Gerçek bilgiye ulaşmayı dileyenler onları yeniden bulmak zorundadırlar fakat böyle bir bilgiyi nereden bulacağız. Şu içinde bulunduğumuz devrenin sonundan önce insanları ve eşyayı kendi arasında birleştirecek olan bilgi çağı zamanında yeni bir devrenin başlangıcı olacak bilgidir.
Biliyoruz ki bu devrenin niteliği yüce olandan geri olana doğru bir ilerlemedir. Çağdaşlar buna uygarlığın ilerlemesi diyorlar. Kuşkusuz inici bir gelişmedir bu. Çünkü nitelik değil nicelik yani miktarlar, sayışlar, çokluklar, yönünde gelişme içindeyiz; ilkelerden alabildiğince hızlı şekilde uzaklaşmak biçiminde oluşan bir düşüşün ilerleyen bir maddeleşmesini yaşıyoruz. İlkelerden uzaklaşmak demek ruhsal olandan uzaklaşmak demektir. Bu inici ilerlemenin geçici olarak durdurulması ya da etkisizleştirilmesi zamanı çoktan sona ermiş durumdadır. Özel bir yeni devreye girmek üzeredir.
Bunalımlı modern çağ ilkelerin unutulup gittiği bilgisizliklerin anlayışsızlıkların çağı olmuştur. Vaktiyle stoacı ve Epikürcü ahlak başarıya ulaşılmıştı fakat bu başarı entelektüelliğin ne kadar gerilerde kaldığını hangi noktaya düştüğünü göstermektedir.
Artık kimse eski kutsal öğretileri anlayamıyor bu yüzden putperestlik uygulaması batıl inançlar temel inançların yerine geçirmiş durumdadır. Düşüşe karşı gösterilen tepkiler pek cılızdır. Bugünkü kokuşmuş modern uygarlık birçok şeyin ölümüne sebep olmuş grekoromen uygarlığının ancak dış kabuğunu alıp hikmet ve faziletten uzak gerçek entelektüelliği inkar ederek bilginin alt düzeyinde hiçbir ilkeye bağlı olmadan çöküp kalmıştır.
Bir yığın anlamsız ve belirsiz ayrıntılar içinde dağılarak sürekli olarak birbirini çürüten asılsız varsayımlar insanlığın üzerine çökmüş vicdan hürriyetini yok etmiştir modern uygarlığın pratik uygulama üstünlüğü dışında hiçbir geliştirici sonucu kalmamıştır. Eksik görüşlerin bikrimi ile kendi dışında her tür bilgi birikimi boğacak kadar azgınlaşan modern uygarlık salt maddeci bir öze sahip olarak gerçekten şu son devrenin canavarıdır. Yani deccalını temsil etmektedir.
Köklü bir değişe gerek olduğunu biliyoruz bu radikal değişe tüm dünya insanlığının ihtiyacı olduğunu açıkça bellidir
Bir yönlendirici iradenin müdahalesi olmadan böyle bir değişimin kendiliğinden meydana gelmesi kabul edilebilir mi?
Uzun yüzyıllardan beri bilinen bilgi ve inançların bazı yönlerini yeni şeylermiş gibi sunarak halk içinde teşevvüş yaratmak gibi tuhaf durumlar yarar sağlamayacaktır. Bu inançlar üstün ilkeleri yitirmiş yeryüzünü fethetmeye amaç edinmiş yüzlerini gökyüzünden tamamen çevirip niceliklere bağlanmış durumdadırlar.
Modern dünyamız öldürücü bir hızla uçurumun dibine inmektedir. Bir çökmüş halinden kurtulması yeniden bir diriliş ya da sonunda durmak mümkün müdür?
Bir takım siyasal değişiklikler ve ekonomik başarılar önemli değildir. Bunlar insanlığın madde tabiatıyla ilgili tatmin çalışmalarıdır. Yapay ihtiyaçların sonu gelmiyor. boşuna emek!
Umutsuzluk belasının nasıl her yeri sardığını görmek için şöyle terasınıza bakmak yeterlidir. Düzensizliklerin sonu, eski dünyanın sonu yeni bir dünyanın başlangıcı olacaktır. Eski dünyada ihmal dilen red edilen unsurlar yeniden iletilecek batı bilim ve sanayinin uygulaması olan modern uygarlık ve onun sadık kullarının madde ötesinde hiçbir şey görmeyecek kadar maddeye dalan ve onun esiri olan insanların başka bir düzene ait bilgiler karşısında dağılıp bozguna uğramaları bir yazgıdır.
Her şey gibi modern uygarlığın da zorunlu olarak bir var oluş sebebi vardır. Bu uygarlık bir devri sona erdiren uygarlık olarak yerinde ve zamanında gelmiş ve geldiği gibi de gidecektir. Bu uygarlık bir skandaldır. Skandala aracı olanlara ne yazık!
Kaynak; http://psisik.org/bu-devrenin-niteligi-yuksek-olandanasagida-olana-dogru-bir-ilerlemedir-1
Esas Kaynak; Ruhsallık Üzerine Denemeler Kitabı – Ergün Arıkdal