İnsanlar alışveriş yaparken duygularıylamı karar verir yoksa mantığıylamı veya fenomenlerin yönlendirmesiylemi. Bunu insanlara sorsanız tabiki mantığımla derler ama gerçek hiçte öyle değil. Bu konuda yapılmış gerçek bir sosyal deney.
Duygusal Pazarlama Nedir?
1980 li yılların pazarlama yöntemleri ile günümüz pazarlama yöntemleri arasında çok ciddi farklar oluştu. En basit haliyle seksenli yıllarda beyaz eşya firmaları otomotiv firmaları veya diğer üretici firma sayısı azdı. Bu firmalar ben üretirim tüketicide alır düşüncesindeydi. Yani tüketici beklentileri ön planda değildi ve pazarlama kanalları olarak gazete, radyo ve televizyonlar kullanılıyordu. Zaman içerisindeki teknolojik, sosyolojik ve ekonomik değişikliklerle beraber ben üretirim tüketici alır düşüncesinin yerini tüketici talep, eder üreticide yapar felsefesi aldı. Ve pazarlama kanalları olarak da sosyal medya mecraları aldı. Bu yeni pazarlamaya da ağırlıklı olarak “Duygusal Pazarlama” adı verildi. Bu yeni pazarlama felsefesi çok radikal söylemler getirdi. Bunlardan biri “Eğer satamıyorsanız sorun üründe değil sizdedir.” Veya “bir ürüne verilen değer yaşatılan haz kadardır” veya “insanlar ürüne değil hazza para verirler gibi.
Bu felsefede bir diğer önemli unsurda ürün kadar o ürünü nasıl sattığınızda önemli. Yani doğru hedef kitleyi ve doğru satış mecrasını da bulmanız gerekiyor. Yani bir nevi olay üründe değil, pazarlamada. Bununla ilgili Payless isimli ayakkabı firması yaptığı pazarlama kurnazlığı hem duygusal pazarlamanın en güzel örneğini oluşturmakta, hem de üniversitelerde ders konu olacak nitelikte. Gelin bu firmanın nasıl bir kurnazlıkla satış yaptığını inceleyelim.
Ucuz Ayakkabılar Satan Firmadan Fenomenleri Tuzağa Düşüren Sosyal Deney
Gerçek ismi “Payless” olan bu firma, ürettiği ayakkabıları internette ve mağazalarda 19-20 dolara satmakta. Firma sosyal bir deney yapmak üzere öncelikle Payless olan marka ismini “Palessi” olarak değiştirdi. Yeni havalı ismiyle de Los Angeles’ta üst segmente hitap eden bir AVM’de oldukça şık bir mağaza açtı. Açtığı yeni ve lüks mağazada kendi mağazasında ve internette 20 dolara sattıkları ayakkabıların etiketlerini 400-500 dolar gibi yüksek fiyatlı etiketler ile değiştirdi. Fenomenlere ve zengin insanlara ulaşabilmek için yeni ismiyle, sahte bir Instagram hesabı ve görselliği ön planda olan şık web sitesi oluşturdu.
Zengin insanları ve Fenomenleri mağazaya çekmek için tüm bu adımlar atıldıktan sonra firma AVM’deki mağazasında şaşaalı bir davet verdi, 80 kadar fenomeni mağazasına davet etti. Gelen davetliler, tüm moda fenomenleri ayakkabılara ve mağazaya hayran kaldı! Fenomenlerden biri 19.99 dolarlık bir ayakkabıyı elinde tutarken “Bu ayakkabı için 400 ya da 500 dolar ödeyebilirim.” diyordu. Yapılan sosyal deneye konu olan bu moda fenomenleri ve zengin kişiler İnternette veya asla gitmeyecekleri daha ucuz segmentteki mağazaların herhangi birinde görseler almak şöyle dursun ikinci kez bakmayacakları ayakkabılar için yüzlerce dolar ödediler ve Payless firması iki günde binlerce dolar kazandı…
2 gün süren ve davete katılan moda İnstagrammer’lerı ve zengin insanlar, ortalama 20 dolarlık olan ayakkabıların her birini yüzlerce dolara satın alarak tüm dünyaya parayı ürünler için değil markalar için yani bize yaşattığı haz için harcadığımızı somut olarak kanıtlamış oldular.
Kaynak: https://www.rehber.com.tr/blog/20-dolarlik-ayakkabi-nasil-500-dolara-satilir