Artık bu yazıyı yazmanın zamanı geldi. Gerçekten geldi. Fark ettiyseniz günümüz tasarımları son günlerde (son dönemlerde) aşırı şekilde değişti. Tasarımlar artık daha sade ve kullanışlı. Örneğin Microsoft ‘un başlattığı Metro Style furyası öyle bir yayılma alanına ulaştı ki artık Apple bile ürünlerinde Metro tarzı ve sade görüntüleri sergilemeye başladı. Eğer Apple bile bu tasarım tarzını benimsemiş ise, Nereye gidiyor bu tasarım dünyası?

Tasarımlar sadeleşti, basitleşti burası güzel fakat iş bu sadeliğide abartmaya kaçınca ne sadelik güzel oluyor ne de çekici bir yanı kalıyor. Örneğin metro tasarımı benimsemiş olan ben artık sitelerde en azandan bir box-shadow yada border-radius arar hale geldim. Sitelerin görünümü basitlikten ziyade artık bana yerine oturmamış bir tasarım havası veriyor, ulan resmen işkence gibi geliyor yahu.

Bu furya artık öyle bir hal aldı ki artık özgün tasarımlar ortaya zor çıkıyor. Tasarımların çoğu birbirine benziyor. Tamam sakin olun tasarımcı beyler bayanlar; herkes aynı şekilde olmak zorunda değil, değil mi? :D

Size bu metro tasarımın nasıl çıktığına dair hiç de güvenilir olmayan kaynaklardan aldığım bir hikayesi olan Metro Tasarımın Acıklı Hikayesi‘ni anlatmak istiyorum;

Metro Tasarımın Acılı Hikayesi

“Evvel zaman içinde, develer berber, pireler pinti pinti dolaşırken halkı tasarımcıların yaptığı tasarımlardan çok memnun bir ülke varmış. Halk tasarımlardan öyle memnunmuş ki; baktıkça dolu dolu görünen, görseller ile bezenmiş, box-shadow’lu gradident’li tasarımların tasarımcılarını öve öve bir kalıyorlarmış. Kısacası halkın tasarımlarla bir zoru yokmuş.

Gel gelelim bu ülkenin pek sevilen tasarımcıları bu hallerinden pek de memnun değillermiş. Sebebi bu ülkenin W3C Validator adında zorba bir kralı varmış. Bu zorba kral tasarımları pis pis eleştirir, en ince ayrıntısına kadar tüm yönlerden hatalarını görürmüş. Tasarımcıların yaptıklarına yok efendim şurasında şurayı yanlış yazmışsın gibisinden absürt yorumlar yapar tasarımcıların tasarım yapma hevesini kırarmış.

Bu işten bıkan tasarımcılar “Yeter ulan, bıktık tiriplerinden” gibisinden atarlanmalar haline girseler de zorba kral W3C‘den korktukları için krala bir şey diyememişler. Sonra içlerinden zeki bir (Baş harfi Microsoft) tasarımcının aklına metrodayken birden bin şimşek çakmış, iki saksı düşmüş, yedi tane de piyano düşmüş ama masal bu ya adam ölmemiş. Hemen, başına o kadar darbe almanın etkisiyle ” Ahanda buldum :D ” diyerek kafasında bir ampul belirmiş.

“Lan!” demiş “madem bu kral bizden hata istemiyor, bizde ona kaliteli gibi görünen ama özenme ve ayrıntıdan yoksun tasarımlar kodlayalım, hatta ismini de Metro stili (hala saksının etkisi üzerinde iken) koyalım” demiş . Tabii hemen oradakiler başta itiraz etseler de sonradan Apple gibi dönenler olmuş. Bu fikir benimsendikten sonra tasarımcılar sırf W3C border-radius‘u box-shadow ve bir çok özelliği hata olarak gösteriyor diyerekten tüm bu fazlalıkları atmışlar. Tabii kral bu farklığı sezerek “Afferim lan sonunda gözüme girdiniz” inglizce olarak al sana yeşil renkte bir “Congratulations! No Error Found.” diyerek bu tasarımcıları pohpohlamış. Diğer mutlu ülkelerin tasarımcıları da bu krala yaranmak için bu tasarım sadeliği operasyonuna katılmışlar.

Bu olaylar gelişirken halk “N’oluyor olum?” gibi garipseme ve şaşırma tepkilerini HarlemShake ve GanGamStyle gibi anlamsız hareketlerle bu Metro stilini başta protesto etseler de sonradan mecburen tasarımcıların “En kaliteli ve sade tasarım bu” ve “Sadelik ve basitlik daha ne istiyorsunuz? Sizin tek sorununuz zaten o koca …” gibi sözlerine boyun eğmişler. O gün bu gündür Retro tasarım olmuş Metro tasarım, halk da olmuş mort.

Gökten üç elma düşmüş; biri kral W3C’nin başına, biri Newton’un başına, diğeri de bu yazıyı yazanın başına. W3C ermiş muradına , biz çıkalım kerevetine…”

Bayağı uzun bir hikaye uydurdum, kendime şaştım kaldım Valla :D .Neyse Asıl konumuza dönelim.

Tasarım abartısı diyorum ama birkaç örnek ile bu abartıyı açıklayalım. Örneğin Google+ ‘a girmeyi bırak yüzüne bile bakasım gelmiyor. Belirli bir sadelikten öte adamlar kendilerini aşmış, “kendimi çiğner atarım!” seviyesine gelerek, sadeliği abartmayı başarmış halde.

Diğer bir örneği Aorhan (kendisi takip edilenlerim listesinde) olarak verebiliriz. Eski tasarımı metro tasarım iken şimdi sıkılıp biraz eski tarz takılıyor kendileri. Bu kadar örnekten sonra bu yazıyı sonlandırmak gereği aklıma geldi. Doğru ya her yazının sonu vardır. :D

Sonuç olarak…

Sonuç olarak şunu söyleyebilirim ki; Ben yavaş yavaş bu tasarımlardan (Metro) sıkılmaya başladım. Hadi bir/iki bilemedin 5 site metro tasarım kullanır fakat bu ne arkadaş ya? Her önüne gelen aynı tarz tasarım yapıyor. Yani farklılık öldü. Tüm siteler birbirine benzimeye başladı. Bakın site #biiir , site #ikiii site #üüüç ve sayamadığım yüzlece site birbirine ne kadar benziyorlar değil mi? (3 sitenin sahiplerini severim sadece örnek olarak verdim)


Tasarımcılığın bir çizgi üzerinde gitmeyeceğini farkı tasarımların, tarzların; dışlanmanın aksine daha fazla dikkat çekeceğini buradan tüm tasarım alemine ve arkadaşlara hatırlatıyorum. Unutmayın ” İbrahim eydür; Tasarım alemi bir gün yine eski tasarımları özleyecek” şuraya yazıyorum ha.. :D
Kaynak: http://www.hibestil.com/tasarim-dunyasi-nereye-gidiyor/