Hard copy’leri set etme işini taşere ettikten sonra yazımın wording’ini düzeltmeye focuslanıyor olacağım.” Metropollerde beyaz yakalıların çalıştığı plazalarda bir gün geçirseniz bunun gibi yüzlerce cümle duyabilirsiniz. Yalnızca ‘plaza insanlarının’ anladığı bir dil bu!.. Kimi zaman aynı anlama gelen sözcüklerden oluşan bir tamlama: Nüans farkı! Bazen de İngilizce zaman kalıplarıyla düşünülüp Türkçe söylenmiş sözler: Yapıyor olacağım!
Biraz Türkçe, biraz İngilizce... Ama bu dil için en iyi tanımlama: Uydurukça!
Bu tanımlama Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı’na ait. Plazalarda konuşulan bu tuhaf dilden son derece rahatsız olan Bülent Eczacıbaşı, bu dile karşı adeta savaş açtı.
Katıldığı çeşitli iş toplantılarında, şirket çalışanlarının kendi aralarındaki sohbetlerde, e-posta mesajlarında kullanılan dilin her geçen gün değiştiğini fark eden Bülent Eczacıbaşı’nın önderliğinde, bu gidişe dur demek için Eczacıbaşı Topluluğu bünyesindeki şirketlerde “Uydurukça konuşuyor olmayalım!” adlı bir kampanya başlatıldı.
Türkçe’yi en iyi konuşan işadamlarından Bülent Eczacıbaşı’nın önderliğinde başlayan ve Eczacıbaşı Holding Kurumsal İletişim ve Sürdürülebilir Kalkınma Grup Başkanı Okşan Atilla Sanön’ün yürüttüğü kampanya holdingin tüm kadrolarına yayılmış durumda.
Öyle ki öğle yemeklerindeki hatalı Türkçe kullanımlarında bile herkes birbirini uyarır hale gelmiş ve konu cezalandıran bir kampanyadan çok eğlenerek ve şakalaşarak farkındalık yaratan bir hale dönüşmüş. Eczacıbaşı’nın bu yaklaşımı yeni neslin eğlenerek öğrenme modeliyle de örtüşüyor. Kampanyayı yürüten Okşan Atilla Sanön, “Hedefimiz asla öz Türkçe polisliği yapmak değil, çalışanlarımızda farkındalık yaratarak uyduruk bir lisan oluşmasının ve kullanımının önüne geçmek. Bu kampanyanın tüm geliri Eczacıbaşı Gönülleri’nin YİBO’lara Türkçe yazım kılavuzu ve Türkçe sözlük alımında kullanılacak” diyor.
Bağış kutuları hazırlandı
Bu çerçevede önce en sık kullanılan 20 ‘uydurukça’ sözcük ya da sözcük grubu belirlendi. Sonra Eczacıbaşı şirketlerine ait toplantı odalarına birer ‘bağış kutusu’ yerleştirildi. Şimdi toplantılarda kim, ‘uydurukça’ bir şey söylerse kutuya gönüllülük esasına dayalı olarak 5 lira atıyor. “Uydurukça-Türkçe” sözlüğe, Eczacıbaşı çalışanlarının katkılarıyla her geçen gün yeni kavramlar ekleniyor. Ayrıca toplantılarla başlayan kampanyanın e-posta mesajlarına, hatta plaza sohbetlerine kadar yaygınlaştırılması planlanıyor.
Türkçe kazanacak
Kampanya çerçevesinde bağış kutularında toplanan paralar yine kampanyanın içeriğine uygun şekilde “dil” için harcanacak. Bu paralarla alınacak Türkçe sözlük ve yazım kılavuzları, ilköğretim ve yatılı bölge okullarına ulaştırılacak. Ancak kampanyanın daha büyük kazanımı, kültürel ve teknolojik gelişmelerin etkisiyle her geçen gün yabancı dillerin, özellikle de İngilizcenin baskısı altına giren dilimiz açısından olacak.
Belki de kampanya Eczacıbaşı’ndan sonra başka plazalarda da uygulanacak. Sonunda bir gün, bir plaza çalışanı, ‘Çıktıları düzenlemeyi çalışma arkadaşıma devrettikten sonra yazımdaki imla hatalarını düzeltmeye odaklanacağım’ diyecek.
Sık kullanılan ‘uydurukça’ sözcükler
Eczacıbaşı’nda en çok karşılaşılan ‘uydurukça’ kullanım ve doğru karşılıkları şöyle: * ‘Uydurukça’: Yapıyor olacağım - Doğrusu: Yapacağım * Confirm etmek - Teyit etmek * Third party - İş ortakları * Assing etmek - Görevlendirmek n Soft copy - Elektronik kopya * Focuslanma - Odaklanma n Wording - Yazım/ifade * Layout - Yerleşim n Hard copy - Çıktı * Check etmek - Kontrol etmek * Yapılabilite - Yapılma ihtimali * Taşere etmek - Taşeronla çalışmak * Kontekst - Bağlam * Kontent - İçerik * Refere etmek - Gönderme yapmak * Deadline - Bitiş tarihi.
Biz webmaster'ların bazen cool görünmek için bazen gerçekten karşılığını bulamadığımız için plaza diline sık sık başvuruyoruz. Bu uygulamayı takdir ediyorum.