Çağla Büyükakçay İçin Oylarınızı Bekliyoruz

Merhaba Arkadaşlar,

Ülkemizi temsil eden ve TEB BNP Paribas Uluslararası Kadınlar Tenis Turnuvasında kupayı kazanan temsilcimiz Çağla Büyükakçay oylarımızı bekliyor.

WTA Resmi internet sitesinde Nisan ayının ''En iyi çıkış yapan sporcusunu'' belirleyecek bir anket oluşturdu.

Ülkemizde tenis pek bilinmediği için kimsenin bu etkinlikten haberi yok. Zor günler geçirdiğimiz şu zamanlarda ülkemiz ''TÜRKİYE''yi her alanda tüm dünyaya tanıtmamız gerekmektedir.

OYLARINIZ İÇİN LİNK
''http://goo.gl/HEug6I''

Destek amaçlı olarak oyumuzu kullanalım O halde başarılar.

Oy kullandım. Başarılar diliyorum.

Bana göre Siegemund en bu sürede en büyük aşamayı kaydeden isim oldu ama Çağla ile milli duyguları pekiştirmek lazım :)

Tabiki bana görede her sporcu başarılı ancak psikolojik anlamdada bakmak lazım.

Ülkemizde büyükşehirlerde dahi Tenis için alt yapı sıfır denecek kadar kötü ve halkımız Tenise tamamen ilgisiz. Sokakta onlarca kişiye sorsak Çağla'yı kimse tanımayacak. Fakat Avrupa ve ABD'de durum böyle değil. Bu etkenlere rağmen, hayran kitlesinin az olmasına rağmen Çağla bence diğer sporculara göre daha üstün görünüyor. Ülkemizi temsil etmeside cabası

sofgames Malesef ülkemizde Tenis ile ilgili pek bir altyapı yok sayılır. Yıllar önce açılmış birkaç hatrı sayılır kulüp ile devam ediyoruz. Ancak dünyada da bizle aynı seviyede olan çok ülke var. Bu yüzden tenisçiler çalışmalar için genellikle ABD'yi tercih ediyor. Gelelim Çağla'nın başarısına... WTA İstanbul özellikle Wozniacki ve Azarenka gelecek denildiğinde büyük sükse yaratmıştı ancak çeşitli sebeplerden dolayı ikiside turnuvadan çekildi. Hal böyle olunca Çağla'nın şansı iki katına çıkmıştı. Her maçında şiir gibi oynadı Çağla ve kazandı. Final konuşmasında ağlarken bizimde gözlerimizi doldurdu. Objektif olarak bakarsamda bu dönemin en büyük başarı yakalayanı Siegemund oldu. WTA Stutgart gibi oldukca prestijli bir turnuvayi son grand slam sampiyonuna karsi 2.likle tamamladi. Çagla'nin daha iyi yerlere gelecegine inaniyorum, keza İpek Soylu'nun da cok iyi yerlere gelecegine inaniyorum. Umarim her iki sporcumuzda en ust kademede yer alir ve bizlere bir grand slam sampiyonlugu izletir.

Laura Siegemund Nisan ayında çiftleri saymazsak 7 müsabakaya çıktı ve yenilmedi. Elediği isimler; Halep, Radwanska, Vinci, Pliskova ve Brengle.

Çağla aynı periyotta 9'da 7 yaptı ama Voegele ki benim epey şaşırdığım bir galibiyetti ve ay boyunca karşılaştığı en sert rakip olan 21 yaşındaki Kovinic.

Yani şimdi Türk diye Çağla'yı desteklemek sporun ruhuna aykırı bir durum biraz. Son maçta zaten Kovinic de vurguladı; Davis Cup maçı gibi bir atmosfer vardı dedi. Yine de Çağla açısından o baskıyı kırabilmek büyük bir işti. Aynı durum Siegemund için de geçerli. Turnuvanın Almanya'da olması performansını mutlaka yükseltti.

Türk sporcusu hangi branşta olursa olsun çalışmıyor. Çalışmayı da sevmiyor zaten. Cem İlkel için de ilk piyasaya çıktığında birkaç seneye 50 görür deniliyordu, 4 senede geldiği nokta 412. sıra.

Sadece sporda değil, biz millet olarak çalışmadan en iyi şartları talep eden bir topluluğuz.

Bundan birkaç sene önce Tenis Federasyonu Başkanı seçilen adam PTT eski genel müdürüydü. Vizyona gel!

