Google sizi dinlemeyecek. Sizi dinlemek gibi bir derdi yok. Google’ın yönetim yapısı günümüz sosyal medyasının kullanım amacından çok uzak. İnsanlar sosyal medyaya “eğlenmek” ve iyi vakit geçirmek için giriyor. Google servislerine baktığınızda hepsinin gayet işlevsel fakat eğlenceden uzak olduğunu görürsünüz. Bu da şirketin yönetimini üstlenen yazılım mühendislerin kullanıcıları analitik çözümlere zorlamasından kaynaklanıyor.
Gelin Google’ın yaptığı hatalara kısaca bir bakalım;
- Google Talk: MSN kapandıktan sonra Google Talk Gmail kullanıcıları arasında bir hayli yaygın hale geldi. Özellikle iPhone öncesi akıllı telefonlarda olan uyulamaları ile Whatsapp’a ciddi bir rakip olabilirdi. Ama Google, Facebook’u taklit ederek bu mesajlaşma uygulamasını Gmail içine entegre etti ve Talk uygulamasını piyasadan kaldırarak Whatsapp ve Facebook Messenger rekabetinden yoksun kaldı.
- Google Wave: İlk çıktığında e-posta sistemini tamamen değiştirecek bir icat olarak duyuruldu. Hem mail hem de anlık mesajlaşma uygulaması olarak kullanılabiliyor ve o zamanlar yoğunlukla kullanılan bütün üçüncü parti uygulamalarla entegre çalışabiliyordu. Ayrıca yazılımcılar tarafından çok fazla kullanılıyordu. Birbirini hiç görmemiş yazılımcılar Google Wave üzerinde bir dolu geliştirme yaptılar. Ama ne oldu? Google buradan da çekildi ve piyasayı Slack’e bıraktı.
- Google Plus: Google sosyal medyada Facebook ve Twitter ile rekabet etmek için frid.ge adında bir sosyal medya platformunu satın aldı. frid.ge’deki temel sistem arkadaşlarınızı gruplayarak farklı ağlara bölebiliyor ve her ağ için farklı içerikler üretebiliyor olmanızı sağlamaktı. Sırf bu sistemi Facebook birebir kopyaladı diye rekabetten kaçtı ve Facebook’un aklında olmayan bir özelliği onlara armağan etti. Ayrıca sistemin tıkır tıkır çalışmasıyla övünen Google, Plus platformuna “eğlence”yi katmayı unuttu. Ya da reddetti.
- Google Buzz: Twitter’a rakip olmak amacıyla Gmail içine ileti paylaşılabilen bir satır eklediler. Bu sayede Gmail kullanıcıları mail arayüzüne girdiklerinde rehberlerine kayıtlı diğer Gmail kullanıcılarıyla twit gibi anlık durum iletileri paylaşabiliyordu. Google bunun bir AR-GE çalışması olduğunu ve performans alamadığını iddia ederek bu hizmeti de sonlandırdı.
- Google Hangouts: Aslında Hangout dışında bir sürü anlık mesajlaşma ve video konferans uygulaması piyasaya sürdü. Hangouts ilk çıktığında sahip olduğu müthiş özelliklerle Skype kullanıcılarını kendine çekti ve kısa sürede Skype’ın tahtına oturdu. Kendimce en önemli ve en değerli özelliği Youtube entegrasyonu sayesinde video konferanslarınızı canlı olarak Youtube üzerinden kolayca yayınlayabilmenizdi. Bugün Zoom ve OBS ile ancak yapılabilen sistem Hangouts ile tek panelden kolayca yapılabiliyordu. Hangouts’ub düşen popularitesi ve Google’ın manyak gibi birbirine benzer bir sürü uygulama çıkarmasıyla kullanıcılar kafa karışıklığına uğradı. Şimdi de dalga geçer gibi Meet’i çıkardı ve bütün benzer uygulamaları burada birleştirmeyi düşünüyor. Bence o da tutmayacak ve millet yine Zoom kullanmaya devam edecek.
Şimdi diyeceksiniz ki “bre adam sen ne cahilsin, koskoca Youtube var. dünyanın ikinci büyük arama motoru Youtube değil mi?” evet ama Youtube’u Google çıkarmadı. Potansiyelini gördüğünde satın aldı ve yaptığı ilk iş arama optimizasyonu sistemini Youtube’a entegre etmek oldu. Ayrıca bakın ne deniyor; Youtube dünyanın en büyük ikinci “arama motorudur”. Sosyal medyası demiyor dikkat ederseniz. Yani aslında burada da analitik düşünerek sistemini arama optimizasyonu üzerine kurmuş. Google tarafında yine “eğlence” yok. Eğlenceyi Allah razı olsun ki kullanıcılar ürettikleri içeriklerle sağlıyorlar. Yoksa iş Google’ın kendisine kalsa onu da beceremezler.
Büyük youtuberları takip ederseniz akıllarında hep bir soru diri şekilde duruyor; Bir gün eğer Youtube kapanırsa ne yaparız? Bu sadece sunucularının çökmesi ya da Google’ın iflas etmesi anlamına gelmiyor. Yarın bir gün Youtube sistemini “yıkan” bir şey gelebilir ve Youtube eski cazibesini kaybedebilir.
Bunun ayak sesleri uzun süredir geliyor zaten. Önce Vine sonra IGTV şimdi TikTok, Youtube’un tahtını her seferinde sallıyor. Bu sebeple de Youtube kendine rakip olarak yukarıda saydıklarımı değil televizyonu, Netflix gibi dizi film izleme servislerini alıyor. IGTV ve TikTok kısa videolara yönelirken Youtube, kullanıcılarının uzun videolar üretmesini teşvik ediyor. Burada yapmak istediği insanların TV programları ya da dizi/film izlemeleri yerine Youtube’da daha fazla vakit geçirmeleri. Diğer platformlardaki milyon dolarlık yapımlara karşı kendi kullanıcılarına ürettirdiği düşük maliyetli içeriklerle rekabet yolunu seçiyor. Bir anlamda mantıklı bir rekabet yolu. Ama yıkıcı bir sistem geldiğinde kolayca ekarte edilebilir.
Dünyada bilim, teknoloji, tarih gibi konularda videolar üreten tanınmış Youtuberlar Curiosity Stream adında bağımsız bir platform kurdular bile. Videolarının bir kısmını Youtube’a değil buraya yüklüyorlar ve bu içerikleri izlemeniz için para ödemeniz gerekiyor.
Yukarıda bahsettiğim Google’ın çöplüğe dönüşmesi konusundaki çözüm önerim olan yeni yöntemler konusunu Youtube üzerinde bir grup kullanıcı Curiosity Stream ile çözmüş görünüyor. Eğer Google’ı dize getirmek istiyorsanız sizlerin de kendi yöntemlerinizi bu şekilde geliştirmeniz gerek. Yoksa istanbul taksiciler odası gibi Uber gelir onu kovarsınız, Martı gelir onu kovarsınız ama böyle şeyler hep gelir ve siz hep bunlarla mücadele etmek durumunda kalırsınız. Çünkü sistemin içinde varolmayı seçmişsinizdir.
Kendi sisteminizi kendiniz kurmanız gerekir.