Facebook'un artık yok olmaya başlayacak kadar kan kaybetmeye başladığı zamanda. Ve yine aynı şekilde Twitter'ın birden parladığı zaman dilimi içerisin de bir sosyal medya çıkarmak ne derece mantıklı olur? Mantık kısmından ziya de doğru bir hareket mi olur?
Facebook çıktı, fenomen oldu. Yerini korudu ama özünü koruyamadı ve kan kaybetmeye başlayarak oldukça büyük düşüş yaşadı.
Twitter çıktı, farklı bir yapısı vardı ilk başta yadırgandı (-140 karakter çok saçma, vs) sonun da birden bir patlama ile yeni fenomen haline geldi.
Şimdi bu iki nokta arasında ki mesafeye bakarsak;
Facebook ar-ge kısmına çok büyük yatırımlar yaptı ama bir o kadar da sitenin incik boncuk kısmını reklam ile doldurmaya başladı. Bu kadar reklama gerek var mıydı? Kan kaybı konusunda bu reklamların etkisinin büyük olduğu kadar da yaptığı radikal ayar ve tasarım değişiklikleri kovaladı. Bir kaç yüz milyon üyeli bir sistem de yaptığın değişiklik bir çok üye kaybına yol açabilir mi? Açsa bile fark edilir mi? Sorusun cevap olarak evet oldukça fark edilir. Ve oyun çöplüğü haline gelmesi. İçinizden bir çoğu bile sadece oyun oynamak, oyunları kontrol etmek için girer hale gelmedi mi?
Peki ya Twitter? Twitter'ın patlamasında en büyük katkı payı aslında Facebook oldu. Facebook'un kan kaybetmesi Twitter'ın işine yaradı. Peki ya Twitter değişiklikler yapmadı mı? Tabii ki yaptı, ama radikal değişiklikler değil. Kendini korudu Facebook düştüğü hataya düşmedi. Ve reklama boğmadı kullanıcılarını. Hatta kendini daha fazla açmak yerine API değişikliğine giderek bir çok firma ile bağlarını kopardı. Bu davranış olumlu mu? Olumsuz mu? İlerleyen zamanlar göreceğiz. Benim fikrim olumlu bir davranış olduğu.
Şimdi sormak istediğim sosyal medyanın bu iki devi varken ve durumları bu haldeyken bir sosyal medya ağı, sitesi ve ortamı kurmak ne kadar doğru bir hareket olur? Veya zamanlama bakımından doğru bir hareket mi olur? Aslında buna Türkiye'de en büyük sorun yatırım, yatırım ve yatırım. İkinci en büyük sorunsa kullanıcı desteği.
Durumlar ve şartlar yüzeysel olarak böyleyken, sizin düşünceleriniz neler?