Böyle bir konu açıldığı için makale yazan biri olarak oldukça mutluluk duydum. Bu konu üzre birkaç kelam etmek istiyorum. Bu satırları da kütüphânesinde dört bine yakın kitabı bulunan ve bu kitapların hemen hemen üçte ikisini okumuş biri olarak yazdığıma da dikkat etmenizi ricâ ediyorum.

Kendime makale yazarı demiyorum, sâdece makale yazan biri diyorum. Çünkü ben yazar değilim, sâdece yazan kişiyim. Bu ikisi arasındaki fark, şeytan ve meleğin kavram karmaşası gibi bir şeydir. Buradan hayıflandığınız noktaya değinecek olursak, sizi yüzde yüz haklı olarak gördüğümü söylemeliyim. Fakat temel birkaç noktayı da değerlendirmeden edemeyeceğim. Bildiğiniz üzere web sitesi kurma ve reklamlardan para kazanma hususu, apayrı bir sektör hâline gelmiştir. Bu sektörde site sahipleri kaliteli makale aramamaktadırlar. Yazılan makaleler belirli anahtar kelimeleri içersin ve yazının okunmasında herhangi bir problem mevcut olmasın, o yazının gideri vardır düşüncesi güdülmektedir. Esasen çok da yanlış bir düşünce değildir.En nihayetinde adamın amacı para kazanmak ve bunun için ihtiyacı olduğu kısmı istemektedir sâdece. Neden daha fazla para ödesin ki? Bu tıpkı, reel piyasada mevcut olan malın en ucuzunu ve işlevselini bulma sorunu gibidir. Burada hiç kimsenin müdahale hakkı yoktur.

Bence buradaki esas mes'ele bahsettiğiniz gibi kaliteli içerikten yoksun olma durumudur. Türkçenin, yanlış politikalar neticesinde sâdeleştirme çabaları gibi olaylardan Allah'tan Atatürk sayesinde kısa sürede dönmüşüz ki, dilimizi daha fazla yozlaştırmamışız. Tüm bunlara rağmen, ilk Redhouse sözlüğü (19. yüzyıl) ile şimdiki İngilizce-Türkçe Redhouse sözlüğünün (21. yüzyıl) arasında on binlerce kelime fark vardır. Fakat Türkçenin kıvraklığı, her dile olan hâmiliği gibi faktörleri kısa sürede yine kendini toparlamıştır. Şimdi bu dil ile biz kaliteli içerik niye üretemiyoruz? Bunun da basit bir nedeni var aslında: yetersiz maddi imkânlar ve zaman kaygısı... Bu konunun en büyük örneği de benim maalesef. Üniversitede başlamış olduğum bilimsel bir internet projesi, kısa zaman içerisinde büyüyüp ulusal dergilerde bile tanıtımı yapılmışken yetersiz zaman ve maddi kaynak nedeniyle projeyle ilgilenememeye başladım...

Kaliteli içerik, elbetteki uzmanlık gerektiren bir mes'eledir. Fakat adamakıllı bir zaman aldığı da muhakkaktır. Bilimsel verilere dayanan ve imlâ kurallarına dikkat edilen ortalama 500 kelimelik bir yazı, en az bir-bir buçuk saatte yazılmaktadır. Bu tür yazıların internet sitelerinde yayınlanması sonucu da web site sahipleri pek bir kazanç elde edememektedirler. Hem bu uzun yazıları okuyacak çok fazla nüfus kesafeti yok hem de bu kadar zaman harcanarak yazılacak bir yazı yerine, niteliksiz 5-10 yazı yazılabilir düşüncesi mevcuttur.

Benim asıl tav olduğum konu makale yazan kişilerin, diğer makale yazan kişiler hakkındaki olumsuz tavır ve kindar davranışlarıdır. Zaman zaman bunu gözlemlemek durumunda kalıyor ve üzülüyorum. Ayrıca buradan makale yazan arkadaşlar için de bir tavsiye vermek istiyorum. Forum Ticaretinde Başarı yazısında belirtmek istediğim gibi, doğru ve düzgün yapılan her işte müşteri sizi bulur. Başarıyı getirecek olan belirlediğiniz fiyatlar ya da çok tanınır olmanız değil, kaliteli içerik üretmenizdir.