En karmaşık duyguları, düşünceleri bile dantel gibi işlemişken sözcüklere " Hadi Anlat Bakalım Kendini.. " monologunda kalemim kıpırdamaz oldu ne hikmetse. Başlamak lazım bir yerden illaki.. Hadi bakalım..
31 Ekim günü, anneme çektirdiğim bir birinden dehşet acılarlandan sonra almışım ilk nefesimi. Doğumum bile nazlı olmuş. Ailemin ilk çocuğu, ninelerimin dedelerimin en kıymetli ilk torunu. Eh haliyle pek bir şımarık yetiştim.
Kocaman sevgiler sığdırdım yüreğime. Rabbimi sevdim, hayatı sevdim, insanları sevdim.. Ne kadar çok paylaştıysam bu muhteşem duyguyu, o kadar geri yansıttı dağıttıklarım. Tüm güzelliklerin sevmekle başlayacağına her zaman inandım. Adaletimi korumaya çalıştım her şartta. Kendimce başarılıda oldum. Eğer bir sıfatla anacaksa beni bilenler, isterim ki adaletimle ansınlar.
Her biri hayatıma bambaşka güzellikler, tecrübeler katan pek çok eşim dostum oldu. Göremesemde hissettiğim varlıklarıyla, duymasam da içimde yankılanan sesleriyle hepsi ayrı ayrı kıymetlidir. Dargınlıklarla Uzaklaştıklarım da oldu muhakkak. Ama tüm kırgınlıklarımı azat ettim çoktan.. Öğrendim ki sancılarla yaşayarak yorulmaktansa, affederek ruhu özgür bırakmaktır kişiyi huzurlu kılan.
Aşklar yaşadım en penbesinden.. Birbirinden kıymetliydiler, halada öyleler.. En az, en çok mukayesesi olmadan, birbirnden içten hisler.. Ama şuan içlerinden biri varki.. Uzatmayalım derin mevzular bunlar... (=
Üzüntülerimde oldu elbette, beni kendime küstüren, kimi zaman depremler yaratan benliğimde... Sahip olduklarımın kıymetini öğreten uykusuz gecelirim. Bilirmisiniz ki; sabır arı gibi dir, önce sokar ama sonra da balını verir. Sabrettim ve hür bıraktım benliğimi tüm acılardan.. Öldürmedilerse daha da güçlendim demektir.
Kangren hislerin, düşüncelerin, inançların, anıların hepsini salı verdim geride bıraktığım hayatımın sisli dağlarından.. Sadece iyilikleri taşıdım valizimde bu günlere. Şimdilerde ise hayatın tam da ortasında, keyifle izliyorum küllerimden yeniden doğuşumu...