:) Ben genelde, konuları açan, ya da cevap yazanların nicklerine bakmadan önce yazıyı okurum, hatta, cevap yazarken isim de kullanmam, ama, Sinnerxx çok güzel bir yazı olmuş, teşekkür etmek amaçlı nicke baktım, sonra da seni tanıdım, aynı dönem bir sitede birlikte makale yazmıştık, bir kadın sitesiydi... diyip işin bu kısmını geçiyorum :)
Paylaşım gerçekten çok güzel olmuş, bana da site işine başladığım günleri hatırlattı. Ben de 2.5 senedir bu işle uğraşıyorum. 2.5 sene öncesinde sadece bir makale yazarı idim. Makalelerini yazdığım kişilerle genelde arkadaş olduk, kalıcı dostluklar kurduk, bana güzel bir yol gösterdiler, konuda da belirtildiği gibi dediler ki: ''Sen bu makaleleri yazdığında, sana her bir makale için belirli bir ücret ödüyoruz. Ama sen makale yazmayı bıraktığın anda kazançların direk kesilecek. Kendi sitelerini açıp kendine de makale yazmalı, ve bundan daha fazlasını kazanmalısın...'' Düşündüm, gerçekten de doğru söylüyorlardı. Adamlar bana kazançlarının tamamını veriyor olamazlardı öyle değil mi? Mutlaka kendilerine de kalıyordu, benim yazdığım makalelerle benden daha fazla kazanıyorlardı ki bu işi bana yaptırıyorlardı... O halde başlamalıydım.
Sinnerxx'e katılmadığım tek konu ise şu: Tek bir alana takılıp kalmak pek de avantaj sağlamıyor. Şöyle ki: siteler sürekli olarak özgün içerik istiyor, hem de zamanla artan miktarda. Bu nedenle sürekli aynı şeyleri yazmak bir zaman sonra sıkıyor. Gün içerisinde aynı konudan 20 konu yazmak başka, bir konudan 3, bir konudan 5, bir konudan 2... yazmak başka. Bence açılan siteler farklı alanlarda açılmalı...
Makale yazarlığından site adminine dönüşen kişilerde şöyle de bir takıntının oluştuğunu düşünüyorum: (En azından bende var) Kendi sitelerimin makalelerini başka bir makale yazarına yazdırmak bana göre değil... İnsan kendi için daha bi farklı yazıyor sanki... Bilmiyorum yanılıyor muyum :)