Laiklik düşmanı dernekten kermes

Milli Eğitim Müdürlüğü Öğretmenevi ve Akşam Sanat Okulu bahçesinde Hayrat Yardım Derneği ve Hayrat Vakfı ortaklığında düzenlenen kermeste dağıtıldığı iddia edilen kitapçıklarda “Türkiye Anayasasından laiklik ilkesi çıkarılmalı” ifadesi yer alıyor.

Hayrat Yardım Derneğince düzenlenen kermeste dağıtıldığı iddia edilen derneğe ait Suriye Raporu kitapçığında laiklik karşıtı ifadeler yer alıyor. Kitapçığın 29’uncu sayfasında “7.2.21 Laik Yapının Düzeltilmesi” başlığı adı altında yer alan yazılarda; “Suriye’de ve diğer tüm İslam beldelerinde Türkiye’nin laik görüntüsü en büyük problemi oluşturmaktadır. Laik bir Türkiye’nin tüm İslam Dünyasında da İslami cihetle söz sahibi olması mümkün değildir. Tüm ehlisünnet toplumları barındıran devletlerin çektiği en büyük sıkıntı da budur. İslami hassasiyeti olan dünya Müslümanları, zahirde takva görüntüsü yüksek olan Suudi Arabistan tarafına ve Selefi düşünceye kaymaktadır. Bu sebeple Türkiye Anayasasından Laiklik İlkesini çıkarmalı, bugünkü gençliğin anlayacağı tarzda, iletişim araçlarını da kullanarak etkin bir şekilde İslami eğitim üzerinde durulmalıdır” ifadeleri yer alıyor.

Dernek Açıklaması; Kitapçıktan geçen bölümün kendi bilgileri dışında yazıldığını iddia etti.

Derneklere vs. hiç güvenmiyorum fakat bağızıları iyi olabilir ama bu nasıl bir olay anlamıyorum.

İlk mecliste bir gün laiklik konusu oluyordu. Gazi Mustafa Kemal Paşa o gün meclise başkanlık ediyordu

.Meclisin tanınmış din alimlerinden bir vatandaş kürsüye geldi.

Alaycı bir tavırla: ''Arkadaşlar bir laikliktir gidiyor. Afedersiniz ben bu lağikliğin manasını anlamıyorum, nedir bu laiklik ? '

' diye söze başlarken riyaset makamında bulunan Mustafa Kemal Paşa dayanamamış, oturduğu yerden elini kürsüye vurarak

: ''Adam olmaktır Hocam, adam olmak! '' diyerek Hoca efendinin sualini cevaplandırmıştır

laik dedikleri insanlarında müslümanlığı savunduğunu islamı savunduğunu insanlığın iyiliğini savunduğunu aslaha anlayamayacaklar adam olmaktır insan olmaktır laikli ayırdımsız böyle olmak zorlarına gidiyor

Osmanlı cumhuriyetinin Orhan Bey'den beri uyguladığı düşünce tarzı bu. Fakat günümüzde bunu tekrar uygulamak çok zor. Metinde yazdığı gibi laiklik ilkesi çıkarılmalı mı bilmem ama birçok İslami düşünce Selefiye kaymış durumda. Hani diyorlar ya "İslam yanlış anlaşılıyor" diye. İşte bu selefi düşünce tarzı ülkemize bile sıçradı. (İşid, Taliban, Boko Haram...) gibi birçok terör örgütü bu yüzden ortaya çıkıyor. Eğer İslamiyet üzerinde çok derin bir araştırma yapan biri varsa benim söylediklerimi anlayacaktır. Metinde ki tartışılacak ve yanlış olan tek konu "Laiklik ilkesi çıkarılması..." konusudur. Laiklik ilkesini çıkarmadan da hakeza uygulanabilir.

Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk Milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan,demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.

Yersen. İsteyen inanır, isteyen inanmaz. Din ve devlet ayrı olmalı. Dini yükümlere göre devlet yönetilmez. Kaldı ki doğruluğu her zaman için soru işareti.

