Yazı baya uzun dilerseniz kaynaktan okuyabilirsiniz;
Gerçekten de aynı üreticilerin cihazlarını birlikte kullanarak daha iyi sonuçlar elde edebilir miyiz yoksa bu sadece bir pazarlama taktiği mi ?
Apple-iCloud-EkosistemiApple kullanıcıları iCihazlarından vazgeçemiyor, Microsoft hayranları Windows 8′i öve öve bitiremiyor ve Google hemen hemen her alana parmağını sokuyor ama herhangi bir üreticiye ölümüne sadık kalma gereği duymayan milyonlarca kullanıcı nasıl oluyor da böyle yaşamaya devam edebiliyor?
Bu yazımızda kendimizi teknoloji alanındaki üç devin dünyasına atıyor, iddia edildiği gibi aynı üreticinin cihazlarını kullanmanın avantaj sağlayıp sağlamadığına bakıyorum. Ahmettokyuz.com editörlerinin kolay aldanan kişiler olduğunu sanmayın. Aynı zamanda karışık kullanım senaryosunu ele alacağız, markası farklı olsa da alanının en iyisi olan cihazları bir araya getirmenin avantaj sağlayıp sağlamadığına bakacağız.
APPLE’ın YOLU
Her ne kadar ekosistem kelimesini sık kullanıyor olsak da bu kavramı diğerlerine kıyasla çok daha önceden kavramış olan tek bir firma var. iTunes arşivlerine uygulanan DRM koruma sisteminin baskısı (2009’da terk edilene kadar) ya da çoğu kullanıcının zaman içinde arşivine kattığı yazılımların maddi değerinden ötürü Apple kullanıcıların uzun yıllar firmanın çizdiği şuurlar dışına çıkmadığım gördük. Apple’ın göz alıcı dünyasıyla ilk nesil iPhone satışa sunulduktan sonra tanıştaysanız büyük ihtimalle rotanızı değiştirmeden devam ediyorsunuzdur.
Bunun önemli bir sebebi var: Çok az kullanıcı Apple’ın sunduğu cihazların bir araya geldiğinde uyum sorunu yaşattığım iddia edebilir. Aynı firma tarafından sunulan MacBook ve iMac bilgisayarlar, iPhone ve iPad modelleri, Apple TV ve hatta Time Machine yedekleme cihazlarıyla bunların üzerinde çalışan iCloud ve AirPlay sistemleri uzun zamandır uyum içinde çalışıyor.
Uygulama sadeliği
Android düşkünlerinin bile kabul etmesi gereken bir gerçek, Apple’ın akıllı telefon ve tablet uygulamaları arasındaki bağı sorunsuz biçimde idare ediyor olması. İPad için bir uygulama aldığınızda çoğu durumda iPhone için hazırlanmış özel sürümü de indirebilirsiniz. Her cihaza uygun uygulamayı bulmak çok kolay çünkü uygulama mağazasında ayrı bir tablet departmanı var. Google ise hâla böyle bir ayrım yapmış değil. Nadiren de olsa farklı bir çözünürlük veya en boy oranına sahip yeni bir cihaz çıktığında App
Store’da yer alan popüler uygulamaların çoğu kısa süre içinde (genelde birkaç hafta) güncellenerek destek sunuyor. Apple’ın donanım üzerindeki kontrolünden ötürü uygulama satın almadan önce cihazınızda sorunsuz çalışacağına emin olabilirsiniz. Daha pahalı masaüstü uygulamalarının satıldığı Mac App Store ortamı da var ve burada da iOS ile kullanılan Apple hesabı geçerli. Tabii Mac için yazılım alırken bu ortamı kullanmak zorunda değilsiniz ve çoğu kullanıcı bağımsız olarak hareket etmeyi tercih ediyor ama Apple’ın yolunu izlerseniz yeni bir Mac aldığınızda tüm uygulamaları ve güncellemeleri tek bir yerden indirebilirsiniz. Programlara ait seri numaralarını saklamak ve çizik DVD’lerle boğuşmak gibi sorunlar kalmıyor.
iCloud
Apple’ın bu basit yaklaşımı sayesinde tek bir hesapla çok sayıda cihaza ait tüm satın almaları ve indirmeleri kontrol altına alabilirsiniz. iCloud ile bu basit sistemi biraz daha gelişmiş hale getiriyor. Gmail hesabının zaman içinde bizi Google Dokümanlar kullanıcısı ve ardından Google Drive sahibi yaptığı gibi Apple cihaz kullanıcıları da 5 GB ücretsiz depolama alanı sunan iCloud hesaplarını sahip oldu. 2011 sonunda duyurulan servisin kullanıcı sayısı 300 milyonu aştı.
Temel olarak iCloud’un bir veri eşitleme aracı olduğunu söyleyebiliriz. E-posta, kişi listesi, takvim, favoriler gibi bilgilerinizi bir araya topluyor; iOS 5 ve üstü sürümlerde bulunan bu verileri OS X ve Windows’la da eşitleyebiliyor. Aynı zamanda iPhone ve iPad kullanıcılarını iTunes’e bağımlı olmaktan kurtarıyor, kablosuz yolla iCloud’a yedekleme ve geri yükleme yapılabiliyor. Tek bir cihaz kullanılarak yapılan alışverişlerde satın alman uygulamalar diğer cihazlara indirilebiliyor, Safari ve iBooks’daki favoriler cihazlar arasında eşleştirilebiliyor. Foto Yayını’nı etkinleştirirseniz çektiğiniz fotoğraflar anında dijital Apple cihazlarınıza ve bilgisayarlarınıza gönderiliyor. Apple’ın iPhone’numu Bul servisiyle kayıp veya çalıntı cihazların yeri tespit edilebiliyor, Arkadaşlarımı Bul uygulamasıyla izin veren arkadaşlarınız harita üzerinde takip edilebiliyor.
