Her insan hayatının belirli dönemlerinde bu tür sorularla boğuşur.
Neye inandığınız değil, kendinizi nasıl mutlu hissettiğiniz önemli.
İsterseniz fanusta kırmızı bir Japon balığına inanın, eğer mutluysanız sorun yok.
Bu bakış açısı aslında Niçe'ye aittir.
Niçe dinsiz bir adam olduğundan, inançlı olan ailesiyle arası oldukça açılır. Özellikle de kızkardeşi Elizabeth'le.
Ayrı şehirlerde yaşadıklarından birbirleriyle sürekli mektuplaşırlar. Ancak bir dönem Elizabeth'te bazı çelişkilere düşer ve inancını sorgulamaya başlar.
Bunun üzerine Niçe, içsel huzurun neye inandığından daha önemli olduğunu söyleyen bir mektup yazarak kız kardeşine cevap verir.
Cennet ve cehennem olmasaydı başlıklı yazımı da ayrıca okumanızı öneririm.
https://ciplakyazar.com/deneme/cennet-ve-cehennem-olmasaydi