Sosyal Medya’dan Sonra Yaşam: Sosyal Medya Bir Anda Hayatımızdan Çıksa Ne Olur ?




History Channel belgesellerini izlemişseniz “İnsandan sonra yaşam – Life After People” adlı belgesel serisine muhakkak denk gelmişsinizdir. Belgesel konusu “İnsanoğlu bir anda dünya üzerinde yok olursa ne olur?” sorusu üzerine bina edilmiş. Yani insanlar dünya üzerinde bir anda yok olurlarsa, dünya nasıl bir hale gelir sorusu üzerinden ilerleyip tarihlere göre olacak değişikliklerden bahsediyorlar. Ben bu konuya daha fazla girmek istemiyorum. Giriş yapmamdaki amaç sizi yazıya hazırlamaktı. Şimdi bizim yazımızın konusuna gelelim. Diyelim sosyal medya bir anda hayatımızdan çıktı. Twitter, Facebook, Bloglar, Sözlükler, Forumlar vb. hepsine bir anda erişim imkansız hale geldi. Peki o zaman ne olacak?

Sosyal Medyasız ilk dakika

Twitter’a hoşgeldiniz. Kullanıcı sayısı: 0

Herkes şokta! Facebook, Twitter, Google+, Tumblr, Sözlükler, Forumlar… hiçbirine erişilemiyor. Sadece haber siteleri kaldı geriye. Web 2.0 teknolojisi yok oldu gitti. Değil dünyanın bir ucundaki insanla, Facebook’ta arkadaş olarak ekli komşunla bile internet üzerinden görüşemiyorsun. Herkeste bir telaş başgösteriyor. Google’da “Twitter açılmıyor”, “Facebook açılmıyor” şeklinde aramalar yapılıyor. Tüm dünya şokta! Mark Zuckerberg, Larry Page, Jack Dorsey çıkıp televizyonlardan açıklama yapıyorlar. Tweet atan yok, durum güncelleyen yok, entry giren yok, paylaşım yapan yok. Çölde tek başına gibisin. Telefonlara sarılıyorsun, yok. Mobil uygulamalar da işe yaramıyor. Whatsapp, WeChat… hiçbiri çalışmıyor. Instagram’a fotoğraf yüklenmiyor, Foursquare’de check-in yapılamıyor. Haber siteleri tarihlerinde görmedikleri kadar hit alıyorlar. Ama durumdan kimse haberdar değil.

Sosyal Medyasız 1. Saat

Büyük şokun ardından 1 saat geçti. Erişim hala mümkün değil. İnsanların o ilk andaki telaşlarının yerini düşünce alıyor: Ne oldu? Tüm sosyal medya siteleri neden bir anda kapandı? Haliyle daha detaylı düşüncelere dalma imkanı ortaya çıkıyor. Şoku atlattıktan sonra telefonlara sarılanlar birbirleriyle bu “Büyük Çöküş”ün sebebini tartışıyorlar. Komplo teorileri gırla gidiyor. İnsanlar bu çöküşün ardında terörist güçlerin olduğunu tartışıyorlar.

Peki Twitter fenoları?
Twitter fenoları 100 bin kişilik güçlerini kaybetmiş durumdalar. Kimisi refresh yapa yapa f5 tuşunu eskitiyor, kimisi mobil uygulamaların canını çıkarıyorlar. Hatta bazıları, belki sonra açılır diye, aklına gelen aforizmaları bir bir yazıyor. Twitter açıldığında ilk işleri #twittersızhayat hastagini açmak olacak. Bunun için de bir sürü tweet biriktirmiş durumdalar. ama bilmiyorlar ki hiçbirini yazamayacaklar.