Ayrı bir servis olan ama aynı Apple kullanıcı adım kullanan iTunes Match’e abone olursanız (Henüz Türkiye’de desteklenmiyor.) Apple’ın müzik arşivinizi tarayıp bilinen şarkıları kendi veritabanıyla eşleştirerek ve sadece bilinmeyenleri sunucuya göndererek korumaya almasını sağlayabilirsiniz. Müzik arşivinizi internet bağlantısı olan her yerden on taneye kadar iTunes uyumlu cihazınıza 256 Kbps kalitesinde indirebilir veya doğrudan dinleyebilirsiniz. iOS yüklü cihazlarda şarkı dinlerken aynı zamanda indirme işlemi gerçekleştiği için zaman içinde sevdiğiniz şarkılardan oluşan çevrimdışı arşiv oluşturabilirsiniz.
2012 sonunda iTunes Match servisine rakip olarak Google da müzik servisini duyurdu ama Apple cihazlarda kapsamlı Google Play Music deneyimi elde edebilmek için web tarayıcısı kullanmak gerekiyor. Daha az esneklik sunan çözümde iPad Müzik uygulamasını arka planda bırakmak şart oluyor. Diğer yandan Google Play Music ücretsiz, dolayısıyla denemekten zarar gelmiyor.
Büyük ekran
iPad’in koltukta kullanım için ideal bir cihaz olduğu ortada | ama Apple’ın başka bir cihazı salonun yıldızı olmayı hak ediyor: Apple TV. Bu ufak, göz alıcı ve sessiz cihaz tek başına veya diğer Apple cihazlarla sorunsuz kullanılabiliyor, Youtube gibi internet servislerinden veri alabiliyor, iTunes arşivinizdeki film ve dizileri ekrana getirebiliyor. Benzer durum müzik için de geçerli. Televizyonunuza bağlı kaliteli bir ses sisteminiz varsa harika bir avantaj.
Harika ara birim sayesinde diğer cihazlarda olduğu gibi arananları bulmak, içerik indirmek ve izlemek son derece basit. Apple TV ile gelen uzaktan kumandayı kullanmak kolay. İsterseniz iPhone veya iPad için Remote uygulamasını indirebilir, arama yaparken daha kolay biçimde metin girebilirsiniz. Oyunlarla arası iyi olmayan kullanıcıların kafasını karıştıran Xbox kontrolcünün tam tersi diyebiliriz. Apple TVyi kullanarak iCloud hesabınızdaki içeriğe de erişebilirsiniz.
Klasik bir medya oynatıcı olmasını önleyen başka bir özellikse iPhone, iPad veya OS X yüklü Mac’teki içeriği kablosuz olarak Apple TV’ye gönderme imkânı veren AirPlay işlevi. Bu durumda Apple TV ile gelen bazı özellikler kullanılamıyor ama uyumlu iOS uygulamalarıyla cihazınızdan televizyona görüntü aktarabilirsiniz. Çok sayıda oyunu da destekleyen sistem sayesinde sınırlı da olsa TV’nizi oyun konsoluna dönüştürebilirsiniz.
AirPlay’in temel işlevi içeriği olduğu gibi büyük ekrana yansıtmak. Ne derece iyi başarılı elde edeceğiniz, evdeki Wi-Fi ağına ve aktarmak istediğiniz içeriğin türüne bağlı. Desteklenmeyen servislerde başarılı sonuç almak için önce Müzik uygulamasını başlatıp AirPlay’i etkinleştirebilir ve ardından istediğiniz video uygulamasına geçiş yapmayı deneyebilirsiniz. Bu çözüm her uygulamada sonuç vermeyebilir. Paralı içerik sunan uygulamalar AirPlay aktarımını engelleyebiliyor.
Çok önemli bir nokta da şu anda Türkiye’ye müzik satışı, film kiralama ve satışının sadece Apple tarafından yapılabiliyor olması. iTunes Match, iTunes Radio ve televizyon dizileri henüz Türkiye’ye sunulmuyor ama Google ve Microsoft’un benzer hizmetlerinin Türkiye’de hiç e olmadığını düşünürsek bu bile Apple için önemli bir avantaj.
Genel değerlendirme
Geçen seneye kadar Apple’ın cepten masaüstüne ve salona uzanan entegrasyonu için rakipsiz diyorduk ama Windows 8 sonrasında tek bir firmanın sunduğu cihazlara sadık kalmanın diğer bir yolu açıldı. Her ikisinin farklı avantajları var. Kullanım kolaylığı, basit ağ kurulumu ve tüm alanlardaki ilgili cihazların kalitesi söz konusu olduğunda Apple’m devirmek imkânsız. iMac ve MacBook modellerini beğenmemek mümkün değil. Android’in iOS karşısına ciddi rakip olarak çıkması yıllar sürdü. Uygulamalar söz konusu olduğunda iOS hâlâ önde.
