Siz acaba eylemin amacına sadık kalan eylemcilerin ne yaptıklarını gördünüz mü? Size bir örnek vereyim ben.. O sağı solu ateşe verip, kaldırımların taşlarını söken kişilerin oyununa gelmeyerek eylemciler kaldırım taşlarını yerine yerleştirmeye çalışıyor. (Bknz) Pencerelerinin önlerine biber gazından etkilenenler için limon ve su koyan halk. (Bknz) Parkı temizlemek için birlik olan eylemciler. (Bknz) Gazdan etkilenen köpeğe müdahale eden eylemciler.. (Bknz)
Gerçek eylemciler işte bu fotoğraflarda yer alan insanlardır ve amaçlarından hiçbir zaman dışarı çıkmamışlardır. Fakat bunu fırsat bilip aralara kaynayan, esnafa kamu mallarına zarar veren insanlar meydana inmiştir. Her ne kadar bunları engellemeye çalışsalarda çoğu zaman başarılı olamıyorlar ve haklı olan eylem bunlar yüzünden haksız yansıtılıyor. Lütfen o sağı solu ateşe verip, polise saldıranları gördüğünüz gibi, yukarıdaki fotoğrafları da yok saymayın.. O ortalığı karıştıranlar yüzünden, polisin şiddetini haklı görmeyiniz..
Gerçek eylemciler işte bu fotoğraflarda yer alan insanlardır ve amaçlarından hiçbir zaman dışarı çıkmamışlardır. Fakat bunu fırsat bilip aralara kaynayan, esnafa kamu mallarına zarar veren insanlar meydana inmiştir. Her ne kadar bunları engellemeye çalışsalarda çoğu zaman başarılı olamıyorlar ve haklı olan eylem bunlar yüzünden haksız yansıtılıyor. Lütfen o sağı solu ateşe verip, polise saldıranları gördüğünüz gibi, yukarıdaki fotoğrafları da yok saymayın.. O ortalığı karıştıranlar yüzünden, polisin şiddetini haklı görmeyiniz..
Görüşlerinize kesinlikle katılıyorum ama kendi başıma gelen bir olayla sadece bir ekleme daha yapcağım.
Ben okuduğum bölüm gereği Basın mensubu sayıldığım için dün Kızılay'a bir kaç kare fotoğraf için gittim. Kalabalığın tam ortasında kalmıştım, millet bana bi acayip gözle bakıyor. Neyse... öylece fotoğraf çekmek için gezerken direnişçiler harekete geçti, doğal olarak da polisler de harekete geçti ve o kalabalığın arasında tahmin edemeyeceğiniz kadar biber gazı solumak zorunda kaldım. Bi 30-40 dakika zar zor kendime geldim. Şimdi bi düşünün, ben çıksam desem ki; ''polisler çok kötü, hiç bir suçum olmamasına rağmen biber gazı sıktılar vs..'' ne kadar haklı olurum? Ben hiç bi şekilde şikayetçi olmadım, oraya gitmek tamamen benim tercihim ve seçimimdi. Ve bunun sonuçlarına da katlanmak bana düşer. Polisler de beni onca kalabalığın içinde nasıl farketsin? o mahşey yeri gibi alanda farkedilmem imkansız. Özetleyecek olursam; ''Kurunun yanında yaş da yanar.'' başıma gelen olayı böyle özetleyebiliriz. Şimdi, gerçek eylem yapanlar ile provokatörler arasında da böyle bir deyiş söylemek en doğrusu, kişilerin tercih meselesi, isteseler gitmezler ama gitmeyi tercih etmişler. Bu yüzden kurunun yanında yaş da yanar sözü en doğru söz bence. Ne kadar itiraz edilirse edilsin bu durum böyle olacak bence.