Sosyal Medyasız 6. Saat

6 saat geçti. Sosyal medyadan hala ses seda yok. Twitter fenomenlerinin umutlu bekleyişi sürüyor. Facebook sayfa adminleri ise görsel hazırlama derdindeler. Onların da umutlu bekleyişi sürüyor. İlk açıldığı anda Facebook sayfalarına yükleyecekleri görsellerde buna mutlaka değineceklerdir. Sözlükçüler ise durumun vahametinin farkına varmış durumdalar. telefonlarla irtibata geçen sözlükçüler Taksim ve Kızılay meydanlarında toplanmış durumdalar. Kimisi “akp döneminde gerçekleşmiştir” diyor, kimisi “çok komikmiş admin kardeş” bkz.’ları veriyorlar. Forumcular, bozulan bilgisayarları için çoktan servislerin yolunu tuttular bile. hatta servis görevlilerine teşekkürler +rep bile dediler. Haber siteleri ise durumun neyden kaynaklandığını öğrenmek için gözlerini kulaklarını ABD’ye dikmiş durumdalar. Oradan gelecek müjdeli haberleri ilk girmek için bile şimdiden haberleri hazırda bekletiyorlar. Televizyonlarda açık oturumlar yapılıyor. Tartışma programlarının tek konusu sosyal medyanın bu ani “çekip gidişi”. Rasim Ozan Kütahyalı, Ahmet Çakar, Erman Toroğlu, Hıncal Uluç şimdiden yorumlarını yaptılar bile. Gençler ise atmosferin farkına yeni yeni varmaya başladılar. Evde monitörün başında, dışarıda kafa eğik telefona doğru olan bakışlar yavaş yavaş semaya dönmüş durumda. Gökyüzünün berraklığı bir çok genci etkilemeye başladı bile. Biriktirdiklerini başkalarına anlatabilmek için kahvehanelere ve cafelere yönelen gençler sokağın nüfusunu bir anda arttırmış durumdalar.

Sosyal Medyasız 1. Gün

Gece, “sabah ne de olsa açılır” diye yatanlar sabah kalkar kalkmaz ilk olarak Twitter ve Facebook’u açtılar. Ama sonuç yine hüsran. Sosyal Medya’dan ses seda yok. “Sayfalara ulaşılamıyor” yazıları birçok insanı çıldırtmış durumda. hatta kimisi monitörlerini bile yumrukladılar. İnsanlar “Ektiğim ekinler çürüdü :(” bile diyemiyorlar. İnternet üzerinden oynanan okey, FarmVille gibi oyunların yerini hiçbir şey dolduramıyor. Kadınlar, FarmVille oynayamamaktan kalan boş zamanlarını parktaki toprağı kazmakla geçirmeye başladılar. Erkekler işi gücü bırakıp o günkü okey seansını başlatmak için kahvelere koşuyorlar. Fenomenler kitap kalınlığında aforizma ve espri biriktirdiler. Facebook sayfa yöneticilerinin görselleri ve videoları klasörlere sığmaz oldu. Sözlükçülerin bkz.’ları yere göğe sığmıyor artık. Tumblr’da paylaşım yapmak isteyenler bu boş vakitte kütüphanelere koşup eski gazeteleri karıştırmaya ve bunların fotoğraflarını çekmeye başladılar.

Sosyal Medyasız 1. Hafta

1 hafta geçti. Bu süre zarfından ekonomide canlanma baş gösterdi. Bilgisayar başından kalkıp sokağa çıkanlar harcama yapmaya başladılar. Televizyonların ana haber bültenlerinde röportaj taleplerini geri çevirmeyen esnafın sesi duyuluyor. “Bayramlarda bu kadar alış veriş olmuyordu. Ne oldu biz de bilmiyoruz” diyorlar. Kafe ve kıraathaneler dolup dolup taşıyor. Meydanlarda check-in yapamayanlar post-it’ler yapıştırmaya başladılar. Şimdiden Taksim meydanında yığınlarca post-it birikmiş durumda. Kıraathanelerde oturup çay içen, okey oynayan gençler yazıcılardan çıkardıkları komikli resimleri birbirlerine gösterip gülüyorlar. Kimisi, arşivindeki komik videoları telefonundan açıp izletiyor arkadaşlarına. Artist ne arar la bazarda amca yine revaçta. Yine beyin bedava’lara, püskevitlere gülünüyor.