Bununla birlikte Apple yolunu seçerseniz mükemmele ulaşamazsınız. iPad harika bir oyun cihazı ama OS X yüklü bilgisayarların çok azında masaüstü oyun deneyimi için yeterince güçlü ekran kartları var. Zaten popüler oyunların çoğunun Mac sürümü yok. AirPlay aracılığıyla iPad oyunlarını televizyonda oynamayı Xbox’ın gerçek oyun deneyimiyle kıyaslayamazsınız.
Yine de Apple’ın karşısına Microsoft’u koyacak olursak Windows 8 yeni yeni yaygınlaşıyor ve Surface henüz Türkiye’ye bile gelmedi. Oysa Apple ekosistemine yıllardır dahil olan çok sayıda kullanıcı var. Donanımla ilgili cazibe yanı sıra Apple bir yaşam tarzı olarak kabul ediliyor ve diğer üreticiler aynı başarıyı elde edebilmek için sabırla beklemeye devam ediyor.
Artıları ;
- Tüm ürünlerin kalitesi çok yüksek – Apple TV ve AirPlay sorunsuz işliyor
- Uygulama geliştiricileri tam destek veriyor
Eksileri ;
- Donanım ve servisler pahalı
- Bir kez içine girildi mi çıkmak zor
GOOGLE’ın YOLU
Daha en başından Google’ın ev kontrolünü ele geçirme konusunda dezavantaja sahip olduğunu kabul etmeliyiz. Birazdan üzerinde duracağımız Chromebook dışında ciddiye alınacak bir masaüstü işletim sistemi sunabilmiş değil. Bundan dolayı son kullanıcılara erişim konusunda büyük oranda mobil cihazlara güveniyor. Samsung işbirliğiyle geliştirilmiş Nexus 10 örneğinde olduğu gibi iş ortaklarını sürekli mobil tarafa yönlendirmeye çalışıyor.
Aslında masaüstü arenasında varlık göstermiyor demek doğru değil. Microsoft’un da yaptığı gibi her alanda birden faaliyet gösteriyor.
Google’ı kullanarak internette arama yapıyor, e-posta gönderiyor, arkadaşlarla sohbet edivor. dosvalarımızı depoluyor, paylaşıyor ve ortaklaşa çalışma yapıyoruz. Dev video servisi YouTube’u da listeye eklememiz gerekiyor. Google’m sosyal ağı Google+ henüz istenen noktaya ulaşamadı ama Google’ın günlük yaşamımızın bir parçası olmak için geliştirdiği iyi bir çözüm olduğu ortada.
Google ile iki büyük rakibi arasındaki fark, her ne kadar Google değişiklik yapmak için çaba gösteriyor olsa da Android platformunun doğasından gelen bağımsızlık. Android yüklü akıllı telefonunuz ve tabletiniz, Android 4 sonrasında kademeli olarak sayısı ve kalitesi artan uygulamalara ev sahipliği yapıyor olabilir ama Google TV’ye yatırım yapmış az sayıdaki kullanıcıdan biri olsanız bile muhtemelen büyük ekrana eörüntü aktarmayacaksınız.
Google’ın TV sıkıntısı
Google ile bütünleşen LG Smart TV veya Apple TV tarzı Sony NSZ-GS7 harici kutu bir kenara, Google’ın TV alanmda faaliyet gösterdiğini bilen kullanıcıların sayısı bile hayli düşük.
Sony’nin Google TV eklentisini incelediğimizde Google Play Store’a doğrudan erişim içermemesini eleştirmiş, sadece az sayıdaki Google TV uyumlu uygulamayla sınırlı kaldığını ve donanım özelliklerinin kullanıcıya esneklik sunacak kadar iyi olmadığını fark etmiştik. Bununla birlikte Netflix ve Amazon gibi kısayollar sunuyor ama bunların çoğu Türkiye’de zaten hizmet vermiyor. Web tarayıcısı üzerinden diğer servislere bağlanıp içerik izleme imkânınız var.
MKV gibi bazı dosya türlerini çalıştırırken sorun yaşadık. Birlikte gelen uzaktan kumandayla sırımı kalmak, akıllı telefon ve tablet destekli resmi uygulama bulamamak can sıkıcı ama eminiz ki zaman içinde bu açık kapatılacak. Tablet eya akıllı telefonu kumanda uzaktan gibi kullanarak bilgisayarınızdaki içeriği önüne alınırsa, kullanım zorluğu ve ara birim farklılığından ötürü tüketicilerin favorisi olma şansı düşük. Teknolojiyle arası iyi olmayan ev kullanıcıları, sadece Google’a sadık kalmak için bu ürünü seçmeyi göze almayabilir.
Odak noktası bulut
TV deneyimi için “ya hep ya hiç” demiş olduk ama ses açısından durum çok daha iyi. Bu noktada Google’ın harika bulut servislerinden ilkine değinmemiz gerekiyor. Kullanıcılara bulut ortamda 20 bin adede kadar şarkı depolama, eşleştirme ve diğer cihazlardan erişim desteği sunan ücretsiz Google Play Music servisi geçen yıl yayma girdi ve Apple’ın ücretli iTunes Match servisiyle rakip hale geldi. Bu hizmet Türkiye’ye verilmiyor ama ilginç bir şekilde, Türkiye’de açılmış Google Apps hesaplarında çalıştığım fark ettik.
