Cuma günü akşam saatlerinde bu hayatı dolu dolu yaşayabilmek için birçok defa kanseri yenen, ancak en sonuncusunda yenilen bir arkadaş vardı; ismi Neslican. Belki duymuşsundur, belki duymamışsındır bilmiyorum. O yaşama isteği ve sevinci ile dolu iken, kanser denen illet önce sol bacağını ardından onu bu dünyadan aldı götürdü.
Sol bacağını kaybettikten sonra bile hayattan kopmadı, ardından kanseri defalarca tekrar nüks etti, hastane köşelerinde bir yandan kemoterapi alırken bir yandan da kendisi gibi zor durumda olan insanlara umut vermeye devam etti.
O bu kadar çok yaşamak isterken ve yaşadığı bunca zorluğa rağmen hiçbir zaman hayattan kopmadı, senin başına ne geldi de hemen pes ediyorsun ?
Baban mı yok ? olmasın. Babası yanında olmayan tek insan sen değilsin.
Sağlık problemin mi var ? Tek sağlık sorunları yaşayan sen değilsin.
Utangaç mısın ? Tek utangaç olan sen değilsin.
Korkuların, pişmanlıkların, gelecek ile ilgili endişelerin mi var ? Bunlara sahip olan tek insan sen değilsin.
Belki yarın, belki 1 ay, belki 1 yıl sonra öleceğiz, kimse ölümsüz değil. Ve inan bana, bu süreçte dışarıda sana göre saçma, aptalca olan hareketini kimse hatırlamayacak.
Gün gelecek seni tanıyan herkes öldüğünde aslında hiç yaşamamış gibi olacaksın. Tıpkı bizden öncekiler gibi.
Gerçekler bu kadar. Düşün, taşın ve sor kendine : “Hayat gerçekten yukarıdakilerden ibaretken ben ne yapıyorum ?”
Edit : Neslican’ın bir sözü vardı, eklemeden geçemeyeceğim.
“Belki yenileceğim ama savaşarak yenileceğim.”
Hadi gecen güzel olsun, iyi forumlar dilerim.