Twitter fenomenleri umutlarını hala kaybetmiş değiller. f5 tuşuna basmaya devam ediyorlar ama arta kalan zamanda dışarı çıkıp, sokaktan bir adamı çevirip “seni takip ediyorum, sen de beni takip et” diyorlar. Kafelerde durup durup aforizma patlatıyorlar. Bazı fenomenleri kamu düzenini bozmak suçundan polisler nezarete atmış durumdalar.

Retro’cular kütüphaneleri doldurup taşırdılar bile. Yakın zamanda açılmasını umdukları blogları için çok sağlam arşiv yaptılar bile.

Youtube için komik video arayışına giren insanlar, ellerinde kameralar ve cep telefonları sokak sokak dolaşıyorlar. kimisi çöpçülere saldırıyor, kimisi kedi çekiyor. Oto pazarına gidip röportaj yapanlar, sınavdan çıkanlara soru soranlar, trafik kazası geçiren sarhoşlara sorular soranlarla doldu sokaklar. Şimdiden fenomen adayları çıktı bile…

Sosyal Medyasız 1. ay

Umutlar giderek tükeniyor. sosyal medya uzmanları inşaatlarda çalışmaya başladılar bile. İnternet aboneleri yavaş yavaş internetlerini iptal ettirmeye başladılar. Hiçbir işe yaramayan akıllı telefonlar sudan ucuz fiyata ikinci el telefon alan bayilere satılıyor. Buna rağmen telefon trafiğinde artış yaşanıyor. GSM operatörleri konuşma ve sms paketlerinin fiyatını iyice düşürdüler. Rekabet gırla gidiyor. Twitter’cılar arşivlerinin gitmesine üzüledursunlar, çoğu “sosyal hayatın” farkına varmış durumdalar. Bir araya gelip muhabbet eden insanlar “sosyalliğin” farkına vardılar bile. Gazetelerin tirajlarında artışlar yaşanıyor. Twitter fenomenlerinin yerini, eskiden olduğu gibi, gazeteciler aldılar. Tartışma programları reyting rekorları kırıyor. Rasim Ozan, o kanal senin bu kanal benim dolaşıp duruyor. Hıncal Uluç o neşe veren kahkahalarıyla yine göğü inletiyor.

Facebook’tan kendine eş bulanlar eski yöntemlere başvurdular. Yaralı kartal yuvaya telsizden mesaj gönderiyor. Telsiz satışları rekor düzeye çıkmış durumda.

Sosyal Medyasız 1. Sene

Twitter dendiğinde “sahi öyle bir şey vardı değil mi?” soruları sorulmaya başlandı. İlkokul arkadaşları haftada bir buluşma düzenliyorlar artık. Facebook üzerinden edinilen arkadaşlıklar çoktan unutuldu. Blog yazarları 3. sınıf reklam şirketlerinde metin yazarlığı yapıyorlar. Çoğu imla kurallarına uymadıklarından dolayı işten çıkarıldılar. Sözlük yazarları an itibariyle normal yaşantılarına adapte olmuş durumdalar. Kuralsız sözlüklerin verdiği rahatlıkla küfreden onlarca insan, aynısını sokakta gerçekleştirince çoğu hastanelik oldu bu süre zarfında. Retro’cuların bir kısmı kitap çıkardı. Twitter feno’ları hazırladıkları aforizmalar ile tarihte yer alabilmek adına yayınevlerinin yolunu tuttular. Youtube videocuları kameraman olarak düğün salonlarında işe başladılar. Ha bu arada, birçok ülkede bilimsel ilerlemeler gerçekleşti. Sosyal medyadan arta kalan zamanda insanlar araştırma ile vakitlerini geçirir oldular ve sonucunda birçok teori ortaya çıktı. Teknolojide ilerlemeler kaydediliyor. Sosyal medya olmayınca telefondan başka işe yaramayan akıllı telefonların üreticileri iflaslarını vermeye başladılar. iPhone 6 çıktığı anda sadece on bin satış yapabildi. Google’ın gelirleri yavaş yavaş azalmaya başladı. Mark Zuckerberg Microsoft’ta işe girdi ve asgari ücretten çalışmaya başladı. Yol+yemek ve SSK’yı ise Bill Gates karşılıyor.