Android cihaz sahibi olmanın avantajlarından biri bu alanda karşımıza çıkıyor. Sunulan uygulama, müzik dinlemek ve indirmek için kullanılabilecek en iyi seçeneklerden biri. Diğer platformlarda Google Play Music’ten faydalanmak için tarayıcıyı kullanmak, üçüncü parti uygulama indirmek veya Music Manager yazılımının Windows/Mac sürümünü şarkıları indirmek gerekiyor.
Ardından bulut depolama esaslı Chromebook geliyor. Uygun fiyatlı olacak şekilde tasarlanan bu taşınabilir bilgisayar çözümü en başından beri aynı yapıyı sürdürüyor. ARM tabanlı işlemciye sahip Samsung üretimi düşük fiyatlı modeller, sadece internet bağlantısı kurmak ve gezinti yapmak için bile uygun.
Elbette evde kullanımla ilgili herhangi bir sıkıntı yok. Chrome’un çevrimdışı uygulamaları gelişti. Son yazılım güncellemelerinden sonra Chromebook’u uzun süre internet olmadan kullanabilmek mümkün hale geldi. İşletim sistemi artık olması gerektiği türden bir masaüstü içeriyor ve her ne kadar tüm işlemlerin merkezini Chrome web tarayıcısı oluştursa da Chromebook’un diğer cihazlarla kullanımını kolaylaştırmak üzere basit dosya gezginine tam kapsamlı Drive entegrasyonu eklendi.
Gerçekte, firmanın en güçlü kozlarından biri, bulut servislerinden beklenen dosya eşitleme özelliklerinin büyük kısmının karşılayabilen ve bunu Google Dokümanlar’ın verimliğiyle harmanlayan Google Drive. Evde, işte ve okulda çalışırken Drive’ın sunduğu işbirliği ve organizasyon özelliklerinin tümünü kullanıyoruz. Kelime işlemci ve hesap tablosu bileşenleri Office dosyalarıyla ilgili basit düzenlemeler için ideal ama biçimlendirmeden çok içerik oluşturma için yeterli. Google Formlar ve Füzyon Tabloları gibi ek özelliklerse öğrenciler ve evden çalışanlar için çok kullanışlı. Tüm set, en başta Microsoft Office Web Apps kadar tanıdık gelmeyebilir ama Gmail’in popülerliğinden ötürü sadece rahatlık için tercih eden çok sayıda kullanıcı var.
Mobil
Google Drive’ın Android için vazgeçilmez bir uygulama olduğunu söylemeye gerek yok. Akıllı telefon ve tablet sahipleri Gmail hesaplarını anında ekleyebilir. Hangi cihazın tercih edileceği sorusunun cevabı her geçen ay uzayan bir liste. Samsung Galaxy S4, Nexus 7 ve 10 gibi cihazları beğenmemek imkânsız ve değişim sürekli olarak devam ediyor.
Kökleri akıllı telefon sınıfına uzanan, tam kapsamlı ve esnek bir mobil işletim sistemine dönüşmüş olan Android sayesinde Google’ın çok sayıda eve girdiği ortada. Bazen bu başarıyı Samsung, HTC ve diğer firmalar sahiplense de Google’ın hakkını vermemek mümkün değil. ABD’de “ucuz tablet” olarak fırtına gibi esen Amazon Kindle Fire gibi Android işletim sistemini esas alan ve üstüne mağaza ara birimi ekleyen cihazlar sayesinde giderek artan oranda içerik tüketimi için kullanılan harika bir yönteme dönüşüyor.
Android tabanlı cihazlardan en iyi sonucu elde etmek için PC kullanmanıza gerek yok. Veri eşitleme yazılımlarının çoğu cihaz üreticisi tarafından geliştiriliyor ve iTunes gibi merkezi bir yapı zorunlu değil. Yine de kullanıcılar, dosyalarını ve hesaplarını eşitlemek ve yedeklemek için Google sunucularını kullanıyor.
Google ve ev
Play Store’da yer alan çok sayıdaki uygulamayı kullanarak akıllı telefonu müzik çalara dönüştürebilir, tabletinizden video izleyebilir, Google’ın çok sayıdaki eşsiz web servisinden faydalanabilirsiniz. Başta hiç ciddiye alınmayan Chromebook bile ciddi ilerleme gösterdi ve en azından bazı sıra dışı kullanıcılar için ciddi anlamda ilgi çekici bir dizüstü bilgisayar alternatifi oluverdi. Google’ın ev tarafında ciddi bir oyuncu haline geldiği ortada ama düzgün bir ekosistemden ziyade ayrı öğelerin bir koleksiyonu demek doğru olur. Drive, Music ve Android. Telefon kullanan birinin Google platformuna yatırım yaptığını söyleyebiliriz ama büyük olasılıkla hâlâ Windows veya Mac kullanarak günlük işlemlerini gerçekleştiriyordur. Bulmacanın sona kalan bu parçası uzun vadede Google’ın hedefi olacak.
Artıları ;
- Çoğumuz Google servislerini zaten kullanıyoruz
- Giriş masrafları Apple’dan çok daha az
- Android çok hızlı gelişiyor
Eksileri ;
- Ciddi bir masaüstü işletim sistemi henüz yok
- Google TV’nin önünde uzanan uzun bir yol var
Microsoft’un YOLU !
Surface serisi tabletler ve Windows Phone 8 telefonlarla birlikte Microsoft da “ekosistem” oyununa katıldı.
