Fotoğrafçılık bitmedi, tanım değiştirdi. İcadından bu yana 150 yıl geçtiği halde halen tam olarak fotoğrafçılığın sınırları belirlenemiyor. Bu da her geçen gün yenilendiğinin en büyük ispatıdır. Türkiye'de fotoğrafçılık denilince akla gelen bir çok isim var. Eminim bunların en popülerlerini sizler de tanıyorsunuz. Onların yaptıkları işler dünyanın en büyük sanat galerilerinde gösteriliyor. Adını bile duymadığınız insanlar yapıyor bunları...

Fotoğrafçılık, resim gibi bir sanatın küllerinden yaratıldı. Onu anlamak ve ürün vermek için tabiri caizse 40 fırın ekmek yemelisiniz. En iyi fotoğraf makinesi en iyi fotoğrafı çekebilseydi eğer en iyi daktilo da en iyi romanı yazabilirdi. Fotoğraf insanın emeğidir, imzasıdır. Bu emek disiplinle, kültürle, ahlakla, içsel bazı şeylerle kazanılıyor. Endüstri olarak fotoğraf satın alıma yöneldi. Herkesin fotoğraf çekmesini istiyor. Bu şekilde yeni makineler çıkartacak ve pazarını genişletecek. Bu yüzden fotoğraf makinesi alan insanları yeremeyiz. Madem bu pazarın başındakiler bunu istiyor, onlar da bu şekilde pazarlama yapmak durumundalar. Aradan sıyrılan çok önemli işler yapan kişiler de olacaktır. Bunlar söylediğim gibi insanın ürünüdür. İnsan kendini geliştirirse, içinde sanat varsa eğer yapacağı tek şey bunu dışarıya çıkarmak için bir alete gereksinim duyması olacaktır.