Sosyal Medyasız 10. sene


Facebook dendiğinde “o ne?” diyen bir nesil yetişti artık. Arkadaşları ile birlikte vakit geçiren, sokakta top oynayan, iletişimi kuvvetli bir nesil yetişmeye başladı. Twitter fenomenlerinin 6-7 yaşındaki çocukları sabahtan akşama kadar aforizma dinleye dinleye sosyopat oldular. Deli gibi video arşivi yapan youtube’çular sabahtan akşama kadar videoları izliyorlar. İnternet fiyatları yerlerde sürünüyor ama buna rağmen alan yok. Kütüphaneler her gün dolu durumda. Kafeler ve kıraathanelerin sahipleri ikinci villalarını diktiler bile. Toplumda bir güven artışı yaşandı. Bu arada uçan arabalar icad edildi. ABD dünya liderliğinden oldu bu zaman zarfında. Bir çok ülkede rejim değişiklikleri yaşandı. Genç nüfus fazlası olan ülkeler her sene büyüme trendine girmiş durumdalar. Akıl sağlığı merkezleri artık daha az çalışır durumda. Arabesk rap diye bir şey kalmadı artık. Varoşlarda yaşayan gençler topluma kazandırılmış durumdalar. Sanal dünya gerçeğe evrildi. Birçok ülkede, insanların bir araya gelip ekin ektikleri büyük çiftlikler kuruldu. Okey kafeler icad edildi. binlerce insan bir araya gelip aynı anda okey oynayabiliyorlar. Ekonomide yaşanan canlanmalar ise vatandaşa yansımış durumda.

Sosyal Medyasız 1. Asır

İnsanoğlu dünyaya sığmıyor artık. Mars’ın ardından başka gezegenlere ulaşmak için trilyonlarca dolar harcanıp uzay seyahatlerine çıkıldı. Zamanda yolculuk icad edildi. Işık hızını aşan araçlarla evrenin bir ucu artık bir aylık mesafede. Dünya dışı varlıklarla iletişime geçildi. Gezegenler arası ağlar kurulmuş durumda. Bu arada, genç bir bilim adamı, zamanda yolculuğu kullanarak 1 asır evveline seyahat etmek istiyor. Bilim kurulunun karşı çıkmasına rağmen bir gece zamanda yolculuğa çıkan genç bilim adamı 2013 senesinin ocak ayına seyahat etti. Gördüğü manzara kendisini hayretlere düşürdü. İnsanlar birbirleriyle konuşmuyorlar. Gün boyu akıllı telefonlar ve bilgisayarlın başındalar ve sabah akşam internette dolaşıyorlar. Bunun sebebini araştıran bilim adamı “sosyal medya” diye bir kavramla karşılaşıyor. Yanında getirdiği minimalize eden silahını ve arşiv silme programını kullanarak ABD’de ve dünyanın çeşitli yerlerinde yer alan bu sosyal medya canavarının veri merkezlerini yok edip arşiv silerek kendi çağına geri dönüyor. “İnsanlık için böylesi daha hayırlı bence” diyerek yaptığı seyahatin ne kadar gerekli bir şey olduğuna kendini inandırıyor.

Bir senaryodan ibaret bu anlattıklarım. Gerçekleşme ihtimali çok düşük olsa da, insanların artık farkına varmaları lazım. Sosyal Medya yahut internet her şey değildir. Dışarıda bir hayat var ve bu hayat akmaya devam ediyor. Dünya dönüyor en nihayetinde. Zaman akmaya devam ediyor. Buna rağmen kısıtlı vaktimizi çok boş işlere harcıyoruz. Şimdi size soruyorum. Sosyal medyasız yaşayabilir misiniz?

Kaynak