Bununla birlikte firmanın en büyük kozu olarak kabul edilen Xbox 360 oyun konsolu dünya genelinde 70 milyondan fazla evde kendine yer bulmuş durumda. Şirket Xbox One için de oldukça umutlu.
Microsoft, Xbox deneyimini mümkün olduğunca Windows 8’e benzetmek için elinden geleni yaptı, kullanıcıları işletim sisteminin görünümüne alıştırmak için ana menüyü canlı kutucuklar içerecek biçimde yeniden tasarladı. Bunun iyi ya da kötü bir çözüm olduğu tartışmaya açık ama TV’de görülen içeriğe ve ana ekranda beliren kutucuklardaki reklama bakan yeni bir kullanıcı Xbox 360’ın oyun için geliştirilmiş bir cihaz olduğunu anlamayabilir.
Bu kasıtlı uygulamanın sebebi Microsoft’un Xbox ile çok daim fazlasını başarmak istiyor olması. Konsolla ilgili çeşitli içerik sağlayıcılarla yapılmış arılaşmaların yanında Xbox Video servisi de var ama çoğu içeriğe Türkiye’den erişilemiyor. Last.fm gibi uygulamalarla müzik dinlemek mümkün ama tablet ve akıllı telefonlar üzerinden müzik indirme ve dinleme imkânı veren Xbox Müzik de Türkiye’ye hizmet vermiyor. Hem Microsoft hem de üçüncü parti sonuçları birleştiren Bing arama işlevi, Xbox için yenilenen Internet Explorer ve Kinect ile işbirliği yapan Microsoft servisleri sayesinde tüm seçenekler bir araya geliyor.
Bütünleşme
Apple’ın iPhone ve iPad gelişimini nasıl başarıyla birleştirdiğini gören Microsoft, Windows 8 ve Windows Phone 8 uygulamalarına yönelik evrensel kod esasını sunmak için sıkı biçimde çalıştı. Güçlü donanıma sahip olan nesil bilgisayarların Windows 8 yüklü olarak satışa sunulmasıyla birlikte işletim sisteminin bir parçası olan Windows Mağazası kullanımı arttı ve sadece akıllı telefonlar ve tabletlere değil, farklı türden PC’lere de uygulamalar kuruldu. İlk nesil Surface RT tabletlerle karşımıza çıkan, özellikleri düşük Windows RT sürümünde sadece Windows Mağazası uygulamaları kullanılabiliyor. Bundan ötürü mağazada ki uygulamaların kullanıcıların beklentilerini karşılayabilmesi son derece önemli.
Surface sahibi olmayı düşünmüyor olabilirsiniz ama dokunmatik ekrana sahip son derece etkileyici Ultrabook’lar ve dönüştürülebilir dizüstü bilgisayarlar satışa sunuldu. Hepsi bir arada bilgisayarlar eskisinden çok ilgi görüyor. Tamamen katlanıp yatay duruma gelebilen ekranlar sayesinde sabit dokunmatik ekranların kullanımıyla ilgili çekinceler ortadan kalktı. Windows Mağazası’ndaki tam ekran çalışan uygulamaları tabletlerde veya büyük ekranlı hepsi bir arada bilgisayarlarda kullanabilirsiniz.
Bununla birlikte daha önemli olan bir mesele, platformlar arası yazılım geliştirme. Dizüstü bilgisayarınızla Windows Mağazasından bir uygulama alırsanız onu Windows 8 yüklü tabletinizle de kullanabilirsiniz. Geliştiricilere ödüller ve teşvik primleri sunularak yazdıkları uygulamaları Windows Phone ortamına da taşımaları sağlandı. Popüler uygulamaların tüm cihazlar tarafından kullanılabilmesi hedeflendi. Tüm bu işlemlerde Apple kimliğine benzer şekilde Microsoft hesabınızı kullanıyorsunuz.
Felsefî bir farka dikkat çekmekte fayda var. Google ve Apple, uygulama kullanımını telefon ve tablet arasında birleştiriyor. Microsoft ise tabletle PC arasında bağ kurmayı tercih etti. Şirket böylece Windows 8’in iş kapasitesi yüksek bir işletim sistemi olduğunu göstermeyi arzuluyor. Microsoft, Windows Phone 8’i başarılı biçimde karışıma dahil edebilirse Apple’ın bile ayak uyduramayacağı türden bir entegrasyon gerçekleşmiş olacak.
İkinci ekran
Karşımıza çıkan seçenek Xbox SmartGlass. Xbox 360 deneyimini Windows yüklü tabletlere ve telefonlara taşıyan çözüm (Android ve iOS seçenekleri de eklenmeli.) ile konsoldaki eğlenceyi daha sezgisel biçimde kontrol etme imkânı doğuyor. Bu uygulamayla taşınabilir cihazlar klavye ve parmak hareketlerini algılayabilen uzaktan kumandaya dönüşüyor, her ne kadar Xbox’a özel internet Explorer çok başarılı olmasa da büyük ekranda internet gezintisi kolaylaşıyor.
Aynı zamanda iki yönde çalışabiliyor. Tabletinizi kullanarak film satın alırsanız, Apple’ın AirPlay’inde olduğu gibi Xbox ı kullanarak TV’ye gönderebilirsiniz.
