PHPacemisi Hocam kesinlikle alan adının makul ve müspet olmadığı konusunda hemfikiriz.

Ancak olaya evrensel bakmak gerektiği zaman hala İslam'ı bir fikir akımı olarak kabul edebiliriz görüşündeyim. Çünkü teker teker ilerleyecek olursak;

Dinlerin peygamberleri o fikri ortaya çıkaran kişi olarak kabul görüyor. İslamda Hz. Muhammed, Hristiyanlıkta Hz. İsa bu alandadır. Ancak Hristiyanizm kullanımı da Hristiyanlıkta yine politize olmuş hali temsil eder.

Dinler değişir, dinlerin içine değişik yorumlar girer. Dinin genel çerçevesi aynı kalır ancak içerik çok sapabilir. islamda Şii ve Sünni, Hristiyanlıkta Ortodoks, Katolik ve Protestanlık buna örnektir.

Dinler yayıldığı yere göre de değişebilir ki, önceki örnek buna da örnektir. Daha detaylı bir örnek verecek olursam, [bildiğim kadarıyla] Sünni İslam'da bir yerinizin kanaması abdestinizi bozarken Şii İslam'da kanın bir limiti vardır abdesti bozması için. Bu durum, o dini benimseyen insanların bölgelerinde yaşanan savaşlara göre şekillendiği rivayet edilir. Bu mutasyona da bir örnek olabilir.

Bir de verdiğiniz linkte Panislamizm diye bir tabir var. Bu tabir tüm müslümanların birleştirilmesini sembolize ediyor ki, bu da siyasal bir reaksiyondur.

Wikipedi'yi ben de bir kaynak olarak kabul etmiyorum. En azından bir yerde kaynak olarak alsam bile doğruluğunu kontrol ediyorum. Ancak tabir olarak islamizm olduğunu ve hangi tabir için kullanıldığını göstermek maksadıyla bunu kullandım. Kontrol ederseniz bu hususta bir yanlışlık yok.

Dinleri semavi ve semavi olmayan şeklinde ayırdığımız zaman -izm eki bir problem olarak ortaya çıkıyor. Ancak Budizm için bunu kullandığımızda bütün budistler akla geliyor. Onlara göre de bizim dinimiz semavi değil. Dolayısıyla kafalarda bu ayrımı yapanlar da bizleriz diye düşünüyorum.

İslam'ı bir fikir akımı olarak görmemin sebeplerini de açıklamam gerekir diye düşünüyorum: İslam, bir felsefedir. Din felsefesidir. Bir dine inandığınız zaman o dinin bir felsefe olduğunu kabul etmeyebilirsiniz. Çünkü doğrudan teslimiyet gerektirir. İslam da kelime itibariyle teslimden gelir. Dolayısıyla eleştirmeye, düşünmeye ve dolayısıyla değiştirmeye aykırıdır. İşte bu yüzden değiştirilmediğini savunuruz. Halbuki, sadece Kuran-ı Kerim değiştirilmemiştir. Ayetler üzerinden değişik yorumlar yapılması suretiyle yine de değişime uğramıştır. Bunun dışında başka filozoflar da İslam'a katkı sunmuşlardır. Bunların en meşhuru da bana göre Mevlana'dır.

Bu çerçeveden baktığımız zaman İslam gayet muazzam bir fikir akımı olarak öne çıkıyor. Sadece fikri ortaya atanda bir muamma bulunuyor. Ancak tebliğciler dinler için fikir sahibi sayılabiliyor.

Ancak, din felsefesinin öğrettiği gibi teslimiyetçi ve sorgulamadan yaklaştığımız taktirde evet, İslam doğrudan Allah tarafından gönderilmiştir, evet değişime uğrayamaz, mutasyon geçiremez, değişemez. yaklaşık 1400 yıllık tecrübelerimiz bize bunun tam tersini söylese de buna inanmak mecburiyetindeyiz yoksa dinin dirliği tehlikeye düşer.