öncelikli hedef isimde olmalı. insanlarımızı Türk girişimine kazandıracağız, yabancı bağımlılığını yeneceğiz deyip de sosyal ağın ismini yabancı koymak daha baştan kaybetmek anlamına gelir. örneğin "quup.com", belki anlayanlar bilenler var mı bilmiyorum ama ben bu adı ilk duyduğumda özellikle belirtilmemiş ise Türk girişimi olduğunu anlayamam. ancak siteye girip de bakarsam Türk girişimi olduğunu anlayabilirim. Ki zaten siteye girme gibi bir eylem de gerçekleştireceğimi zannetmiyorum. ilk bakışta çöp bir taklit gibi gözüküyor. Eğer bu projenin bir yerlere gelmesi, öncelikle ülke sonra da global çapta konuşulması, gerçekleştirilip de istenen verim alınmayınca hevesin kaçmaması için öncelikle güzel ve Türkçe bir isim ve sonra da büyük tanıtım girişimleri gerekiyor. tanıtım girişimleri derken sadece webmaster ve diğer forumlara yazı yazarak diğer başarısız projeler kervanına katılmamak için sosyal medyada ısrarlı reklamlar, tanıtıcı videolar, gerekirse -ki gerekir- televizyon ve açık hava reklamları ile bu projenin iyi tanıtılması gerekir. Burada reklam kalitesi de önemlidir. Kullanıcı parlak reklamları sever de diyebiliriz :) Flash tv reklamı gibi olmamalı anlayacağınız :)

Ayrıca benim gözümde yapılan en büyük yanlış ise, proje tam olarak rayına girmeden, orasında burasında eksiklik varken tanıtım yaparak ilk siftahı yapacak ziyaretçilere koca bir eksiklik tablosu göstermektir. Yani demem o ki kullanım açısından, görüntü açısından, opsiyonellik açısından eksiklikler giderilmeden tanıtım yapmak ve sonra da ziyaretçilerin gözünde "bir şeye benzemeyen adi taklit" statüsüne düşmemek gerekir. bunun için de çok özenli bir çalışma yapılmalı, gözle görülür eksiklikler tamamlanmadan tanıtım girişimleri yürütülmemelidir. Gözle görülür eksiklikler tamamlandıktan sonraki dönemde açığa çıkan eksiklikler çeşitli şekillerde size ulaşacak ve çözümü istenecektir. Burada rakip sosyal ağların incelenmesi ve kullanıcıların sizi seçmesi için rakiplerdeki vazgeçilmezlerin yanına tutulacak özellikler ekleyip kullanıcıyı çekmek gerekir. Tabii bu özellikler zaman içerisinde gelişecektir ancak oturmuş birkaç şirkete kafa tutabilmek için fazla zaman da yoktur. Tüketici hep en iyisini tercih eder.

Unutulmamalı ki her insan uzman değildir. Sosyal paylaşım sitelerine sadece uzmanlar, emeklerinizi tam anlamıyla görebilen, anlayabilen ve tebrik edebilen bir kitle girmez. Aksine sizin koca bir ekiple uzun zamanlar boyunca yürüttüğünüz bir proje kullanıcı gözünde hiçbir şey statüsüne kolaylıkla düşebilir. Bu yüzden özellik yanında görsellik de önemlidir. Örneğin quup ile aynı şablona sahip bir sürü proje var. siz de bunların arasına katılırsanız baştan başarısız olursunuz. Yani bir bakıma başka projelerle pişti olup taklit ve çöp durumuna düşersiniz. bunun yüzünden kullanıcıya farklı bir göz zevki tattıracak tamamen özgün bir tasarım ilk hedefiniz olmalı.
özellik bakımından da bu böyle olmalı, "kendi halinde kullanıcı" diğer sitelerde yapabildiği eylem ve etkinliklerin yanında daha yaratıcı ve ilgi çekici şeyler yapabilme lüksüne kesinlikle sahip olmalıdır.

Sosyal paylaşım sitelerinin temel amacı kişilerin büyük bir kitle ile iletişim içerisinde olmasıdır. insanlar daha büyük kitlelere ulaşabilecekleri siteleri tercih ederler. bunun içinde projenizin büyük bir kitle tarafından kabul görmüş ve kullanılmakta olması gerekir. Bunu sağlamak için kullanıcının siteye çekilmesi gerekir. Bunun çözümü de sürekli, sürekli, sürekli tanıtımdır. Kullanıcı birkaç sefer orada burada gördüğü reklamlar ile sisteminize girdikten birkaç ay veya hafta sonra girmek istediğinde -ki bu sonranın nedeni büyük ihtimalle sitenizin beğenilmemesi ve ilgi görmemesi veya eksik bulunmasıdır- "Neydi ya o sitenin adı?" dememesi için öncelikli olarak akılda kalıcı bir isim ve ikinci ve en önemli olarak geniş zamana yayılmış reklam etkinliği gerekir. Örneğin yandex gibi aylarca süren (aylar oldu mu onu da bilmiyorum ya :) ) ve yeni özelliklerin de tanıtıldığı reklamlar uzun vadede yayınlanmalıdır. Kişi eğer bir şeyi orada burada sürekli ve uzun zaman boyunca görürse aylar sonra da olsa kendini o gördüğü şeye yönelirken bulabilir. Tabi tek elde bulunan bir sektörde kitlelere hitap etmek tabii ki zor ve sıkıcı kimi zaman yıldırıcı olacaktır.

Kişiler daha büyük kitlelere hitap edebilmenin yanında hitap edebilme lüksüne de sahip olmalıdır. Örneğin bir kişi bir sitede gördüğü bir resmi, videoyu, yazıyı vs. beğenir ve sosyal ağ hesabında paylaşmak isterse o sitenin altında sizin sosyal ağınızın paylaş butonunu görmek ister. bu tabii sizin halledebileceğiniz bir sorun değildir. bu yüzden kişi facebook un paylaş butonunu görür ve facebook da paylaşır. Burada sizin yapabileceğiniz şey en basitinden site sahiplerini sizin paylaş butonunuzu sitesine eklemesini teşvik etmektir. Ki site sahibi de, eğer sizin tanıtımlarınız etkili olur ve büyük bir kitleye ulaşırsanız, bu büyük hit kaynağını desteklemekten başka seçeneğe sahip olamaz. ama öncelikle teşvik bu konuda etkili olur.

Sizin tercih etmeyen bir kullanıcıyı karşınıza alın ve rahat bir şekilde neden ben değil de facebook sorusunu yanıtlamasını isteyin. Bu size bu makaleyi okumanızdan daha yararlı olacaktır. Kullanıcıyla iç içe olun, saha araştırması yapın. Birkaç kişinin eline kalem kağıt verip kalıplaşmış sorularla tüketiciye A mı B mi diye sormasını beklerseniz milletimizin yüksek sallama kabiliyeti size yanlış bir araştırma sonucu verir :) Bunun için kahvede çay içerken, cafe de arkadaşlarla sohbet ederken bu soruları sorun ve arkadaş ortamı rahatlığında verilen açık ve net istek ve şikayetlerin keyfini çıkarın. En önemlisi de yalan söyleme kabiliyeti bulunmayan ve en küçük eksikliğinizi yüzünüze söyleyebilen açık sözlü(!) arkadaşlara bu soruları her gelişmeden sonra sormaktır.

Benim size naçizane tavsiyelerim bunlardır. Ben de bir uzman değilim. Teknik olarak neyin nasıl olduğunu bilmiyorum ama kullanıcının sizi seçmesi için bunlara ihtiyacınız olduğuna kesinlikle eminim... Okuduysanız teşekkür ederim...