SmartGlass’ı ikinci ekran olarak kullanmak da miimkün olacak, ilk denemeler sırasında büyük ekranda oynayan Game of Thrones oyununa ek olarak tablet ekranında etkileşimli Westeros haritası gösteriliyordu. Halo 4 ve Dance Central 3 gibi oyunlar telefon ekranında istatistikleri ve şarkı listesini sunabiliyor. Nintendo’nun Wii konsoluyla karşımıza çıkan tasarıma benzer bir yenilik gelebilir.
Şu aşamada bu türden çok fazla içerik yok ve bunlara erişebilmek için Xbox’ın çalışıyor olması gerekiyor. TV kanalları ve program yapımcıları SmartGlass’ı benimserse ileride çok daha ilginç ve etkili çalışmalar ortaya çıkabilir.
Windows Phone 8’deki Oyunlar uygulaması, Xbox oyuncu profilinizi ve arkadaş listesini alabiliyor. Windows Mağazası uygulamaları, konsolda elde ettiğiniz başarıları kullanabiliyor. Şimdilik eksikler var. Örneğin internet bağlantısı kesilirse, geri gelene kadar Xbox Live oyunundaki ilerleme kayboluyor.
Bulut
SkyDrive,’ı parçalan birleştiren bir yapıştıncı olarak düşünebiliriz. Yeni işletim sisteminin temel bileşenlerinden biri olan bulut, Başlangıç ekranındaki uygulaması ve masaüstünde Windows Gezgini ile bütünleşiyor. Windows Phone için sunulan uygulama ve Outlook, com’a bağlantılı olan web uygulaması, tek bir Microsoft hesabıyla her an her yerden dosyalarınıza erişmenizi sağlıyor.
7 GB depolama alanı ücretsiz. İhtiyacınız olursa 20 GB ek alan için yıllık 20 TL ödemek gerekiyor. SkyDrive’m özellik listesi sürekli genişliyor.
Geçtiğimiz aylarda sadece belirli klasörleri eşitleme desteği ve çok önemli olan paylaşma işlevi eklendi. Belgelerinizi doğrudan Office Web Apps’te açabilirsiniz. Web Apps, Google Drive’a benziyor ama biçimlendirme seçenekleri daha gelişmiş ve masaüstü Office belgeleriyle uyumluluk daha yüksek.
Office’te hazırladığınız dosyaları doğrudan SkyDrive’a kaydedebilirsiniz. Windows Gezginini kullanarak dosya saklayan tüm diğer yazılımlar da SkyDrive’ı görebiliyor. Geride kaldığı noktaysa üçüncü parti uygulama desteği. Windows içermeyen cihazlarda SkyDrive ile paylaşım seçeneğini görme ihtimaliniz düşük. Genelde her yerde rakip bir hizmet olan Dropbox karşımıza çıkıyor. Umarız zaman içinde bu durum da değişir.
Microsoft Evi:
Microsoft’un bu konudaki yaklaşımı büyük ölçüde rakipleriyle benzerlik gösteriyor ama “bağlı ev” söz konusu olduğunda Microsoft’un Xbox sayesinde Apple a kıyasla daha fazla öne çıktığı ortada. Apple TV daha ufak ve göz alıcı olabilir ama milyonlarca evde televizyonun yanındaki yerini almış değil. İlk başta oyun konsolu olarak sunulan ve döneme damgasını vuran Xbox, arka arkaya gelen yazılım güncellemelerinden sonra eğlence dünyamızı işgal eden bir Microsoft ürününe dönüştü. Salon deneyimi söz konusu olduğunda Microsoft’u alt etmek güç.
Bir diğer avantajsa masaüstü, dizüstü, tablet ve telefon arasındaki entegrasyon. Farklı ortamlar ve dosya uyumluluklarıyla uğraşmadan dört farklı cihazla bir dosya üzerinde çalışabileceğiniz tek platformu Microsoft sunuyor. OS X kullanılan iOS cihazlarda da üretkenlik uygulamaları bulabilir ama Microsoft platformunun bu ala nda çok güçlü olduğunu kabul etmeliyiz.
Bizce asıl soru, Microsoft’un sunduğu ayrı çözümlerin birbirini nasıl tamamladığını kullanıcıların iyice anlayıp anlamadığı. Teknik bilgisi yetersiz bir kullanıcıya işletim sistemi terfisi satmak zaten zor ama onu iPhone’ununu veya Android tabletini değiştirmeye ikna etmek çok daha farklı bir mesele.
Microsoft’un tüm cihazlarında benzer bir kullanıcı arabirimi sunuyor olması avantaj ama mevcut durum ortada. SmartGlass uygulamasının iOS ve Android sürümlerinin de sunulması, milyonlarca kullanıcının sahip olduğu cihazdan memnun olduğunu ve Microsoft’un da bunu kabul ettiğini ispat ediyor.
Artıları ;
- Xbox milyonlarca evde zaten mevcut
- Neredeyse tüm PC’lere Windows 8 yüklenebiliyor
- Uygulamalar telefondan masaüstüne kadar her platformda çalışıyor
Eksileri ;
- Şu aşamada Windows Mağazası oldukça geride
- Geliştiriciler platforma yeterince ilgi göstermiyor
Hepsini Karşılaştırsak ?
Tüm teknolojik ihtiyaçlarınızı tekel altına almak isteyen üç büyük firmaya göz attık ama çoğu kullanıcı için tam anlamıyla tek bir üreticiye bağlı kalmak ne gerçekçi ne de arzulanır bir şey. Çoğumuz zaman içinde alınmış, farklı üreticilere ait, farklı teknolojik cihaz ve bilgisayarlara zaten sahibiz. Dolayısıyla sıfırdan başlayıp tek bir üreticinin cihazlarım almak gibi bir şansımız pek yok.