İyice araplaştıracaklar insanları. Kanla kazanılan topraklar parayla satılıyor, halk asimile edilmeye çalışılıyor.. ümidi kestim bu ülkeden.

Osmanlidan beri degil ilk olarak peygamberimizin doneminden beri uygulanmakta Rasidun hilafeti
Cunki Allahin emri bu yönde SELEFİİ SALİHİN tevhidi tam anlamıyla Peygamber efendimizden sonra gelen uc kusaga deniyor bir cok kisinin zanettigi gibi gercek anlamda selefilik öcü degildir anlayana kurtulus anlamayana zillettir

Bir kaç kişinin uygulaması yüzünden bazı şeylerin yanlış olduğu kanısına variliyor. Ben bizzat duydum kendini kemalist diye nitelendiren bir arkadaşımdan. Dedi bizim tek kutsal kitabımız nutuktur. Tek inandığımız kişi de Atatürk'tür.

Üstüne basarak söylüyorum 1 kaç kendini bilmezin uygulaması bütün camiaya mal edilemez. Her ne ideolojik düşünce olursa olsun bunu yaşayanların tecrubeleriyle dogru-yanlış diye nitelendiremeyiz. Aslolan ideolojinin amacıdır. Yaşayanlar bu ideolojinin sadece bir kısmını yerine getirebilir ya da tam zıddıni yapabilir (Bilgisizlikten dolayi dahi olsa.).
Yanlış olan ideolojiler değildir. İnsanların uygulama biçimidir. Eğer ideoloji yanlış derseniz, sadece benimki doğru derseniz siz bir Diktatör'sünüz.

sadece susuyorum.
Biz dinsiz onlar müslüman ?
sadece susuyorum.

Laiklik düşmanı kermes derken kardeşim? Herkes seninle aynı düşünce yapısında olmak zorunda mı yani?


Laik düşünce yapısı nedir?

Laiklik veya laisizm, devlet yönetiminde herhangi bir dinin referans alınmamasını ve devletin dinler karşısında tarafsız olmasını savunan prensip. Fransızcadan Türkçeye geçmiş olan "laik" sözcüğü, "din adamı olmayan kimse; din adamı dışında kalan halk" anlamına gelen Latince "laicus" sözcüğünden gelmektedir. Kaynak Vikipedi


Allah'a onun Peygamberine, İndirdiği Kur'an'a iman etmiş bir insan olarak ben LAİK değilim. Bir Müslüman olarak beni Yaratan RABBİM'in koyduğu her türlü kural ile yaşamak zorundayım. Bana göre Laiklik, haşa Allah'a devletimin yönetiminde senin kuralların geçmez demektir. Sen karışamazsın demektir. Bu düşünce yapısını savunmak bana göre Allah'a savaş açmaktır. Müslüman bir insanın Mürted olmasına yetecek niteliktedir.

Allah indinde tek hak din vardır, o da İSLAM'dır.

İşinize gelmeyince 16. yüzyıldan kalma tanımlar kullanıyorsunuz :) Türkiye Cumhuriyeti'ndeki laiklik budur.

"Laiklik, asla dinsizlik olmadığı gibi, sahte dindarlık ve büyücülükle mücadele kapısını açtığı için, gerçek dindarlığın gelişmesi imkanını temin etmiştir." (1930)

"Laiklik, yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir. Bütün yurttaşların vicdan, ibadet ve din hürriyeti de demektir." (1930)

"Din bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye karşı değiliz. Biz sadece din işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyor, kasıt ve fiile dayanan tutucu hareketlerden sakınıyoruz." (1926)

Laiklik sizin düşündüğünüz gibi dini hiçe saymaz hatta siz ve sizin gibilerden daha çok korur İslam dinini. Alın bu da anayasa 24. madde

"Kimse, Devletin sosyal, ekonomik, siyasî veya hukukî temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasî veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygularını yahut dince kutsal şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz."