İnsan psikolojisi zor olanı, daha doğrusu kurduğu hayalleri çürütecek gerçeklerle yüzleşmeyi sona bırakıyor. Dolayısıyla yukarıda saydıklarımız yeni bir şirket ya da startup’ın en keyif verici beyin egzersizleri oluyor. Bu demek değil ki ofis, logo, şirket ismi önemli değil, aksine çok önemli. Ama bunlar öncesinde düşünülmesi gereken iş planı ve pazar ihtiyaçları gibi birçok konu var.
Var olan araçları kullanın
Tabii hakkında akademik makaleler yazılmış bir konudan bahsediyoruz. Sadece startup’lara isim bulmaya yardımcı olan online araçlar bile mevcut. Bu araçlar ve hali hazırda var olan, örneğin Google’ın girdiğiniz kelimelerin hangi bölgede ve ne kadar konuşulduğunu yayınladığı hizmeti Keyword Tool‘u gibi, araçlardan kesinlikle yararlanılmalı. Bir diğer unutulmaması gereken nokta da patent sorgulaması. Evet, belki startup’ı bünyesinde bulunduracak şirketinizin ismini dilediğiniz gibi koyabilirsiniz. Sonuçta startup’ınız o şirketin bir ürünü olacak ama faaliyet göstereceğiniz alanla ilişkili olarak patent sorgulaması da isim bulma aşamasında unutulmaması gerekenlerden.
Belki de en önemli kısım yaratıcılığın devreye girdiği yerde başlıyor. Kabul etmek gerekiyor ki insanların ilk intiba olarak sıcak yaklaşacağı, akılda kalıcı, mümkünse hikayesi olan ve ürünle alakalı bir isim bulmak hiç de kolay değil. Tam da bu noktada 2 püf noktası diyebileceğimiz konu var. Hatırlayacağınız gibi daha önce oldukça iyi yerlere gelmiş startup’ların isimlerindeki o harfi vurgusuna fazlasıyla değinilmişti. Örnek vermek gerekirse Google, Facebook, Dropbox. Bir diğer daha önce konuşulan konu da Twitter, Reeder ve Sparrow’da olduğu gibi içerisinde birbirini tekrar eden harflerin bulunduğu isimler.
İsim seçerken domain’e takılmayın
Kendisi de startup’lar kurmuş ve yönetmiş olan Joel Gascoigne bloğunda çok güzel bir yazı yayınladı. Yazıda hemen yukarıda saydığımız püf noktalarına da değinen Joel, ayrıca startup’ların isim seçerken domain kaygısı gütmemesi gerektiğini çok güzel örneklerle açıkladı. Instagram (instagr.am), Facebook (thefacebook.com), Basecamp (basecamphq.com), Square (squareup.com) gibi startup’lardan da anlayacağınız üzere çoğu startup ismini domain kaygısı olmadan belirliyor ve son kullanıcıya akılda kalıcı, ya da ne yaptığını anlatabilen isimlerle kendini tanıtabiliyor.
Türkiye’de de benzer örneklere rastlamak mümkün. Mesela DriveYoyo tam olarak yukarıdaki fikri karşılamasa da bunlardan biri.
Özetle siz startup’ınıza yoğunlaşın. Gerekirse ismi ve domain’i en sona bırakın. Ve unutmayın, startup’ın ismine karar verirken domain’i düşünmemek de seçenekler arasında.
Kaynak: http://www.webrazzi.com/2012/08/16/bir-internet-girisimine-isim-vermek/