Öyleyse sahip olduğunuz cihazlarla uyum sağlayacak biçimde aynı üreticinin ürünlerini almaya devam etmeli misiniz? Pazarlama taktiklerini bir kenara bırakırsak, farklı cihazları bir arada kullanmak da sorunsuz ve akıcı olabilir mi?
Temel ne olmalı?
Her ne kadar sıfırdan başlamak kulağa hoş gelse de gerçekte çoğumuzun zaten bilgisayarı var. Hangi taraf olursa olsun fanatikler ikna olmayabilir ama Windows – Mac ikilemi eskiden olduğu kadar içinden çıkılmaz değil. Yeni çıkan oyunların OS X sürümlerinin olmaması haricinde günümüzde çoğu yazılım iki platformda da sorunsuz çalışabiliyor.
Masaüstü işletim sistemi seçiminizi mobil cihazda sürdürmeniz gerektiğini düşünebilirsiniz ama aslında bu açıdan da sınırlama yok. iPhone sahipleri iTunes’un Windows sürümünü kullanarak sorunsuz biçimde eşitleme yapabilir.
Mac sahipleri de Android cihazları eşitleme olanağı sunan çok sayıda üçüncü parti yazılım bulabilir. Zaten mobil cihaz içeriğini bilgisayarla eşitlemek zorunda bile değilsiniz. Üç mobil platform da ilgili bulut servisleri sayesinde rahatlıkla kurulup kendi başlarına kullanılabiliyor. ***** Müzik, Deezer ve benzeri çok sayıda bulut tabanlı müzik servisi sayesinde sabit diskteki müzik arşivini elle telefona aktarmanıza gerek kalmıyor.
Buna rağmen bilgisayarınızdaki işletim sisteminin fark yarattığı bazı alanlar var. Windows 8’in kullanıma girmesinden sonra bu durum daha belirginleşti.
Zıt felsefeler
Daha önce kısaca değindiğimiz gibi, Apple ve Google’ın aksine Microsoft’un cihazla uygulama entegrasyonuna farklı bir açıdan yaklaşması ilginç. Android ve iOS’un telefonla tablet arasındaki bağlantıya odaklanan yaklaşımının aksine, Windows 8 içeren cihazlarda tabletle PC arasında bağ kurulmaya çalışıyor. Bu yüzden ötürü son zamanlarda çok sayıda dizüstü bilgisayar – tablet karışımı melez cihazlarla karşılaşmaya başladık.
Windows Mağazası uygulamalarını alırken ve kurarken gerçeğe dönüşen masaüstü ve tablet arasındaki mükemmel geçiş göz önüne alınırsa ve PC’nizi Windows 8’e terfi ettiğinizi varsayarsak Wındows 8 yüklü bir tabletin mevcut PC’nize ideal arkadaş olacağı ortada. Windows Mağazasındaki uygulamalar arasında henüz çok sayıda yüksek kaliteli uygulama yok, platform yeterli kapasiteye sahip ve zaman içinde yazılım geliştiriciler yerlerini alacaktır.
Umuyoruz ki bu durum Windows Phone 8 tarafında da gerçekleşecek ve etkileyici telefon duyurulan gelmeye devam edecek
Tabii bu durumda uygulama tasarımıyla ilgili sorular ortaya yıkıyor. Apple’ın bu konudaki yaklaşımı, tablet ve akıllı telefonu çok benzer şekilde kullanmamıza dayanıyor. Mobil cihazları iş amaçlı kullanmıyorsanız bu ifade son derece gerçekçi. Ama Office uygulamalarına ve rahat bir fiziksel klavyeye duyulan ihtiyaç olmasaydı zaten telefon – tablet ikilisi alır başını giderdi. Angry Birds’ü bir satın alıp tüm cihazlarında oynamayı kim istemez? Fakat “bilgisayaraa hâlâ duyulan ihtiyaç, durumu değiştirmek için yeterli olabilir. Windows 8’le birlikte Microsoft’un benimsediği tasarım anlayışı bu ihtiyacı karşılamaya yöneliyor. Henüz yolun başındayız ama hangi yaklaşım daha fazla ilgi göreceği Windows 8 ve yakında da Windows 8.1 başarısı gösterecek.
Platformlar arası geçiş
Peki, platformları bir arada kullanırsanız ne kaybedersiniz? Üreticiler, çok sayıda önemli avantajdan mahrum kalacağınızı iddia ediyor ama farklı platformları tatmayı tercih eden milyonlarca kullanıcıya kapılarını kapatacak kadar çılgın değiller.
Bu yüzden iTunes’in Windows sürümü, SkyDrive’ın Android sürümü var ve iOS cihazlara SmartGlass’ı yükleyip Xbox’ı kontrol edebiliyorsunuz. Taraflardan hangisini seçerseniz seçin, önemli bir servisten tamamen mahrum kalma olasılığınız son derece düşük. Böyle bir durum olsa bile üçüncü parti yazılım geliştiricileri eksik kalan işlevleri sunma konusunda çok başarılı.
