Ya şuan burada televizyondan duyduğu kadarıyla konuyu savunanı da var, sağda solda "nükleer santral zararlıymış aga" dendiği için bilinçsizce karşı çıkanı da.

Sanki nükleer santral yapıldıktan sonra herkesiz çoluğu çocuğu sakat doğacak, felaketler yaşanacak gibi anlatılıyor.

Lütfen kısaca okuyun isterim;

Bu işin mühendisi ustası vs. olduğumu söylemiyorum kesinlikle fakat yakinen ilişiğim bulunduğundan dolayı sizlere kısa bir kaç bilgi ve görüş aktarmak istiyorum.

Ülkemizde bilinen enerji üretim kaynakları "genelde";
- Elektrik üreten barajlar (Hidroelektik santralleri),
- Termik santraller,
- Doğalgaz kombine çevrim santralleri
tarafından sağlanmaktadır.

Artvinde yapılan yeni Deriner Barajı tam da güzel köyümün, dedelerimin, sevdiklerimin mezarlarının üzerine kurulmuş. Devletin zorlaması ile dedelerimiz, nenelerimiz evini bağını bahçesini bırakarak bilmedikleri şehirlere taşınıp kısa sürede üzüntüden yaşamlarını yitirmiştir. Şuan dönüp baktığımda benim bir köyüm bile yok. Sadece benim değil civar köyler, binlerce insan 3-5 kuruş para verilerek evinden yurdundan kovulmuştur. Aklınızın hayalinizin alamayacağı alanda yeşillikler ağaçlar ormanlar bir çöp gibi sökülmüş verimli araziler yok edilmiştir. Ne için? Biraz daha fazla elektrik üretebilmek için. Bu sadece benim yaşadığım inanılmaz basit belkide çoğunun bilmediği bir dramdır o köylerdekiler için. Ama herşeye değer çünkü ülke elektrik üretimine katkisi %0,44. Yani ortalama 300bin kişiyi aydınlatabilir. Bunun için herşeye değerdi... (Yersen)

Buradan ülkemizdeki 514 hidroelektrik santralini görebilirsiniz. http://www.enerjiatlasi.com/hidroelektrik/

Yine aynı şekilde bir kesimin inanılmaz reddettiği termik santraller var ki zararlarını görmek için öyle deprem filan beklemenize de gerek yok. Çıkan zararlı dumanlar asit yağmurlarına neden olarak çevre toprağını kurak verimsiz ve tarıma elverişsiz hale getirerek bölgedeki bitki hayatını neredeyse bitirir. Bölgeden kastım bulut yağmuru nereye kadar götürürse işte.

Ayrıca;

Termik santral küllerinin toplandığı alanda (kül depolarında) oluşan Radon gazı (Ra222) havaya ulaşmaktadır. Bu küllerin üzeri toprakla örtülse dahi toprağın gözeneklerinden geçen Ra222 havaya karışır. Ra222 3.8 günlük bir süre içinde Polonyum’a (Po210) ve aktif kurşuna (Pb210) dönüşebilmektedir. Bu nedenle kül yığınları çevreye radyoaktivite yayar. Bacadan atılan maddelerin içinde belki de en önemlisi, linyitte bulunan ve yanma ile açığa çıkarak etrafa yayılan uranyumdur. Küllerdeki uranyum da ayrı bir sorun yaratmaktadır.

Yine ayrıca;

Termik santraller soğutma, buhar elde etme ve temizleme gibi çeşitli amaçlarla su kullanmakta ve tüm bu işlemler sonucunda tonlarca atık su oluşturmaktadırlar (Su arıtma tesisi atık suları, su - buhar çevriminden kaynaklanan atık sular, curuf teknesi taşıntı suları, luvo yıkama ve temizleme suları, yağlı sular, evsel atık sular ve yağmur suları, kömür stok sahası drenajları). Bu miktar ve özellikteki atıkların ne kadar işlemden geçirilirse geçirilsin, çevre kirliliğine yol açması kaçınılmazdır. Çünkü sonuç olarak bu sular ya toprağa ve yeraltı sularına ya da bir şekilde denize ulaşacaktır.

Ve bunların doğaya verdiği zararı görmek için yine söylüyorum öyle deprem falan beklemeyin. Verdiği zararları tarımdan, hayvancılığa, balıkçılıktan çevre kirliliğine kadar toplayarak ülkemizdeki ekonomik zarara ve üretimin azalmasından kaynaklanan enflasyon etkilerini hiç saymıyorum bile.

Buradan ülkemizdeki 32 termik santrali görebilirsiniz. http://www.enerjiatlasi.com/komur/

Ve asıl büyük saçmalık doğalgaz kullanarak elektrik üretmeye çalışan zavallı santrallerimiz. (Taşıma suyla değirmen dönmez atasözüne en yakışan santraller)

Bunlarda bizim ülkemizin milyarlarca lira harcayarak Rusya ve İrandan temin ettiği doğalgazı elektriğe çeviriyor. Ve bu sayede ekonomik olarak bir bir adım bile ileri gitmeyi geçin, Nijerya gibi saçma ülkelere karşı bile cari açık çıkarmasına neden oluyor. Doğalgaz kaynağın bile yokken çevrim santrali senin neyine be güzel ülkem...

Sonuç olarak;

Nükleer santral ne kadar zararlı ise, inanın şuan kullanılanlar da bir o kadar zararlıdır. Güvenlik önlemleri ve bilirkişi ile doğabilecek zararlar minimuma indirilebilir. AMA...

Asıl soru şu olmalı,

Madeninin güvenliğini sağlayamayan, ülkesinin elektiriği kesilidiğinde ilkokul 5 öğrencisi seviyesinde açıklamalar yapan bu yönetim nükleer santrali ne hale getirir ?...

Öyle yazayım dedim saygılarımla :)