Alan adı sektörüne yatırımcı olarak girmek istiyorsunuz, fakat nereden başlayacağınızı bilmiyorsunuz. Veya bir çok alan adı aldınız, kaydettiniz, kendinize bir portföy oluşturdunuz, ancak portföyünüzdeki alan adlarının hiç birine ciddi bir teklif gelmedi ve alan adlarının yenileme ücretlerini nasıl ödeyeceğinizi düşünüyorsunuz. Bir yerde yanlış yaptığınızı fark ettiniz ve yeni bir başlangıç yapmak istiyorsunuz. Sizin durumunuz hangisi olursa olsun bir yol haritasına ihtiyacınız var ve bu yazıda size ana hatlarıyla bir yol haritası sunmaya çalışacağım. Ancak öncelikle uyarmam gerekir: Bu yazı mucize bir formül içermiyor, sizin başarılı bir alan adı yatırımcısı olabilmek için almanız gereken yolu kısaltmıyor, yalnızca takip edilmesi gerektiğini düşündüğüm yolu tarif ediyor. O yolun her adımını sizin atmanız ve bunun için çabalamanız gerekiyor.

Öncelikle yapmanız gereken içinde yer almak istediğiniz sektörü tanımak. Bu aşamayı tamamlamadan herhangi bir alan adı almanızı tavsiye etmem. (Alan adı alımından kastım, hem ikinci el piyasası ve ihale sitelerinden alımlar hem de yeni kayıtlardır.) Kervan yolda düzülür, hem alır, hem öğrenirim derseniz, sadece daha önce yapılmış hataları tekrar edersiniz. Bir süre için yalnızca izleyici olmayı tercih edin, gerekli yetkinliğe erişene kadar beklemeniz çok ciddi fırsatlar kaçırmanıza sebep olmayacaktır, aksine sizi yanlış kararlardan kurtaracaktır. Alan adı sektörü; alan adı yönetimlerinden, yazmanlarına, ikinci el piyasası aracılarından, irili ufaklı yatırımcılara ve 200 milyonu aşkın kayıt edilmiş alan adına kadar çok büyük bir ekosistem. Elbette ki bir yatırımcının bütün bu ekosistemin en ince ayrıntısına kadar hakim olması beklenemez, ancak yazmanlar, üst seviye alan adları (TLDs), alan adlarının düşme süreçleri, düşen alan adını yakalama hizmeti veren siteler (dropcatcher) ve benzeri konularda bilgi sahibi olmanız gerekmekte. Ayrıca alan adı piyasasının zaman içinde dünyada ve Türkiye'de nasıl oluştuğunu, ana oyuncularının kimler olduğunu, geçmişten bugüne temel gelir modellerinin neler olduğunu öğrenmeniz, yani kısaca piyasanın geçmişini kavrayabilmeniz, piyasanın geleceği içinde kendi konumunuzu belirlerken size yardımcı olacaktır. Sadece geçmişi anlamak da yetmez, özellikle Türkçe alan adları piyasası sürekli gelişmekte olduğundan güncel alımları, ihale sonuçlarını takip etmeli, bu işlemleri gerçekleştirenlerin kimler olduğunu, son kullanıcı olup olmadıklarını ve bu işlemleri gerçekleştirirkenki amaçlarını anlamaya çalışmanız lazım. Eğer bir alan adını alırken bu ismi ilerde kimlerin, hangi sebeple ve hangi ücret karşılığı sizden talep edebileceğini öngörebilecek seviyeye gelebilirseniz, artık gönül rahatlığıyla alan adı alımı yapabilirsiniz.

Alan adı alırken kaçınılması gereken bazı yanlışlar vardır. Bir anda aklınıza geliveren bir alan adını kayıt etmek için bilgisayar başına oturdunuz ve daha önce hiç kayıt edilmediğini gördünüz. O alan adını tekrar düşünün, sizden başka birinin daha aklına gelecek mi, başkaları bu ismi adres çubuğuna hatta arama kutusuna yazacak mı? Asla unutmamanız gereken temel bir kural var: Siz mucit değil, yatırımcısınız. Yeni isimler düşünmek ve icat etmek yerine, insanların ilgisinin olduğu alanlardaki isimleri alıp sağlam yatırımlar yapmaya çalışın. Sizin icat ettiğiniz o alan adının başka biri tarafından satın alınma ihtimali, dağ başındaki evinizin, denizin yükselmesiyle denize komşu olması ve bir anda değerinin yükselmesi ihtimalinden fazla değildir. Sizden başka kimse için bir değer ifade etmeyen bir alan adını almaktan daha kötü olan tek bir şey vardır. O da size ait olmayan bir markayı ihlal etmek ve bundan çıkar elde etmek niyetiyle bir alan adı almaktır.

Alan adı yatırımcılığına giriş

Bir diğer yanlış ise maliyet hesaplamasında yapılmaktadır. Bir çok yatırımcı 300$ maliyetle alabileceği orta kalitedeki bir alan adı ile tanesini 10$'a mal edeceği 30 düşük kalitede yeni kayıt edilmiş alan adının maliyetlerinin eşit olacağını düşünmektedir. Oysa portföyünüzdeki alan adlarını elinizde tutma süreniz ortalama üç sene ise birinci seçeneğin maliyeti yalnızca 320$ olacakken, ikinci seçenek size 900$'a mal olacaktır. Alan adlarını elinizde tutma süreniz arttıkça, aradaki uçurum da artacaktır. Bu sebeple maliyet hesaplaması yapılırken, gelecek projeksiyonu da yapılmalı ve toplam olası maliyet hesaplanmalıdır. Bu hesaplamalardan şöyle bir sonuç çıkarmak mümkündür: Kaliteli alan adlarını almak başlangıç yatırımı olarak yüksek rakamlar gerektirse de, portföyünüzde çok sayıda düşük kalitede isim olmasındansa az sayıda ancak kaliteli alan adlarının olması yenileme maliyetlerinizi düşürecektir.

Sektörü ve piyasayı tanımak için gerekenleri yaptınız, alan adı alımı yaparken ne yapmanız ve ne yapmamanız gerektiğini artık biliyorsanız başarılı bir alan adı yatırımcısı olmak için en temel adımı atmış olursunuz. Alan adı yatırımcılığı elbette bunlardan ibaret değildir, bir alım stratejiniz olduğu gibi bir satış stratejiniz de olmalı, gerekli araçları kullanmayı bilmeli, sektördeki diğer oyuncularla bağlantı ve etkileşim (networking) içinde olmalısınız. Fakat bu blog yazısının amacı size başlangıç için bir yol haritası sunmaktı, sonrası için ise size sadece tek önerim var. Türkçe alan adları piyasası henüz gelişmekte bir piyasa olduğundan başarı çok kısa vadede ulaşılabilir olmayabilir. Ancak kararlılık ve azimle doğru adımları atarsanız başarının çok uzakta olmadığını düşünüyorum. Edison'dan bir alıntıyla başladığım bu yazıyı yine Edison'dan başka bir alıntıyla sonlandıracağım : "Bazı yenilgilerin nedeni, insanların işi yarıda bıraktıklarında, başarıya ne kadar yakın olduklarını bilememeleridir."

Kaynak domainom