Fay hattı üzerine yerleşim yeri kurarsanız deprem kaçınılmaz olur. Dünya üzerindeki kabuğu kuruduğundan beridir, hemen hemen her gün deprem olmaktadır. Bu levhaların hareketinin kaçınılmaz bir sonucudur. İlla deprem çoğaldı demek gerekmez.

Avusturalyadaki yangınlar da sürekli olan bir şey. Fakat bu sefer küresel ısınmanın da etkisiyle ve yanlış hatırlamıyorsam "bazı kişilerin" kundaklama yapması nedeniyle sürekli olarak körüklenmesinin bir sonucu. Orman varsa bir cam atarsanız yangın çıkar. Küresel ısınma ise bunun daha uzun sürmesini sağlar.

Kısacası demek istediğim insanlık kendi sonunu kendi hazırlıyor. Ama Kuran'da bahsedilen kıyamet -ki doğrusu kıyamet değildir, kıyamet diriliş günüdür. Kuran her şeyin son olacağı o güne "saat" der- bu değil, aksine yaratılmış olan her şeyin son günüdür.

İlla bu olayları Kuran ile ilişkilendireceksek, Rum Suresi 41. Ayet olabilir.
İnsanların kendi işledikleri (kötülükler) sebebiyle karada ve denizde bozulma ortaya çıkmıştır. Dönmeleri için Allah, yaptıklarının bazı (kötü) sonuçlarını (dünyada) onlara tattıracaktır.

Sen gidip türlü türlü virüs taşıyan fare ya da yarasayı yersen, bu virüsün yayılmasını "tesadüf" olarak nitelendiremezsin. Avusturalyada ormanları kundaklarsan çıkan ateşi tesadüf olarak nitelendiremezsin. Zehirli gazların atmosfere salınımını zirveye çıkarır ve küresel ısınmayı tetiklersen oluşacak olayları tesadüf olarak nitelendiremezsin. Bunların hepsi kusura bakmayın ama insan oğlunun gerizekalılığıdır. (Yanlış anlaşılmasın forumdaki kişilere demiyorum, yarasa yiyen, fare yiyen, kundaklama yapan kişilere diyorum)

Kabul etsek de etmesek de her eylemimizin bir sonucu var. Biz bu eylemleri yaptığımızda "farklı" sonuç beklemek saflıktır.