Dediklerinizde haklı noktalarınız var ancak konunun hiç bir yerinde mutlaka Çağla'ya oy verin demedim. Sadece bizi temsil ettiğini ve oylarımıza ihtiyacı olduğunu belirttim. O sporculara zaten kendi ülkeri oy veriyor birde başarılı görenler veriyor, ancak Çağla'ya zaten ülkemizin haberi olmadığı için oy gelmiyor.

Ülkemizde Çağla ve adı duyulmamış diğer sporculara destek daha çok olsa, hayran kitlesi daha da iyi olsa iyi yerlere geleceğimize inanıyorum.

Ancak ben Türk sporcusunun kötü olduğuna inanmıyorum. Çalışmadığını ben şuna bağlıyorum. Kendimde ufak yaşlardayken pek çok sporda alt yapılarda yer aldım tüm hocalar kolay yoldan başarıya gitmek istiyor bu yüzden oyuncular çalışmıyor. Fakat oyunculara başarı için mücadele ve ter gerektiği öğretilse oyuncular daha iyi çalışır. Bence alt yapılarında çalışma sistemleri mutlaka değişmeli o zaman daha başarılı oluruz

Saygılar

sofgames Ben de direk size karşı birşey söylemedim. Konu altına fikrimi belirttim.

Bir sporda hayran kitlesinin artması için, farkındalık yaratacak bazı başarılar alınması gerekli.
Voleybol da uzun yıllar kız sporu diye erkek seyirci tarafından ötekileştirildi ve bu sporu yapan kadın ya da erkek sporcular çok fazla değer görmedi. Ne zaman ki Neslihan ve beraberindeki jenerasyon Avrupa'da hatrı sayılır başarılar elde etti. O andan itibaren seyirci de bu spora olan bakışını değiştirdi. Şu an voleybolda dünyanın en iyi ligerinden birine sahibiz ve istediğimiz her oyuncuyu bu lige getirebiliyoruz.

Türkiye'de spor kültürü gazetede furbol sayfası okumaktan öte değil. Wimbledon Tenis Turnuvası 140 yaşında. Biz daha henüz yolun çok başındayız. Şu an aktif olarak bu sporu yapan kadın ve erkek tenisçilerin çoğunun maçlarını izlerim. Bu spor öyle ucuz bir spor değil ve gerek aileleri gerekse sporcuların nasıl zorluklar elde ettiği ortada ama bu her işte böyledir. Şimdi ben çok yetenekliyim diye burada bir proje için maddi destek istesem kimse vermez. Sizin bunu insanlara gösterecek elinizde somut şeyler olması lazım. Biz teniste daha yeni WTA turnuvasında final gördük. Bu bazı şeyleri kıracak elbette ama arkadan gelen sporculara baktığımda aynı dönemde beraber tenise başladıkları jenerasyondaki oyuncuların çok gerisindeler. Tamam altyapı, sponsor, eğitmen, akademi vs. bunlar yok ama yetenekli insan her durumda kendini belli eder. Zaten bu yüzden bazı sporcular özeldir. Daria Kasatkina 1997 doğumlu ama oynadığı tenisi izlersen aradaki seviye farkını çok rahat görebilirsin.

Son paragrafınızla ilgili üstte görüşümü belirttim. PSV Eindhoven'ın kapısında 'Çalışmak yeteneği yener, eğer yetenek çalışmazsa' sözü duvarda yazılıdır. Sizin elinizde imkanlar az olabilir ama bu hayallerinizi gerçekleştiremeyeceğiniz manasına gelmez. Spor tarihinde imkansızlıklardan efsanele mertebesine gelmiş insanlar var. Amerika'daki siyahlar ya da Afrika'daki sporcuların da ellerinde imkan yok. Koşu ayakkabısı olmadan olimpiyat şampiyonluğu elde etmiş insanlar var.

Biz sıkıya gelemiyoruz ve çalışmayı sevmiyoruz. Birşeyi azıcık yapıp diğerine geçiyoruz ya da sıkılıp bırakıyoru. Bu sitedeki insanlar için de geçerli bu. Aramızda eminim ki dünya standartlarında iş yapbilecek insanlar vardır ama karşıdan bir hareket bekliyoruz hep ve nasıl olacağına değil, nasıl olmayacağına kafa yoruyoruz.

Bugün birine projenizden bahsedin, size onun nasıl olamaycağını söyler. Bunu dikkatli gözlemleyin, emin olun aile de böyle, arkadaş çevresi de, eğitmenler de... Nasıl yapılırı ya da yapmanız için sizi teşfik edecek fikirleri vermezler. Kimi boş iş görür, kimi ondan iyi olmanızı istemez.

Size de saygılar.