Elbette bu demek değil ki platformlar arası kullanıcı deneyimi her zaman akıcı. Örneğin, Google Play Music servisi Türkiye’ye gelirse iTunes Matche para ödemek istemeyen iPhone sahiplerinin ilgisini çekebilir ama şüphesiz ki en iyi kullanıcı deneyimi için standard Android uygulaması gerekiyor. Müziklerini göndermek isteyen Windows ve Mac kullanıcıları basit yönetim aracını kurmak ve ardından tarayıcılarını kullanarak şarkılarına erişmek zorunda. iOS sahiplerinin üçüncü parti uygulama indirmeden müzik dinleyebilmek için kullanabileceği tek yol bu. Diğer yandan, Apple Match Türkiye’ye açılırsa iTunes’in PC sürümüyle erişilebilecek ama Android veya Windows Phone cihazlarının bu arşive erişim izni olmayacak.
Benzer biçimde her platformun kendine özel teklifleri de var. Örneğin Mac kullanıcısıysanız Tweetbot’,u OS X ve iOS arasında eşitleyebilirsiniz. Sadece Apple platformunda yer alan takvim, not alma ve diğer üretkenlik uygulamaları da var. Sayılan çok olmasa ve diğer platformlarda benzer işi yapan alternatifler olsa bile bazı özel uygulamalardan ötürü kararınız değişebilir.
Bulut etkisi
Farklı tip cihazlan bir arada kullanmak istediğinizde, özellikle de televizyonu işin içine kattığınızda aradaki farklar en azından teoride büyüyor. Windows 8 yüklü bir cihazı Xbox ile eşitlemenin, özellikle de Xbox Müzik entegrasyonu söz konusu olduğunda bariz avantajları var. Benzer durum Apple TV ile iTunes Match için de geçerli. Tabi her iki servis de şu an için Türkiye’de bulunmuyor.
Her ne kadar Microsoft’un iOS ve Android uyumlu Xbox Müzik uygulamaları geçen ay çıkmış olsa da farklı cihazlar için farklı bulut servislerini satın almaktan kaçınmak için alışveriş yaparken dikkatli davranmalısınız.
Çok sayıdaki diğer alandan farklı olarak, bulut servisleri söz konusu olduğunda üç büyüklerden birini ilk sıraya oturtmak mümkün değil.
iCloud, SkyDrive ve Google Drive, farklı platformlarda rollerini yerine getiriyor olsa da Dropbox,’ın sunduğu gerçek çoklu platform ve çoklu uygulama desteğine sahip değiller. Farklı geliştiricilerin elinden çıkan uygulamaların tümü Dropbox desteğine sahip ve cihaz üreticilerinin yaptığı anlaşmalardan ötürü Android içeren cihazlar giderek artan oranda Dropbox yüklü olarak geliyor. Dropbox’ın iOS ile entegrasyonu çok daha sınırlı ama yine de çok sayıda uygulama bu desteği sunuyor.
Örneğin, iPassword ile şifreler veya iA Writer ile belgeler Dropbox,’ta saklanabiliyor.
İşte bu sebeplerden dolayı diğer bulut servislerini kenara atıp sadece bir tanesini kullanmak mantıklı değil. Önemli dosyalarınızı birden fazla serviste saklamak, onlara her zaman erişilebilmenizi garanti altına alıyor. Üstelik alternatif servisler üç büyüklerin tüm cihazlarında çok iyi şekilde çalışıyor.
Karar zamanı
Yazdığımız her şeyi bir araya getirirseniz, farklı üreticilerin en iyi cihazlarım alıp bir arada kullandığınızda pek bir şey kaybetmeyeceğinizi düşünebilirsiniz. Bu bir noktaya kadar doğru ama tarafsız analizimizde fazla yeri olmayan bir etkeni atlamış olursunuz: rahatlık.
Bir kullanıcı için tüm uygulamalara, şarkılara, dosyalara tek bir hesapla erişebilmek büyük rahatlıktır. Üreticiler bundan dolayı bulut servislerini mümkün olduğunca çekici hale getirmeye çalışıyor. Tek bir arabirime alışmak ve diğer cihazlarda da o arabirimle karşılaşmak kullanıcıları rahatlatıyor. Microsoft’un Windows 8’le gelen canlı kutucukları Xbox arabirimine eklemesinin sebebi de bu.
Aynı şarj kablosunu veya araç kitini diğer cihazlarda da kullanabilmek hem rahatlık hem ekonomik. Eski cihazınızda satın aldıklarınızı zahmetsizce yeni modele geri yükleyebilmek de önemli bir avantaj. Sırf rahatlık avantajından dolayı, ihtiyaçlarımızı daha iyi karşılayan alternatifleri çıkmış olsa bile çoğumuz uzun zamandır her şeyi Dropbox’ta depoluyoruz.
Kullanıcılar her ne kadar rakiplerin sundukları artıları merak ediyor olsa da işte sırf bu yüzden iki yılda bir fazla düşünmeden yeni iPhone modeline geçiyor. Her yeni cihaz tanıtıldığında, en başta doğru seçimi yapmak giderek daha önemli hale geliyor.
Her şeye sıfırdan başlamak düşük bir olasılık. O yüzden, bir sonraki cihaz seçiminizi evinizde zaten mevcut olan cihazları temel alarak yapmak mantıklı görünüyor.
Siz hangi yolun yolcusunuz ? Yorumlarınızı bizlerle paylaşın, aynı yolda yolcularla tanışın, ve eğlenin.
Kaynak ; Yolunuzu Seçin – Apple, Google ve Microsoft Rehberi