Son 10 yılda oyun sektörü dünyada 70 milyar dolarlık bir rakama ulaştı. Milyarlarca dolar büyüklüğe ulaşan oyun pazarında şirketler, sadece oyun lisansı satarak para kazanmıyorlar. Saatlerce oynandıktan sonra sanal para kazandıran düzen, kazanılan sanal paralarla oyun özellikleri, silahlar, eşyalar satıyor. Oyunu satan şirket, isteyene gerçek para vererek oyun içinde sanal para satıyor. Oyun içinde oyun burada başlıyor. Şirketler bu durumda milyarlarca dolar gelir elde ediyorlar.
Kişiye özel bilgisayarların bir ağ ile birbirine bağlanmadığı zamanlarda, oyunlar ya tek kişilikti ya da bir bilgisayarda iki kişi ile oynanırdı. Bilgisayarlar birbirine bağlanınca, birlikte oynanabilir oyunlar arttı. İnternetin şahsi kullanım için yaygınlaşması ile birlikte insanlar evlerinde oturarak, dünyanın farklı yerlerindeki insanlarla karşılıklı oyun oynayabilir oldular. Saatlerce ya da günlerce oynayıp bilgisayarın başından kalkamayan hasta insanlarla karşılaşmak hiç de zor değil artık. İnsanların bir türlü başından kalkamayıp sürekli oynamak istedikleri bu oyunlar, çok kullanıcılı rol yapma oyunlarıdır. (MMORPG)
Binlerce kişinin birbiriyle etkileşim halinde, çevrimiçi olarak oynayabildiği bu oyunların içerisinde oyuncular, sohbet edebilmekte, takım kurup birlikte oynayabilmekte, birbirlerine oyun içerisinde kullandıkları sanal aparatları ya da silahları verebilmekte ve hatta satabilmektedir. Oyun içerisinde karşılıklı etkileşim de sunuyor olması bu oyunları sosyalleşmek için tercih edenlerin sayısını artırmakla birlikte, oynayanların da oyunlara bağımlı olmasına sebep olmaktadır.
Türkiye’de 30 milyon civarında internet kullanıcısı olduğu düşünülüyor. İnternet kullanıcılarının hemen hemen hepsinin sosyal ağ sitelerinde hesabı var. Birçok ülkede benzeri oranlar oluşunca sosyal siteler üzerinden oynanabilen, oyuncuların sitedeki arkadaşları ile etkileşim kurabileceği oyunlar geliştirildi. Bu oyunlar oynayanları kendine bağlayabiliyor. Tek bir oyuna tutulup aylarca, yıllarca oynamak pek görülmese de zamanının çoğunu bu sitelerde farklı oyunları oynayarak geçiren insan sayısı zannedildiğinden daha fazladır.
Konuşma telefonu, oyun telefonu oldu
Son iki senede cep telefonları yerlerini akıllı telefonlara devretmeye başladı. Tablet denilen dokunmatik ama telefon ekranından daha büyük ekranlara sahip cihazların da yaygınlaşmasıyla birlikte mobil oyun denilen basit yapılı, bölüm geçmenin kolay olduğu oyunlar geliştirildi ve onların da bağımlıları oluştu. Böylece konuşma telefonu, oyun telefonu oldu.
Bilgisayarda oynanan birçok oyunun, oyun konsolları ile oynanan sürümleri de var. Oyun konsolları televizyon ekranına da bağlanabilen, oyun oynamak için geliştirilmiş makinalardır. CD ya da DVD okuyucusuna sahiptirler. Oyunları büyük televizyon ekranlarının karşısında klavye ya da mouse aygıtları ile sınırlı kalmadan, oyun için özel geliştirilmiş aparatlarla oynamak mümkün olmaktadır.
Oyun içinde oyun. Sektör para için daha fazla saldıracak
Türkiye’de 30 milyon bilgisayar kullanıcısından zamanının çoğunu bir oyun oynayarak geçiren insan sayısı zannedildiğinden daha fazla. Son 10 yılda oyun sektörü ciddi oranda büyüdü. Sektörün dünyada 70 milyar dolarlık büyüklüğe ulaştığı, film ve müzik sektörlerini geçtiği açıklanmıştır. Bu durum oyun endüstrisine önümüzdeki yıllarda daha fazla yatırım yapılaca manasını akla getirir. Daha fazla kâr için oyun firmaları insanları bilgisayar başında daha fazla tutmaya çalışacaklardır. Daha fazla oyun oynatmak için fazla reklam yapılacak, daha fazla çaba sarf edilecek demektir. Türkiye’de bilgisayar oyunları oynayan kişi sayısı son iki yılda yüzde 50 artış gösterdi. Bunun ucunun bundan sonra nerelere kadar gideceği son derece düşündürücü.
