Hepsi etkileyici hikayeler ama çoğu gerçek olmayabilir. En basiti apple hikayesi bu değil , o elma yasak elmayı temsil ediyor. Ne her gün elma yediği için , ne de sevgilisi bozuk elma yiyip öldüğü için. 28 yaşındayım bu güne kadar elmadan zehirlenen de duymadım zaten. Mantık olarak da bir insan her öğlen elma yemiş olsa bu onda kötü bir anı olarak kalır , aksine ondan nefret eder. Alkolik babanın alkol kullanmayan oğlu gibi , ailesinden şiddet görenin çocuklarına bunu yapmamaya yemin etmesi falan gibi bişey. 90 larda modaydı askere gidip gelen mercimeğe tövbe ederdi . Bu da öyle işte.

Zaten bu tarz hikayelerin neredeyse hepsi kurmaca düzmece bi nevi viral çalışma da denebilir. Ben bu uçakla sigara paketi ezilip atılması hikayesini 97-98 de kuran kursunda kalırken duymuştum , bi arkadaşımızın abisi anlatmıştı o da üni de duymuş hevesle anlatmıştı. Marka değeri oluşturmak için yada delinin biri kuyuya bir taş atmış misali hikayeler.

Bu ferrariye kızıp açma benzeri hikayeler çok fazla yalnız onların gerçeklik payı var olabilir. En basiti pazarcılık yaparken patronumun tartıştığı bi sebzeci kızıp tekstil işine girdi bizimle aynı kategoride mal satmaya sonra kendi atölyesinde üretmeye falan başladı . Bizim patron bu avm patlaması yaşanan senelerde batarken o adamın 10 küsür mağazası olmuş pazarcılığa da devam ediyor :) Fakat bu kavga da da ticari kaygılar sözkonusuydu. Bakmıştır ferrari iyi kazanıyor e benim de alt yapım var imkanım var bunu üretiyim deniyim demiş olabilir.

Hikayelerin hiç birinde firma için - değer oluşturabilecek birşey yok. Bu bile gerçek olmadığının ispatıdır bence. Mulinex adamın karısından daha iyi püre yapıyomuş , ferrari ilgilenmezmiş kullanıcılarıyla ama diğeri çok daha iyisini kendi yapmış .. Bence açıkça da ben viralim düzmece hikayeyim diyor. İşçilik yapanlar bilir hiç bir patron öyle nike falan hikayesinde ki gibi tutup da hisse vermez :) zaten insani olarak o kapasite de bulunanlar büyük başarılar elde edemez o büyüklükte bir marka oluşturamazlar. Sistemin ana teması zaten sömürüdür , sen çalışır 1 ayda 500 çift ayakkabı ellerinle üretirsin , ay başı maaşını çekersin 5 çift almaya maaşın yetmez durumdadır . Sistemin mantığı bu zaten. Aile kurmaya yönlendirilirsin , sorumlulukların oluşur tüketmek zorunda kalırsın , cazip kredilerle borçlandırılırsın borçlanmaya da mecbur kalırsın ve çarktan çıkman imkansız bir hal alır . Bu ülke için söylemiyorum tüm dünya da bu böyledir fakat bu 500 birim üretime karşı sana verilen miktar ülkeden ülkeye değişir . Avrupada 20 birim amerika da 25 birim afrikada 0.5 birim , çinde 3 birim Türkiye de 5-10 birim gibi . İşte bu da yaşam standartımızı belirler. İyi bir insanın firması da böylesine bir düzene dahil olmadığından asla büyüyemez , düzene dahil olsa zaten iyi bir insan değil çarkın bir parçası olur . Öyle bir insan da tutup şirketinden % li bir hisse veremez vermez onda böyle bir düşünce olgusu yoktur.

Çok fazla konudan uzaklaşıldı özür dilerim biraz içimi döktüm galiba :) logohikayeleri arkadaşım bence asıl hikayelere ulaşabilirsen belki daha fazla zamanını alır fakat çok daha güzel bir içeriğe sahip olursun. Güzel domain , hatta onunla konunda otorite olmuşsan ya da olursan ispatıyla kanıtladığın gerçek hikayeleri değiştirmen yada kaldırman için iyi paralar bile teklif edilebilir :) kanıtları kaynakça göstererek sunarsan telife de sokamaz karalama falan diye dava da açamazlar bu da ufak bir ipucu