. İlk olarak belirteyim ki kitap basımı gerçekleriyle bu başlık altında yazılan süslü mesajların alakası yok çünkü kitabını satmak çok ama çok zor. Bir kitap ya çok satar ya hiç satmaz. Ortası yoktur. Bununda %95'inden fazlası hüsranla sonuçlanır. Kitap İkinci baskıyı yıllarca yapamaz.
Kitabını bir yayınevi aracılığıyla 2 şekilde çıkartırsın. Ya sen basım masrafını karşılarsın ya da yayınevine beğendirirsin onlar çıkarırlar. Fakat onların beğenisini alabilmek için eserinin gerçekten çok iyi olması gerekiyor.
Bir de sanırım şiir kitabı çıkarıyorsun. Hevesini kırmak istemem ama en az satan kitap türü şiir kitaplarıdır. Arz çok ama talep hiç yok. Sadece kendin masrafları karşılayıp bir yayıneviyle anlaşarak yayımlayabilirsin. Ama satışla alakalı büyük umutlara kapılma.
Dediklerimin doğruluğunu teyit için kitapyurduna gir ve popüler şiir kitapları dışında basılan şiir kitaplarını incele. Tanıtım yazılarının altında kitapyurdun da kaç kitap satıldığı yazar. Hem 15-20-40 gibi sayılar görürsün. Ha diceksin ki neden sadece kitapyurdu çünkü orası bu işin tekelidir. Eğer kitabın orada satılmazsa başka yerde hiç satılmaz.


Söylediklerinize katılıyorum, taa ki kitapyurdu kısmına kadar. :) Kitap kapağı, dizgi ve mizanpaj işi yapıyorum. Birkaç yayıneviyle sürekli iletişim halinde olmakla birlikte, birkaç yıl önce deneme türünde kitap çıkartmıştım.

İlk olarak konuyu açan arkadaşa şöyle bir tavsiyede bulunayım; yayıncılık sektörünü domine eden yayınevlerinden herhangi bir tanesinden kitabını çıkartman için ya fenomen olman, çok takipçinin olması gerek ya da çok iyi bir edebiyatının olması gerek. Şayet üslubun, anlatımın ve dil bilgin en üst düzey olsa bile gönderdiğin maili ya da kargoyu incelemeleri 2025 yılını bulabilir.

Dolar kuru üzerinden alınan kağıt ile birlikte yayıncılar kitap basmaktan korkar oldu. Çoğu matbaa, yayınevleri vadeli çalıştığı için kitap basmaz duruma geldi. Bu da özellikle butik ve küçük çaplı yayınevleri için bir intihar eşiği yarattı.

NetBilim 'in yazısında bahsettiği "ücreti ödeyerek kitabı çıkartma" konusuna gelecek olursam; son 1 yılın fiyatlarını bilmiyorum ama 96 sayfalık, karton kapak bir kitap 1000 adet için 2017 yılı baskı maliyeti 2500+KDV düzeyindeydi. Bu rakamın üzerine de yayınevleri tarafından en az 750 TL'lik bir rakam ekleniyor. Bu da toplam rakamın 3700-3800 Türk Lirası düzeyine tekabül etmesine ortam yaratıyor. Diyelim ki kitabın da 10-TL üzerinden satılacak. Bu 10-TL'nin 5-TL'sini direk dağıtımcı alıyor. Yayınevi de sözleşmene göre yüzde 10 ile 15 aralığında sana bir komisyon ödemesi yapıyor. Yani kitap başı senin kazancın 1 ila 1.5 TL aralığında oluyor. Bu para da Mayıs - Haziran ve Aralık - Ocak aylarında olmak üzere 6 ayda bir olacak şekilde yazarlara ödeniyor. 1000 adet kitabın tamamından cebine girecek en iyi para 1500 Türk Lirası oluyor. Ki bu maliyetin içerisinde sadece baskı var, reklam maliyetleri işin içerisine girmedi bile.

Uzun lafın kısası olmaz ama; yeni bir yazarın kitabının 1000 adet satması çok zor. "Genç yazar" terimi ülkemizdeki seviyesiz ve niteliksiz yayınevleri tarafından sömürüldüğü için artık bu pazarlama tekniği de tutmuyor. Reklama harcadığın para da belirli bir miktarın üzerinde değilse; yani İstanbul'da Metro duraklarına, otobüslere, dolmuşlara giydirme yapamayacaksan, sokakları afişlerle donatamayacaksan; online olarak yapılan reklamın yüzde 90'ı da boşa gidiyor. Artık hiçkimse tanımadığı bir yazarın kitabını sırf Twitter'da, Instagram'da ya da Google Ads reklamlarında gördü diye almıyor.

Piyasayı domine eden ise KitapYurdu'ndan ziyade D&R oluyor genelde. Ücretli manipülasyonlarla raflarını donattığı için çoğu internet sitesi ve kurum da bu düzene ayak uyduruyor.