Milyarlarca dolar büyüklüğe ulaşan oyun pazarında şirketler sadece oyun lisansı satarak para kazanmıyorlar. Sektörün en büyük gelir kaynağı sanal para satışıdır. MMORPG oyunlarda sizin oyunda oluşturduğunuz bir karakteriniz oluyor. Bu karakter bir canavar ya da savaşçı olabilir. Karakterinizin silahları ya da özellikleri, oyun içinde belli yetenekleri oluyor. Oyun, içinde bir sanal para birimi oluyor ve her bir eşyanın sanal para ile değeri var. Oynadıkça sanal para kazanıyorsunuz ve yeni özellikler, silahlar, eşyalar satın alabiliyorsunuz. Oyun karakterlerin savaşması üzerine kurulu olduğu için bu sizin karakterinizi güçlü yapacaktır.
Buraya kadar her şey normal görünüyor. Problem bu noktadan sonra başlıyor. Oyunu geliştiren şirkete gerçek para vererek oyun içinde sanal para satın alıyorsunuz. Oyunda oynayarak, çalışarak karakter geliştirmekle uğraşmıyorsunuz, gerçek para ile satın aldığınız sanal parayı kullanıp rakiplerinizin önüne geçiyorsunuz. Oyunlar dünyanın her yerinde oynandığı için oyunu oynatan şirketler bu durumda sizin gerçek parayla aldığınız sanal eşyalardan milyarlarca dolar gelir elde ediyorlar.
Kimler oyuna geliyor
Oyun şirketleri yurtdışında olduğu için sizden doğrudan para tahsil etmeleri mümkün olamayabiliyor. Özellikle çocukların ve gençlerin çok oynadığını düşünürsek, kredi kartı sahibi olmayan bu insanların yurtdışındaki şirkete para ödemesi mümkün değildir. Türkiye’de bu ödemeleri tahsil etmek amacıyla kurulmuş resmi ya da gayrı resmi şirketler, web siteleri vardır. Yurt dışı oyun şirketleri tarafından oyuna getirilen bu firmalar, sanal paraları yurtdışındaki şirketlerden toplu olarak satın alırlar, belirli komisyonlar karşılığında internet kafelerde sattırırlar ya da web sitesi üzerinden telefon kontörü karşılığında satarlar. GSM şirketleri küçük ödemelerin tahsili için kontör karşılığı ya da telefon faturasına yansıtarak ödeme yapılmasına olanak sağlayan mobil ödeme adını verdiğimiz sistemler geliştirmişlerdir. Bir ilköğretim öğrencisi bile telefon kontörlerini satarak bu tür sanal varlıklar satın alabilmektedir.
Bazen oyuncular oluşturdukları karakteri ya da geliştirdikleri bir eşya ya da silahı da diğer oyunculara satarak para kazanırlar. Az gelişmiş ülkelerde hayatlarını bu şekilde kazandıkları paralarla idame ettiren kişiler var. Özellikle Çin, Hindistan gibi ülkelerde düşük maaşlarla çalışan işçilerden oluşan oyun çiftlikleri kuran bazı şirketler karakter, silah, özellik geliştirmesi yaptırıyorlar, sonra bu sanal varlıkları satarak milyonlarca dolar kazanıyorlar. Türkiye’de de bazı az gelişmiş şehirlerde internet kafelerde bedava oyun oynama ya da internet kullanma karşılığında küçük çocukların bu tür amaçlarla çalıştırıldığını haberlerde duymuşsunuzdur.
Biz her yönü ile anlatıyoruz
Online oyun oynama yaşının okul öncesi çocuklara kadar ilerlemesi sonucu oyun geliştirici firmalar yeni taktikler geliştiriyorlar. Ücretsiz diye bilgisayar, cep telefonu ve tabletlere indirilen oyunlarda avantaj sağlamak için satın alınan, sanal silah ya da eşyaların her birinin değeri 1 lira ile 20 lira arasında değişiyor. Ailelerin çocuklarının yanlışlıkla satın aldıkları içeriklerden dolayı kabarık telefon faturaları ödediklerine şahit oluyoruz. Cep telefonlarınızın mobil ödeme seçeneğini kullanmıyorsanız kapattırmanızda fayda var. Türkiye’de online oyun için ödenen yıllık bedelin 400 milyon lira civarında olduğu tahmin edilmektedir.
Bu sistemlerin toplumların geleceği için ve genç nesillerin ruh ve vücut sağlığı için büyük bir tehdit olduğu çok açıktır. Bu oyunlar telefonunuzda oynadığınız, can sıkıntısını gidereceğini düşündüğünüz masum oyunlardan çok farklıdır. Arkasında devasa bir sektör olduğu için oynayanı oyuna bağlayacak çok fazla mekanizma geliştirmiş olmaları çok doğaldır. Bu bilgilerden habersiz oyun oynayan gencin ya da çocuğun bu örgütlü ve sistemli yapının karşısında tercihlerini yaparken son derece savunmasız olduğunu fark etmemiz gerekiyor. Çok kullanıcılı online oyunlarda her yaştan ve kültürden insanın bir arada oynaması, çocuklar için küfür ya da sakıncalı içerik görüntüleme problemleri de oluşturabilmektedir. Oyunların bu manadaki ruh sağlığını bozan, insanları bağımlı yapan kirli yüzü ise ayrı bir yazı konusudur.
Kaynak: http://insanvehayat.com/bir-oyun-icinde-oyun-gercegi-yazisi