Aksoydoğalgaz adlı üyeden alıntı
İşte bunun için 1971 de Sultanahmet Sanat Enstitüsü' nden mezun olduğumda , kimse beni kırmızı halılar ile beklemiyordu, yıllarca her yere burnumu sokarak öğrendim, bugün yaptığım işleri sadece TABANI öğretmek ve vermek ile, SOKAK ta Uzman olunmaz, Uzmanlık zaman ile doğru orantılıdır, hergün Ansiklopedinize bir sayfa ekleyebiliyorsanız, sizden daha mutlusu yoktur.
En azından arkanızdan gelenlere bırakacak birşeyleriniz , ve çevrenizdekilere vereceğiniz bilgiler vardır.
Örnek ben : Yazılmcı değil TADİLAT TERZİSİ yim... ASP de keser biçer ve dikerim.. ama yazamam :)
Örnek :
www.verigir.comÖrnek :
www.pmr446turkey.orgBende bu işe ilk asp ile başladım. Hatta piyasada çalışırken, kendi yol paramızı bile kendimiz karşılıyorduk. Teknik liseden mezun olup, üniversiteye gittiğimde şunu fark ettim ki üniversiteler bilim yeridir. Benim hayalim bilim adamı olmaktı. Ancak şu da bir gerçekti ki, bilim yapabilmek için bile
PARA lazımdı. Para gücün olmadan, yaptığını bilimin hiçbir anlamı kalmıyordu. Sadece üniversitelerde, birilerinin oyuncağı oluyordun akademisyen olarak. O zaman karar verdim.
Hem bilimsel bir konu ile uğraşıp hem de para kazanabileceğim bir sektörde çalışmam gerekiyordu. Yazılım şak diye karşıma çıktı. Okulu falanda bıraktım. Hatta iki üniversite bıraktım. Açıkçası pişman da değilim. Çünkü mezun olan dönem arkadaşlarımın hepsi işsiz şuanda.
En önemlisi işsiz olmalarından daha da kötüsü, kendilerini düze çıkartacak bir iş fikri ya da iş projeleri yok. Önlerine konulan üç kuruş maaşa talim etmeyi kendilerine kurtuluş görüyorlar. Yazılımın diğer bir sevdiğim tarafı da, kendi işinin patronusun. Yani kendi kendinin liderisin bir nevi. Eğer işinde iyi olursan, yazılımda çok güzel paralar kazanmak hayal bile değil.
Ama işin püf noktası,
herkesin yapmadığını yapmak.