28 Ekim… Ahmet Kaya’nın doğum günü.
Bugün Ahmet Kaya sevenlerinin‘Doğum Günü’ şarkısını Ahmet Kaya için dinlediği günlerden biri. Ve dinleyenlerin bugün çok daha hüzünlendiği bir gün. Bugün Türkiye’nin karanlık dönemlerinde 6 yaşında babasının bağlamasını eline alarak yola çıkan büyük üstadın doğum günü…
5 çocuklu bir işçi ailesinin en küçük üyesi olan Ahmet Kaya ilkokulu Malatya’da okudu ve müzikle ilk defa 6 yaşlarında tanıştı. O yaşlarda sımsıkı yapıştığı bağlamasıyla gün gelecek herkesi karşısına alacak ve yakın tarihe adını altın harflerle yazdıracaktı.

KÜÇÜK BİR YERLEŞİM YERİNDEN KOCA ŞEHRE
Boş zamanlarında müzikle ilgilenen Ahmet Kaya, ailesinin İstanbul’a göç etmesiyle ortaöğretimden sonra bu işi profesyonelliğe dökmeye karar verdi. Küçük bir yerleşim yerinden büyük bir şehre taşınmanın ve alışmanın sıkıntılarını yaşadı. Bu sıkıntılarını bir belgeselde şöyle dile getirdi: ”Onlarla konuşmuyordum çünkü onlarla konuşamıyordum. Giyimleri başkaydı, konuşmaları başkaydı. Onlar gibi konuşmaya çalışıyordum. Mesela terziye gidip, onlar gibi pantolon diktirmeye filan başlamıştım. Terzinin yaptırdığı pantolonların üzerime uymadığını görüyordum. Onlara yakışıyordu bana yakışmıyordu. Bir kız vardı bizim okulda; herkesin bir aşkı vardır, çocukluk aşkı. Bir gün gittim dedim ki: ‘Biraz seninle konuşak beş dakika, kaçıyorsun hep…’ Bana dedi ki: ‘Rica ederim.’ Öyle bir ağrıma gitti ki: ‘Ben de sana rica ederim,’ dedim.. Ben o zaman anlamını bilmiyordum, yani onu bir küfür zannettim.”

AĞLAMA BEBEĞİM’LE BAŞLAYAN SERÜVEN
Uzun uğraşlar sonucu çıkardığı ‘Ağlama Bebeğim’ albümünün sansürden geçmesinin gazetelere yansıması, eserin duyulmasını sağladı; bu onun için iyi bir fırsattı ve ilk albümünde büyük bir beğeni topladı. İlk büyük patlaması ve geniş kitlelere ulaşmasını sağlayan albüm, 1985 yılında yapılıp 1986′da piyasaya çıkan‘Şafak Türküsü’ oldu.

KÜRTÇE KLİP İSTEĞİ VE LİNÇ
Sanatçının işinin doğruyu, olduğu gibi halka aktarmak olduğu savundu yıllar boyunca. Onu en çok yaralayan vatan hainliğiyle suçlanmasıydı.1999 yılında özel bir gecede ödülünü almak için sahneye çıkan Ahmet Kaya, ’Kürtçe klip çekeceğim’ dediği için kendisini aydın olarak gören bir grup tarafından linç edilmek istendi. Otoparktaki aracını dahi alamadan, çevredekilerin ‘sakın durma devam et’ bağrışları arasında bindiği taksiyle kayboldu gecenin karanlığından. Sonrasında gelen tehdit telefonları ve mektuplar sonrasında eşiyle birlikte çok zor günler geçirdi Ahmet Kaya.

“EN BÜYÜK SUÇLU BABAMDIR”
Çok sevdiği memleketini terk etmek zorunda kalmıştı Ahmet Kaya. Her fırsatta bu ülkeyi ne kadar çok sevdiğini ve tek arzusunun burada ölmek olduğunu dile getiren Ahmet Kaya vatanına hasret gitti bu dünyadan. Yine “kırgın değilim”dedi. Tıpkı sürgüne gönderilmiş diğer aydınlarımız, sanatçılarımız gibi“Memleketim” diyerek yumdu gözlerini.

’6 yaşında bana bağlama aldığı için belkide en büyük suçlu babamdır’ diyen bir Ahmet Kaya yoktu artık. Ama şarkıları nesilden nesile aktarılıyor. Geç bulunup çabuk yitirilen bir değer Ahmet Kaya…

Kaynak